Prag... Tarih Kokan güzel kent - Haber 1Haber 1

Prag… Tarih Kokan güzel kent

21 Mart 2015 - 17:45

ABONE OL

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ı yıllar sonra bir kez daha, üstelik kış mevsiminde ziyaret ettim. İlk seyahatim bundan 17-18 sene öncesindeydi, Sovyetler Birliği’nin parçalanma, dağılma sürecinin hemen sonrasına denk düşüyordu. O gidişimde daha havalimanına indiğimde karşımda üniformalı askerleri, bürokrasiyi gördüğümde kendi kendime ”-Acaba biz buraya niye geldik?” diye sormuştum. İşte o dönemden bugünlere Prag çok değişmiş.Tabi,değişmiş derken kastımın, yeni evler, gökdelenler, AVM’ler falan yapılmış olduğunu sanmayın, her şeyi aynen, titizlikle muhafaza etmişler. Çok değişmişten kastım, rahat, serbest, insanların özgürce yaşayabildiği, insana saygılı, ortalıkta o ilk ziyaretimizde olduğu gibi asker, polis göremeyeceğiniz bir yapıya bürünmüş olmasıdır.

Ortasından Nehir Geçen Bir Orta Avrupa Kenti…

Prag, bir çok Avrupa kentinde de olduğu gibi, içinden geçen nehrin etrafına yerleşmiş bir Orta Avrupa kenti…Bu güzel tarihi kentin ortasından akıp giden Vlatava nehri, kentin güney bölgesinde iki kol halinde doğuyor, yaklaşık 430 kilometre yol katettikten sonra, hepimizin ismini daha çok duymuş olacağını düşündüğüm Elbe nehriyle birleşiyor. Bir kentin ortasından nehir geçmesi , o kente bence çok şey katıyor. Nehrin etrafında parklar, bahçeler, dinlenme alanları oluyor, denizden bilmem ne kadar kilometre uzakta olsanız da martılar, çeşitli su kuşları size eşlik ediyor, nehirde gezinen tekneler ve en önemlisi o nehrin üzerine inşa edilmiş görkemli köprülerin varlığı o kenti ayrı bir güzelleştiriyor.

Kentin incisi Karl Köprüsü…

Prag ve köprü deyince akla ilk gelen Karl (Charles ) köprüsüdür. Sadece yaya trafiğine açık muhteşem bu mimari ve sanat harikasını inşa ettiren Kral IV.Karl’ın adıyla anılan, yapımı 1400 yılında bitirilen, 500 metreden biraz daha uzun bu köprüde yürürken, kendinizi adeta bundan asırlar öncesine ışınlanmış gibi hissedebilirsiniz. İşte, Prag’ın turistik açıdan gezilebilecek bölgeleri de bu görkemli köprünün 2 yanında bulunuyor.

Tarihi Havayı Ciğerlerinizde Hissedeceğiniz Eski Şehir Bölgesi…

Prag şehir haritasını önünüze aldığınızda Karl köprüsü’nün sağ tarafı Eski Şehir (Stare Mesto ya da Old Town) diye adlandırılıyor. Şehrin turistik sembollerinden Astronomik Saat Kulesi de bu bölgede bulunuyor.15.YY’da yapılmış saat kulesinde, her bir saat dilimini yine 12 burcun temsil ettiği düzenek var ve kule, her saat başında sunduğu görsel ve sesli animasyon ile epey turist çekiyor.Yine, Tyn kilisesi, Yahudi bölgesi, Spanish Sinagog bu eski şehir meydanı etrafına serpilmiş tarihi, turistik yerler…Ayrıca Prag Devlet Tiyatrosu (Prag National Theatre) , Prag Ulusal Müzesi , Avrupa’nın en eski manastırlarından olan Convent of St.Agnes, neo rönesans tarzında inşa edilen bir müzik oditoryumu olan Rudolfinum, kentteki bir çok konsere ev sahipliği yapan eski Belediye Binası (Obecni Dum, Municipal House ), tarihi bir yapı olan büyük kütüphane binası Clementinum , geçmişi 1800’ler öncesine dayanan tarihi tiyatro,opera binası Estates Theatre gibi önemli yapılar, gezilecek yerler eski meydana yakın mesafelerdedir.

Prag Kalesi ve Lesser Town Bölgesi…

Yine şehir haritasına göre Karl Köprüsü’nün sol tarafı ise Lesser Town diye adlandırılıyor ve gezilecek diğer tarihi, turistik noktalar da bu bölgede yer alıyor. Bunların başında Prag Kalesi geliyor. Halen Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın çalışma ofisinin de bulunduğu bu yere, elinizi kolunuzu sallayarak girip, gezebiliyorsunuz. Burada bir cumhurbaşkanı ofisi bulunuyor diye öyle olağanüstü bir koruma duvarı yok , sadece giriş kapılarında sembolik olarak 2’şer tane asker bulunuyor, bu askerlerin belli periyotlarda gerçekleştirdiği nöbet devir teslim törenleri de turistlerin oldukça ilgisini çekiyor.Kale içerisinde yer alan St.Vitus Katedrali muazzam bir dini yapı ve muhakkak gezilmesi, görülmesi gerekiyor.Yine St.George Bazilikası, eski Prag kent yaşamının örnek olarak sergilendiği Altın Yol (Golden Lane) kale içinde yer alıyor.

Nerudova Caddesi’nde Cam, Seramik Hediyelik Eşya Satan Dükkanlar Var…

Prag Kalesi’nin ana giriş kapısı karşısında yer alan Schwarzenbersky ve Sternbersky Sarayları da gezilmesi lazım gelen sergilere ev sahipliği yapıyor. Bu tarih ve sanat kokan mekanlardan ayrılıp , tatlı bir yokuştan aşağı yürüdükten sonra, cam, porselen, seramikten yapılmış eşyalar satan galerilerin, dükkanların bulunduğu Nerudova caddesinde buluyorsunuz kendinizi…Bu caddede ister alışveriş yapabilir, yörenin tarçınlı, çukulatalı kurabiyeleri eşliğinde kahvenizi yudumlayabilir ya da meşhur Çek biralarından içerek soluklanabilirsiniz. Caddenin Karl Köprüsü’ne doğru bitiminde de St.Nicholas Kilisesi var, bu güzel barok binayı da gezmemezlik etmemek lazım diye belirtiyorum.

Kentte Dini Mekan Çok Ama ???

Prag’ı gezerken o kadar çok manastır, kilise, katedral gibi dini mekanlar gördük ama dikkatimi çeken şey bunların hiçbirinde ilaç için de olsa yerli halktan birilerini dua eder durumda görmeyişim oldu. Kentte bulunduğumuz 5 gün zarfında, farklı farklı günlerde 10’a yakın dini mekan gezdik, bir ayin ya da törene rastlamadık.Bundan önce gezdiğimiz diğer Avrupa kentlerinde, böyle bir kiliseye girdiğinizde muhakkak bir mum yakan, kenara çekilmiş duasını yapan birileri olurdu ama Prag’da gezdiğimiz kiliselerin neredeyse tamamının oturma yerleri bile, belli ki kullanılmamaktan tozluydu. Durum ilgimi çekip, biraz araştırdığımda meğerse Çek Cumhuriyeti vatandaşlarının yarısından fazlasının ateist ya da deist olduğuna değinen yazılar görünce bir anlamda merakımı gidermiş oldum.

Petrin Kulesi’nden Kenti Seyretmek…

Yine kentin Lesser Town bölgesinde, Nerudova caddesinin diğer ucunda bulunan Strahov Manastırı da, içinde barındırdığı o muazzam gösterişli kütüphanesini görmek için bile gezilecek mekanlar listenize eklenmelidir. Bu binanın geçmişi 1100’lü yıllara kadar uzanıyor ama komunizm sonrası buradaki dini çalışmalar da sekteye uğruyor. Manastır, ülke dışına dağılmış din adamlarının yeniden ülkeye dönmesi sonrasında canlanmaya başlamış. Ayrıca bu manastır yakınlarında bulunan ve Prag’ı yukarıdan seyredebileceğiniz Petrin Tepesi’ne yürüyüş yapmak, hatta burada bulunan ve Eyfel Kulesi’nin minyatürü olan Petrin Kulesi’ne çıkıp, kenti kuşbakışı görmek,fotoğraf çekmek de yapılması gerekenler listeniz için bir diğer öneri…

Kentte Ulaşım Çok Kolay…

Kent içerisinde ulaşım kolay, haritayı önünüze alıp, ilgi alanlarınıza göre gezeceğiniz yerleri işaretlediğinizde, her yer hemen hemen yürüyüş mesafesindedir.Yoruldum dediğiniz yerde tramvaylar imdadınıza yetişiyor.Ulaşım aracına ihtiyaç duymasanız bile yine de 22 no’lu meşhur tramvaya binip, kenti ve insanları pencereden seyretmeye 1 saatinizi ayırmanızı da öneririm.Tramvayla, otobüsle uğraşamam, ”-gücüm parama yeter” diyorsanız, şehir içinde yakın mesafelerde taksi de kullanabilirsiniz.Bizim paramızla 20-30 TL’ye işinizi kolayca görebilirsiniz. Taksi kullanırken dikkat edeceğiniz şey, şoför ile baştan ,gideceğinizi yeri vurgulayarak tahmini de olsa bir pazarlık yapmak ya da taksimetrenin açılmış olmasını gözlemektir. Ayrıca otellerin anlaşmalı olduğu taksileri de tercih edebilir, biraz fazla ücret alsalar da gönlünüz rahat seyahat edebilirsiniz.Tercih size kalmış.

Prag Pahalı bir Kent değil…

Prag, Lizbon veya nispeten Atina gibi (diğer Avrupa kentlerine göre) ucuz sayılabilir. Öncelikle size verilen Çek Korunası cinsinden fiyatı, TL’ye (bir sıfır atarak yaklaşık da olsa) çok kolay çevirebiliyorsunuz.Yani 500 Koruna diye gördüğünüz etiketi, bizim paramızla 50 TL diye dönüştürebilirsiniz. Yeme-içme (bizim büyük şehirleri baz aldığınızda) aynı hatta daha hesaplı. İyi bir restoranda ortalama 20 TL’ye bir tabak ana yemek yiyebilirsiniz. Hele yemekle birlikte alkol ve özellikle şarap da içerim diyorsanız, Prag’da size gelecek hesabı, bizim ülkeye göre ucuz bile bulabilirsiniz. Çünkü şık bir lokantada, güzel bir şişe şarap için vereceğiniz para 40-50 TL diye belirteyim.Bu rakam neredeyse bizdeki restoranlara göre yarısı hatta 3’te 1 fiyata denk geliyor.

Nerede Yemeliyim?

Bellevue, Kampa Park, Hergetova Cihelna, Terasa U Zlata en meşhur,çok şık, çok iyi hizmet veren ve pahalı restoranlar…Kişi başına 150-200 TL’yi gözden çıkarmak lazım. Ama ben yine de Grosseto Marina restoranı tek geçerim. Karl köprüsünün hemen yanındaki Manesuv Köprüsü’ne iskele atmış (Galata Köprüsü yanındaki Karaköy iskelesine yanaşmış bir Kadıköy vapuru gibi), bir büyük tekne düşünün. Şanslıysanız cam kenarında bir masaya da oturdunuzsa hem manzara seyreder, hem de ister Çek mutfağından, isterseniz de Fransız, İtalyan mutfaklarından harika lezzetleri , üstelik daha uygun hesap ödeyerek tadabilirsiniz. Akşam yemeği için her restorana rezervasyon şart olduğu unutulmamalıdır.

Gezerken soluklanılacak Kafeler…

Akşam da olabilir ama bence gündüz kenti gezip, biraz soluklanmak istenildiğinde çok güzel kafeler de var. Öncelikle Astronomik Saat Kulesi’nin de bulunduğu meydanda bu tarz çok yer bulunuyor ama hepsi turistik yerler, aynen bizim Sultanahmet meydanı etrafındaki mekanlar gibi. Benim önerim öncelikle Kavarna Slavia olacak. Tarihi dekoru bozulmamış, avizelerinden masalarına kadar çok keyifli bu mekanda canlı performans sergileyerek, enstrümental müzik yapan bir piyanist bile var. Daha ne olsun? Yine Cafe Savoy, Grand Cafe Orient, Kavarna Obecni Dum gibi güzel yerler de var.

Çek Biraları da Meşhur…

Bira deyince aklımıza hep Almanlar gelir ama bu konuda Çek Cumhuriyeti’ni de yabana atmamak lazım. Biraları çok değişik, güzel ve Prag’da bira üretip, aynı zamanda tesisin yanında kurduğu biraevlerinde satan geleneksel yerler de var. Bir akşam bunlardan birine giderek karnınızı bir Prag’lı gibi doyurabilir, biralarından da tadarak, kent insanlarını kendi doğal ortamlarında gözlemleyebilir, anlamasanız da sohbetlerine kulak misafiri olabilirsiniz.

Gece Yaşamı…

Prag’ın gece yaşamı da oldukça renkli ve zengin…Konuya çok detaylı girmeksizin, Avrupa’da gece yaşamı konusunda oldukça popüler , her şeyin özgürce ve serbesti içinde yaşandığı söylenen Amsterdam kenti var ya; işte Prag, Amsterdam ile yarışır diyerek sözlerime ” kırmızı bir nokta” koyarak konuyu kapatıyorum.

Sanat, Sergi Ve Konser…

Prag kenti sanat faaliyetleri, sergiler, konserler gibi kültürel etkinlikler açısından da oldukça zengin bir yelpaze sunuyor ziyaretçilerine… Biz kenti kış aylarında ziyaret ettiğimiz için, bu tarz iç mekan sanatsal faaliyetlere ağırlık veren bir plan yapmıştık ziyaret öncesi…Kentte, üstelik bizim ülkede eşine rastlayamayacağımız kadar güzel ve tarihi mekanlarda bir opera ya da klasik müzik konseri izleyebilirsiniz. Beynimiz, kulaklarımız klasik batı müziğine pek aşina olmasa da , o muhteşem binalarda, o güzelim akustik altında, bir locaya kurulup, kendinizi bundan birkaç asır öncesinde yaşıyormuş farzederek, birkaç saatliğine o havayı solumak, emin olunuz sizi, her türlü düşüncelerinizden uzaklaştıracak, adeta sıfırlayacaktır.

Müzeleri de Gezeceğim Diyorsanız…

Şehirde gezilecek çok da müze var. Ulusal Müze, Franz Kafka Müzesi, Dvorak Müzesi, Komunizm Müzesi, Dekorasyon Sanatları Müzesi, Ulusal Teknik Müze aklıma gelenler…Ayrıca Sternbersky,Schwarzenbersky saraylarında, Prag Kalesi’ndeki ilgili salonda, Convent of St. Agnes gibi tarihi mekanlarda da her daim açık resim sergileri bulunuyor. Biz bu vesile ile meşhur ressam Gustav Klimt’in bazı eserlerini görme olanağı bulduk. Eğer bu tarz müze, sergi gibi alanları gezmeye yönelik bir program düşünüorsanız, her seferinde ayrı ayrı bilet ücreti verme yerine, daha hesaplı ve tek kartla, tanımlı hemen hemen bir çok yere girebileceğiniz Prag Şehir Kartı almanızı da öneririm. Bu kart metro, otobüs, tramvayda da geçerli olduğu gibi,Vlatava nehrinde düzenlenen bir gemi turuna ücretsiz katılabilir, bazı konserlerde, restoranlarda vb. indirim alabilirsiniz.

Özetle Prag gezilesi bir kent.Çok pahalı değil, ulaşımı kolay, uçakla 2 saat sonra erişebiliyorsunuz.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.