Çocuğunuzun geleceğini bu hisselerle kurtarın - Haber 1Haber 1

Çocuğunuzun geleceğini bu hisselerle kurtarın

03 Mayıs 2012 - 8:11

ABONE OL

Bu sayıdan itibaren Turcomoney okurları için uzun vadeli yatırımı düşünen yatırımcılara önemli tavsiyelerde bulunacağım. Okuyucularımız her ay belirledikleri bir miktar parayı önereceğimiz hisselere yatırarak çocuklarının geleceği için muhteşem bir fon oluşturacaklar.

Borsada size kazandıracak şey UZUN VADE değildir. Size kazandıracak şey uzun vadede büyümesini sürdürecek ve sürekli olarak kâr ederek özvarlıklarını artıracak şirketlerdir.

Son zamanlarda yatırımcılardan uzun vadeli hisse yatırımı konusunda çok fazla soru geliyordu. Bilimsel analizler her zaman şu sonuca varıyor Eğer bir yatırımcı hisse senetleri piyasasında çok kısa vadeli alım satımlar yaparsa, orta ve uzun vadede anlamlı bir getiri sağlaması neredeyse imkansız.

Borsada en çok yükselecek hisseyi her gün bulmaya çalışmak anlamsız. Günlük alım satımlar yatırımcının baş edebileceği ve para kazanabileceği bir konu değil. Birçok yatırımcı, fiyat hareketleri karşısında sürekli olarak yanlış karar veriyor. Bu yanlış kararların en önemli sebebi ise beynin içinde yer alan software ya da program. Fiyat hareketleri duygusal durumlar oluşturur. Bu duygusal durumlar ise yatırımcıyı almaya ya da satmaya zorlar. Fakat beynin programı öyle bir programdır ki; asla uygun yerlerde aldırıp sattırmaz. Ne kadar analiz yapılırsa yapılsın, sonuçta duygusal durumlar oluşur. Yatırımcı çok iyi ve dikkatli analiz yaparak aldığı bir hisse senedini, daha sonraki bir fiyat hareketi sırasında aşırı stres ya da coşku durumu yaşayarak alır ya da satar.

Varsayalım ki bir ev aldınız. Bu evin fiyatını her sabah bir internet sitesinde gördüğünüzü düşünün. Ya da borsayız izlediğiniz ekranda evinizin değeri dakikalar içerisinde artsın ya da düşsün. Aslında yıllar boyunca oturmak üzere aldığınız bu evin fiyatına bakmadan edemezsiniz. 200 bin liraya aldığınız evin fiyatının bir hafta sonra 180 bin liraya düştüğünü görmek duygusal durum meydana getirecektir. O sırada konut sektörüne ilişkin olarak bazı analiz ve yorumlar okuduğunuzu ve ev fiyatlarının yüzde 20 daha düşebileceğini yazdıklarını gördünüz. Acaba nasıl bir duygusal durum yaşardınız? Ya da tam tersine 200 bin liraya aldığınız evin fiyatının 1 ay sonra 250 bin lira olduğunu düşünün. Aklınızdan bu evi satmayı geçirmez miydiniz?

Hisse senedi yatırımcısının para kazanmasının önündeki en büyük engel işte bu tür duygusal durumlar. Yatırımcılar genellikle bir hisse senedine değer biçmeyi bilmezler. Dolayısıyla kafalarında bir değer oluşmaz. Eğer değer kavramı yoksa fiyat hareketleri yatırımcı davranışlarını belirleyici etken olur. Bir hisseyi aslında çok yüksek fiyattan alır ya da olması gereken değerin altına düşmüş bir hisseyi almaz. Kafalarında sadece bir soru vardır; “hangi hisse yükselecek?” İşte bu sorunun peşinden gidildiğinde ise çok pahalı olan (değerinin çok üzerine çıkmış hisseler) yatırımcılar tarafından üzerinde fazla düşünülmeden alınıp satılırlar.

Yatırımcılardan gelen e-postalara baktığımda yükselen bir borsa trendinde para kazanamadıklarından bahsediyorlar. Örneğin endeks Ocak ayından bu yana 50 bin seviyesinden 63 bin seviyesine kadar çıkmasına rağmen yatırımcılar hiç para kazanamadıklarını söylüyorlar. Çünkü bir yükseliş sırasında her an endeksin aşağı döneceği korkusunu oluşturan kısa süreli geri çekilmeler oluyor ve yatırımcı bunu yeni bir düşüş trendinin başladığı şekilde yorumlayarak satışa geçebiliyorlar. Yani 50 bin seviyesinden alım yapmış bir yatırımcı 53 bin seviyesinde elindeki hisseleri satabiliyor. Daha sonra endeks 55 bine gelince alım yapıyor ama bu sırada borsada bir geri çekilme olunca bu sefer panik olup zararına satabiliyor. Bu nedenle de yükseliş trendinde para kazanamıyorlar.
Sonuç olarak, buraya kadar yazdıklarımdan anlaşılması gereken ana mesaj şu; önemli paraları borsaya sokarak, her gün piyasayı ya da fiyat hareketlerini izlemek orta ve uzun vadede anlamlı bir getiri sağlamıyor. Hatta bu getiri banka faizlerinin de çok altında kalıyor. Bu durumda önümüzdeki en önemli soru şu oluyor; “Peki ne yapmak lazım. Borsada kazanmak gerçekten mümkün mü? Mümkün ise nasıl?”

Borsada ciddi getiriler elde etmenin birinci altın kuralı, fiyat hareketlerini izlememek ve alınan hissenin değeri üzerinde yoğunlaşmak. İkinci altın kural ise borsaya konulan tasarruflar çok büyük olmamalı. Borsaya koyduğunuz para sizin için ne kadar büyük önem taşıyorsa, fiyat hareketlerini sürekli izleme isteği o kadar şiddetli. Bu da başarısızlığı beraberinde getiriyor.


***

Eğer 2000 yılında Mardin Çimento hissesine 10 bin TL yatırsaydınız sadece hisse senedi fiyat artışı nedeniyle 25 Nisan 2012 tarihi itibariyle 544 bin TL’niz olacaktı. Eğer bunun üzerine aldığınız kârları da eklersek toplam paranız 800-900 bin TL oluyordu. Eğer aldığınız kâr paylarına da o günkü fiyatlardan hisse senedi aldığınızı varsayarsak 1.2 milyon TL’niz olacaktı.

Eğer 2000 yılında 10 bin TL değerinde Ford Otosan hissesi almış olsaydınız. Çıplak fiyat hareketi nedeniyle toplam paranız 25 Nisan 2012’de 199 bin TL olacaktı. Eğer aldığınız kâr paylarını da eklersek toplam paranız 340 bin TL’ydi.. Eğer kâr paylarınıza da hisse aldığınızı varsayarsak toplam miktar 600 bin TL civarına yükselecekti.

Yukarıdaki örneklere benzer şekilde aynı dönem için bir hesaplama yapıldığında İzmit Motor Piston hissesine 10 bin TL yatırılsaydı sadece fiyat artışı nedeniyle 614 bin TL’niz olacaktı. Buna kâr paylarını eklemeniz durumda ise toplam paranız 1.1 milyon TL’yi geçiyordu.

Bu örnekleri çoğaltabilirim. Fakat tabi ki 2000 yılından 2012 yılına kadar elde tutmanız durumunda hiç para kazanamayacağınız ve hatta 2000 yılında yatırdığınız 10 bin TL’nin belki de yarı yarıya düşebileceği hisseler de vardı. Aslında bu durumda olan hisse sayısı pek de azımsanacak kadar değil. Örneğin Boyner hissesine 2000 yılının Ocak ayında 10 bin TL yatırsanız, şu an toplam paranız 7000 TL civarında olacaktı. Üstelik bu arada iki defa sermaye artırımı da yapıldı. Benzer şekilde VKING Kağıt hisseleri Ocak 2000’de 1.55 fiyatındaydı ve şu an 1.13 TL civarında .

Elbette ki borsada uzun vadeli yatırım yapan kazanacak. Fakat şunu önemle vurgulayayım ki, borsada size kazandıracak şey UZUN VADE değildir. Size kazandıracak şey uzun vadede büyümesini sürdürecek ve sürekli olarak kâr ederek özvarlıklarını artıracak şirketler.

İşte borsaya yatırım yapılırken her yıl kâr eden, özvarlıklarını sürekli artıran ve elde ettiği kârı da yatırımcısıyla paylaşan şirketleri seçmek gerekmekte. Bir şirket her yıl kâr ediyor olabilir. Özvarlıklarını sürekli artırıyor ve kâr dağıtımı da yapıyor olabilir. Fakat pahalı almamak gerekiyor. Bu yüzden de değeri uygun olan, her yıl kâr eden ve kârını yatırımcıyla paylaşan veya en azından bedelsiz olarak dağıtan şirketlere odaklanmak faydalı

MÜTHİŞ BİR ARAŞTIRMA
Bir çalışma yaptım. Acaba “2000 yılından bu yana endeksin getirisinin üzerine çıkan veya endeksin iki üç katı veya daha fazla prim yapan hisseler hangileridir?” sorusuna cevap aradım. Bazı hisseler vardı. Örneğin 9 yılda bir şey getirmemiş ama son iki yılda çok aşırı yükseldiği için endeksi üçe katlamış. İşte bu tür hisseleri eledim. Benim için önemli olan kriter, her yıl istikrarlı bir şekilde endeksten daha iyi getiri sağlamasıydı. Bu hisselerin genel özelliği ise, krizlerde bile kâr eden ve bu kârı dağıtan şirketler olmalarıydı.

Bu sayıdan başlamak üzere, uzun vadeli yatırımı düşünen yatırımcılara bir köşe açıyorum. Bu köşeyi izleyecek olan yatırımcılara tavsiyem şudur; Her ay belirlediğiniz bir miktar parayı bu köşede önereceğim hisselere yatırarak en azından çocuklarınız için muhteşem bir fon oluşturabilirsiniz.
Minimum süre 10 yıldır. Allah ömür verirse ve derginiz Turcomoney bu süre içinde dünyanın en etkili dergilerinden biri olduğunda, bu köşemiz de yatırımcı üzerinde çok önemli etki oluşturacaktır. Meyvelerini en azından 10 yıl sonra almak üzere bir fidan dikiyorum. Eğer 10 yılı ve tercihen 15 yılı göze alıyorsanız bu sayıdan itibaren siz de bir fon oluşturarak, çok küçük birikimlerin borsada nasıl büyüdüğünü tecrübe ediniz.

Her ay bir liste yayınlayacağım ve sanki ben kendim yatırım yapıyor muşum gibi sizlere bu listeyi sunacağım. Eğer portföye aldığımız bir hisse çok pahalı duruma gelmişse satacağız. Daha sonra ucuzladığında yine alacağız ama hisse alım kararı verirken, ana kriterimiz büyüyen kar eden ve kâr dağıtan şirketler olması. Eğer bir şirketin yönetimi değişmişse, faaliyet alanı değişmişse, şirketin içinde bulunduğu sektörün geleceğine ilişkin öngörüler radikal bir biçimde değişmişse ya da şu an aklıma gelmeyen başka bir sebeple portföyde değişiklik yapacaksam bunun gerekçelerini her ay sizlere açıklayacağım.

Ben burada yazdığım süre boyunca, her ay model portföye 100 TL yatıracağım. Aylık olarak yatırdığımız bu rakamı her yıl enflasyon oranında artıracağız. Bu ay içinde alınmasını önerdiğim kâğıt Mardin Çimento’dur. Bu şirketin PD/DD oranı şu an tarihsel dip seviyelerine yakın seyretmekte. Mayıs ayında da kâr dağıtacak. Şu ana kadar yıllık bazda özvarlıklarına her sene ortalama olarak yüzde 35-40 arasında ekleme yapmış ve kârının neredeyse tamamını her yıl yatırımcısıyla paylaşmış. Bu ay 100 TL’mi Mardin Çimento’nun alımına ayırıyorum. 25 Nisan 2012 itibariyle bu hissenin kapanış fiyatı 6.96 TL’dir. Sizler bu dergiyi alıp yazımı okuyuncaya kadar bu fiyat değişmiş olacaktır. Alım fiyat aralığını ise 6.50-7.45 TL aralığı olarak veriyorum. Bu yazı yayınlandıktan sonra www.bilgeyatirimci.com isimli sitemdeki yazılarımı izleyiniz. Orada hangi gün hangi fiyattan Mardin çimento aldığımı açıklayacağım.

Dolayısıyla bir sonraki ay değerlemelerini yaparken, Mayıs ayı içinde hangi fiyattan bu kağıdı almışsak tablomuzda o fiyattan görünecek. Bu işlemlerimi gerçek işlemler olarak yapacağım. Yani ben de sizlerle birlikte bu yatırımı bizzat yapıyor olacağım.
Bundan sonraki aylarda başka hisselerde de uygun fiyata gelmiş olanları portföye alarak devam edeceğiz. Her ay birlikte olmak dileğiyle…

Sağlıcakla kalınız….

Doç. Dr. Yaşar ERDİNÇ

erdinc@turcomoney.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.