AKP yüzde 37 vekil sayısı 247 - Haber 1Haber 1

AKP yüzde 37 vekil sayısı 247

29 Mayıs 2011 - 15:20

ABONE OL

Geçtiğimiz hafta bu köşede yazdığımız “AKP’nin vekil sayısı 247” başlıklı yazımız, kimi kesimleri bir hayli rahatsız etti, kimi kesimleri de CHP ve MHP adına umutlandırdı…

Militan AKP yandaşları bize veryansın ederken, iktidar karşıtlarından cılız yansımalar aldık. Çünkü o kesimlerin pek çoğu, her zaman çekingen, sesini soluğunu çıkarmaktan ürken, iktidar baskısından tedbirli olmayı yeğleyen vatandaşlarımızdır…

ABD’en gelen seçim tahminleri AKP’nin oyunun yüzde 38′ aşmayacağı,

Yönünde…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı, Yalova Bağımsız Milletvekili adayı Yaşar Okuyan’ın geniş kapsamlı bir ankete dayandırarak açıkladığı ve iddia ettiği AKP’nin çıkaracağı milletvekili sayısı 247.

Seçime günler kala yapılan bu tahminlerde iniş çıkışlar olabilir mi?

Neden olmasın?

Geride bekleyen ve servise her an hazır olası “komplo kasetleri”nin ve “yapay suikastların” “seçime hile karıştırma çabalarının” etkisi ne boyutta olur bilemeyiz…

Tahminler doğru ki Başbakan Erdoğan, inanılmaz sert ve agresif konuşmalar yapıyor. Miting kürsülerinde muhatap saydıklarına karşı adeta kükrüyor!

Gelin o halde bir AKP tespit ve analizi yapalım.

Dokuz yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı; ideolojisi doğrultusunda yarattığı, baskı, sansür, tehdit ve korkular nedeniyle; hiç şüphe yok ki, gelecekte her zaman kahredici bir dönem olarak anımsanacaktır…

Tek parti iktidarı olmanın sağladığı avantajla, birinci dönemini fincancı katırlarını ürkütmemek için ılımlı iktidar pozisyonunda götürdü..

22 Temmuz 2007 seçiminden sonraki ikinci döneminde, gerçek yüzünü ortaya koydu…

Ülkede tüm toplum dinamikleri üzerinde şu ya da bu şekilde; demokrasi dışı etkileşimler sağladı…

Yarattığı korku imparatorluğu sonucu; bu gün Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm demokrasi ve çağdaşlık kalelerini, ideolojisi doğrultusunda eline geçirdi…

İcraatlarında ve tutumunda hiçbir zaman objektif, tarafsız, yansız, birlik ve beraberlik sağlayıcı olmadı.

Özenle oluşturduğu bürokrat kadrolarla, devlet memurlarını tam anlamıyla kendinden yaparak partizan yaptı…

Çoluk çocuk sahibi, geçim ve yaşam derdinde olan, işsizliğin kan ağlattığı bir dönemde, gerçekte tarafsız pek çok bürokrat; çaresizlik içerisinde iktidar partisinin baskısına boyun eğmek zorunda kaldı…

Buyurun bir değerlendirmeyi birlikte okuyalım:

“Bütün siyasi partiler, iktidara geldikleri zaman yandaşlarını belirli görevlere getirir ve kayırırlar…

Ancak bütün bu bürokratik yapılar, önce devletin sonra partilerinin adam olmuştur.

Oysa AKP bürokratı önce AKP’nin bürokratı, sonra ise devletin bürokratıdır.

AKP kendisine biat etmeyen bürokratları devlet memuru olmaktan çıkarabilmekte, parti memuru gibi bir işlev üstlenmiş üst düzey AKP’li bürokratlar tarafından sürülmekte ya da dışlanmaktadır.

Örneğin 2009 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 57 emniyet müdüründen 31’nin tayini il dışına çıkmıştır.

Bu atamalarda dikkati çeken, Ergenekon operasyonunu yürüten emniyet müdürlerinin İstanbul’da kaldığı ve bu atamalar sonucunda, Ergenekon operasyonunu soruşturan emniyetçilerin terfi ettiğidir…

Bu kitabın yazarı görüştüğü vali ve kaymakamlardan, 12 Eylül 2010 anayasa referandumunda AKP hükümetinin vali ve kaymakamların önüne başarı ölçütü olarak çıkacak “Evet” oylarının oranını koyduğu öğrenilmiştir…

AKP sadece atamalar ve terfi ettirmeler yoluyla değil, yer değiştirme ya da tenzili rütbe ile bürokraside bir dönüşüm yaratmaya çalışmaktadır.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rektör atamaları ilgili kararına yürütmeyi durdurma kararı veren bir hakim tenzili rütbe ile Erzurum’a tayin edilmiştir…” (İkinci Tek Parti Dönemi – Ü. Özdağ- Syf: 110-111-112)

Devam edelim:

“Bugün mevcut hükümetin mutlak egemenliği altında olan HSYK varken bir iktidar partisi temsilcisi hele de başbakan karşısında hiç kimsenin şansı olmaz. Çok Açık söylüyorum; yeni oluşan HSYK’nın tahmin edilen ideolojik yapısı ve gücü karşısında, bir yargıcın başbakan aleyhine karar verebilmesi için kelleyi koltuğa almış olması gerekir.” (Faruk Özsu – Dem. Yar. Der. Yön. Krl. Üyesi – İkinci Tek Parti Dönemi – Ü. Özdağ – Kripto yay. Syf: 136)

AKP hükümetinin iktidar olduğu 9 yıllık dönemde, bürokraside, yargıda, emniyette, eğitimde vs. yaptığı baskıcı ve taraflı icraatlar için, araştırıldığında yüzlerce örnek verilebilir…

Ne yazık ki, AKP bürokratlarının çoğu, çaresizlikten devletin değil AKP’nin memuru olmak durumuna düştüler…

Yaşanan gerçekler ortada iken, iktidar sözcülerince çıkıp kürsülere vatanlı milletli, tarafsızlık nutuklar atılıyor. Sağduyulu insanları en çok da kahreden bu oluyor…

Başbakan Erdoğan ne yapmak istiyor?

Balyoz tutuklusu MHP milletvekili adayı Emekli General Engin Alan’ı miting meydanlarında ikinci kez seçim malzemesi yaptı.

Birkaç hafta önce söylediği sözleri yine tekrarladı.

“Benim önümde ayağa kalkmadı cezasını gördü, orgeneral olacaktı olamadı…” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

Tayip Erdoğan ikinci kez söylediği bu sözleriyle nereye varmak istiyor?

Millet artık bu sözler karşısında neredeyse isyan haline geldi!..

Başbakan neyi amaçlıyor?

Seçimde umduğu oyun çok altında oy alacağını gören Başbakan Erdoğan, şahsına yakışmayacak bu tür açıklamaları yapmakla giderek puan yitirdiğinin farkında nasıl olamaz?

Tarihin ileride AKP dönemini; şifrelerin, şaibelerin, üzerine gidilmeyen yolsuzluk iddialarının, köşe dönmelerin, rant ve imtiyaz elde etmelerinin iddialarıyla dolu ülke adına talihsiz ve acı veren bir dönem olarak yazacağından zerre kadar şüphemiz yok…

Son söz:

12 Haziran seçiminde tarih yazmak için,

SÖZ VE KARAR SENİN AZİZ MİLLETİM!

Ya kurtuluş ya da tükeniş!

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.