Güçlü bir hükümet ve istikrar, ekonominin önüne açar - Haber 1Haber 1

Güçlü bir hükümet ve istikrar, ekonominin önüne açar

02 Kasım 2015 - 11:31

ABONE OL

Türkiye, dinamik bir nüfusu ile, çok daha yüksek büyüme potansiyeline sahip. Dileğimiz, 1 Kasım seçimleri sonrası güçlü bir hükümet kurulması ve siyasi belirsizliğin sona ermesi. Çünkü bu takdirde istikrar ve güven ortamı ile beraber Türkiye, tekrar yükselişe geçer.

Ekim ayında, küresel piyasalarda Çin ve dünya ekonomisine yönelik kaygılar ön planda oldu. Çin Merkez Bankası’nın ülke ekonomisini canlandırmak amacıyla yaptığı devalüasyonlar, Çin ekonomisinde problemlerin olduğu algısını güçlendirdi. Bu algı piyasaların önemli gündem maddesi olarak Eylül ve Ekim’de de devam etti. Önümüzdeki aylarda da piyasaların öncelikli izleyeceği verirler arasında olacak.

Ekim ayında varlık fiyatlarında yönü belirleyen en önemli faktörlerden biri de FED’in faiz artırım zamanlamasına ilişkin Banka’nın yetkililerinden gelen açıklamalar ve yayımlanan veriler oldu. Banka, global ekonomik yavaşlamanın ABD ekonomisini etkilerini izleme kararı aldı ve Eylül ayında bir faiz artırımına gitmedi. FED’in bu karında enflasyonun, hedeflenen seviyelerden uzak olması da etkili oldu. Son istihdam rakamları ise FED’in bu yıl faiz artırmayacağı beklentilerini güçlendiriyor. Piyasalarda ise faiz artırımı için yeterli koşulların oluşmaması zamanlamayla ilgili verilerin güçlü olmaması Dolar’da sert fiyat hareketlerine neden olurken varlık fiyatları da domine eden temel unsurlar arasına girdi. Faiz artırımına yönelik beklentilerin ötelenmesi gelişmekte olan ülke para birimlerinde de değer kazançları oluştururken borsalarda da değer kazançlarını artırdı. Şimdi piyasaların önünde faiz artırım kararının zamanlamasıyla ilgili olarak ABD üçüncü çeyrek büyüme rakamları yer alıyor.

IMF KÜRESEL BÜYÜME TAHMİNLERİNİ DÜŞÜRDÜ

Dünya ekonomisinde büyüme beklentilerinin yavaşladığının bir teyidi de IMF’nin yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda global ekonomik büyüme tahminlerini aşağı çekmesiyle oldu. Küresel ekonomi için 2015 ve 2016 büyüme tahminleri 0.2 puan düşürülerek sırası ile yüzde 3.1 ve yüzde 3.6 oldu. Raporda Türkiye’nin 2015 için yüzde 3 olan daha önce yer alan büyüme oranı öngörüsü yüzde 2.9’a çekilirken 2016 için yüzde 3.6 olan büyüme oranı ise yüzde 3.1 seviyesine indirildi.

ECB “VARLIK ALIMINA DEVAM” MESAJINI VERDİ

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasını daha fazla genişletmesi için üzerinde baskıların artmasına neden olan enflasyon oranı Eylül ayında yüzde -0.1 gerçekleşerek beklentilerin dışında kaldı ve Mart ayından sonra ilk kez negatif olarak gerçekleşme izlendi. ECB Başkanı Mario Draghi’nin 22 Ekim’de yaptığı konuşmasında ECB’nin varlık alım programını genişleteceği yönünde mesajlar verdi. Bu paralelde Euro’da sert değer kayıpları yaşanırken, Dolar endeksi yükseliş kaydetti. Küresel borsalarda da parasal genişleme beklentisi iyimserlik oluşturdu ve borsalarda yükselişler yaşandı.

Kasım ayında G20 Liderler Zirvesi’ne bu yıl liderlik edecek olan Türkiye, seçimler sonrası yakalanacak siyasi istikrar, artan öngörülebilirlik ve yapısal reformları sürdürebilirse dünyanın en büyük ekonomileri arasına hızla girer.

Kasım ayında ise küresel piyasaların gündeminde yine Çin ekonomisinde ki gelişmeleri görmek adına Çin ekonomik veri setleri, dünyanın diğer en büyük ekonomisi ABD’ye ait ekonomik veri setleri izlenecek. ABD büyüme ve istihdam verileri faiz artırımı zamanlamasının belirlenmesi açısından büyük önem taşıyor. Önümüzdeki dönem umarız küresel ekonomide yavaş büyüme toparlanır, FED’in atacağı adımların zamanlaması ve tam olarak ne yapacağı yönündeki belirsizlik ortadan kalkar ve bir süredir büyümesinde yavaşlama söz konusu olan Çin tekrar toparlama belirtileri gösterir ve dünya ticaret hızı artar.

Yurtiçi piyasalarda ekim ayında sanayi üretimi rakamları ise yüzde7.2 ile beklentilerin çok üzerinde gerçekleşerek iyimserlik oluşturdu. İyimserliği destekleyen bir diğer gelişme ise cari açık rakamının Ağustosta 163 milyon Dolar’a gerilemesi oldu. Ekonomik veri setlerinin genelindeki pozitif gerçekleşmeler, 2015 yılında FED’in faiz artırım kararı beklentisinin zayıflaması ve petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisi TL’de diğer para birimleri karşısında değerlenmeye neden olurken. Diğer taraftan siyasi belirsizlik ve jeopolitik riskler TL’deki değerlenmeyi sınırladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Ekim ayında faizlerde beklenildiği gibi değişikliğe gitmedi. Toplantı metinlerinde diğer aylardan farklı olarak “temkinli duruş” ifadesi yerine “sıkı duruş” ifadesinin kullanıldığı görüldü. Dolayısıyla TCMB, Erdem Başcı tarafından belirtilen sadeleştirme adımlarının ve sıkı likidite politikasına son dönemde TL’de rahatlama görülse de önümüzdeki aylarda devam edeceği gözüküyor.

YURTİÇİ PİYASALARIN GÜNDEMİNDE SEÇİM VAR

Kasım ayı yurt içi piyasalar açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’nin ve piyasaların en önemli gündem maddesi 1 Kasım seçimleri. Türkiye son yıllarda istikrarlı bir büyüme kat etti. Ancak 7 Haziran seçim sonuçları belirsizlik yarattı.

Umarız ve temenni ederiz ki ; Küresel piyasalarda yaşanan durgunluğa ve bölgemizdeki jeopolitik risklere rağmen genç ve dinamik bir nüfusuyla ile, çok daha yüksek büyüme potansiyeli olan ülkemizde 1 Kasım seçimleri sonrası güçlü bir hükümet kurulur ve siyasi belirsizliğin oluşturduğu kısmi durgunluk havası sona erer. Oluşacak istikrar ve güven ortamı ile beraber büyüme rakamları tekrar yükselişe geçer.

G20 Liderler Zirvesi’ne bu yıl liderlik eden ve Kasım ayı içinde ev sahipliği yapacak ve birçok önemli dünya liderini misafir olarak ağırlayacak olan Türkiye, seçimler sonrası yakalanacak siyasi istikrar, artan öngörülebilirlik ve yapısal reformların sürdürmedeki kararlılık ile petroldeki sert düşüş rüzgârını da arkasına alarak, dünyanın en büyük ekonomileri arasına girme yolunda hızla ilerler.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.