Samanyolu TV ’’Melek’’mi acaba? - Haber 1Haber 1

Samanyolu TV ’’Melek’’mi acaba?

19 Mayıs 2011 - 10:30

ABONE OL

Her millet kendi dinine sahip olduğu kadar da, kendi diline de sahip…gerçi çoğuzaman baskıda olan milletler dininden, dilinden uzak tutulur, ama ne olur olsun, zaman geçdikce herkes kimliyini fark ediyor. Örnek olarak 70 yıl Rusyanın baskısında olan Türk dilli halkları göstere biliriz. Azerbaycan da dahil, Türk dilli devletlerin Sovyetlerin baskısı nedeniyle dininden, dilinden 70 yıl uzak kaldığı herkese malum… Ama tüm baskılara rağmen dinini, dilini bir an olsun unutmayan halkların ne bahasına olursa mücadele apardığı da tüm dünyaya malum zaten. Ama bir şeyi hiç unutmamalıyız…En zor günlerde dinimiz gibi dilimizi de yabancı dillerden, dinlerden koruyan kişiler olmuş…bahs ettiyim kişiler tüm zorluklara rağmen mensup olduğu milletin dinine de, diline de sahip çıkmış…İşte böyle birine milletçe derler…Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi…
Milletini, devletini, halkını seven, milleti, devleti, halkı uğuruna canını feda eden, hala subay olduğu zamanlarda milletçilik duygularından dolayı ülkesinden uzak tutularak yabancı ülkede bile Türkiyesi uğuruna mücadele apardığı herkese malum…İşte o zor yıllarda bir kaç kişiyle ülkesini kurtaran, Türkiyenin yeniden kurulmasında büyük işler gören Atatürkümüzün gördüyü işler bugün de tarihin sayfalarında…Ama ne yazık ki, son yıllarda Türkiyede bir kaç yalancı politikacıların yürüttüğü iğrenc politika yüzünden Atatürkümüze hakaretler edilmekte….
Son hakaret….
Samanyolu TV Atatürk’e ‘şeytan’ diyor….Nedenmiş o? Bakalım, Samanyolu TV kendi “melek” mi aceba? Onlarca diziler yaratarak insanlara sadece öbür hayatın özelliğini yanlış olarak anlatan, hep cennet, cehennemden bahs ederek insanları cahil olarak yetiştiren, insanları hep korkuda tutan, Allahı bizlere korku filmi gibi takdim eden TV “melek” ola bilir mi aceba? Okurlara bir hakikatı bir daha hatırlatmak istiyorum…Yüce Yaratan severek yarattığı bendesinin korku altında tutulmasını kabul etmiyor…Yaratan tüm güzelliklleri-hayatta görüdüyümüz her şey yani, insan için yaratmış. Aynı zamanda özgürlük de insan için değil mi ama? Özgür olmayan insan, insan olamaz. İnsanoğluna akıl, düşünce o yüzden verilmiş ki, o hayatla baş etmesini bilsin. Ama şüanda müslüman dünyasında yanlış dini tebliğ o türlü gelişmiş ki, herkes hayatın anlamını sadece dine hizmette görüyor. Dine hizmet göstermeye kötü demiyorum, ama hayatımız sadece din üzerine kuramayız ki…Neden unuturuz ki, peygamberimizin söylediklerini…İlimle uğraşmak, Allah yolunda namaz kılmak, oruc tutmak kadar kutsal…hatta peygamberimiz herkesi ilimle uğraşmaya davet etmiş, insanların gözünün açılmasının taraftarı olmuş….Ama bazıları kurtuluş yolu olarak dine dönmeyi öneriyor…Kardeşim biz zaten din yolundayız, biz zaten dinimizi hiss ettiyimiz için dünyada hep baskıya maruz kalıyoruz…Dünya ülkelerinde müslümanlara karşı olan hakareti görmüyor musunuz? Hep Allahımızın isteyiyle olaylara sabır etmiyormuyuz? Ama sabır da bir yere kadar değil mi, bir az da aklımızı kullanma zamanı gelmedi mi? Belki dini kullanarak milletei yanlışlara doğru aparanları taşıtıkları görevlerden uzak tutulma zamanı gelmiş, belki bir az da yalancı dindarlara karşı mücadele apararak hakkımız istemeliyiz, ne dersiniz? Yetmez mi, böyle yalancıların hakaretleri? Şimdi de diziyle mi, insanların aklını karıştırıyorsunuz?
Bilyormusunuz , neden aceba, Atatürk Türkiyeni yeniden kurunca dini siyasetten bir az uzak tutdu? Çünkü dini kullanan yalancı dindarların kuruculuk işlerine, milletin gözünün açılmasına, milletin hakikatı derk edeceyine, gerçeyi göreceyine mani olacağını biliyordu. Vede akıllı lider olduğu için de akıllıca mani olan kuvvetlerin karşısını almasını becerdi.
İşte buna politika derler, işte buna politikacı derler. Önemli tarafı daha var. Türkiyenin yeniden kurulduğu zamanlarda Atatürk yoğun olmasına rağmen onunla röportaj yapan yazarın sorularına cevab vermiş. Soruya bakın siz vede cevaba da bakın. Ama unutmayın, ben röportajdan sadece bir kaç kelimeni takdim ediyorum.
– Zafer çalacağınıza eminmiydiniz?
– Emin olmadan zafer çalmak imkansız?
– Bu gücü nerden aldınız?
– Sadece Allahımızdan. Allahım Türkiyenin kurtuluşu için benim burda olmamı istemiş. O istemeden hiç bir şey olamaz, olması imkansız zaten.
Yalancı dindarların, fark etmez ister Azerbaycanda olsun, isterse de Türkiyede, Atatürkün artık tarihin sayfalarına yazılmış röportajını okuması lazım…
Dile gelince, dedim ya din kadar dil de önemli…vede herkes kendi dilinde Allaha ibadet etmeli . Doğru peygamberimiz Arap dünyasında doğmuş, kendisi arab zaten…bu yüzden Kuranımız da arabca yazılmış…ama herkes Kuranı kendi dilinde okumazsa o zaman hiç bir şey anlamaz ki…Arab dilini bilenler için Kuranı okuyarak anlamak kolay ola bilir, ama herkes dil bilmeye meraklı değil ki…Bu yüzden Türk, Türk dilinde, Kürt, Kürt dilinde ibadet ede bilir. Kuranımız Türk dilinde de ola bilir, Kürt dilinde de ola bilir…Sadece ben değil, aklı, düşüncesi gayet normal olan insanların hepsi tıpkı Atatürk gibi düşünerek Allahın gökten yere gönderdiyi kutsal kelimeleri kendi dilinde okuyarak anlamak ister. Bu hakkı hiç kimse insanların elinden alamaz.
Samanyolu TV’ye gelince, onlar zaten talimat kulu…Direkt başbakanın emriyle faaliyet gösteren bir TV. Erdoğanı diyorum…Ne yazık ki, başbakan Türkiye uğuruna canını feda eden bir lideri kabul etmedi. Atatürkümüzü milletin gözünde küçük düşürmek için dinimizi kullandı.
Sayın başbakan, baş örtüğüne bürünerek çevrende bir araya gelmiş kadınların gücünü kullanmayı bıraksan iyi olur bence. Er-gec senin de hakimiyetine son verilecek, yaptıkların için millete cevab vereceksin. Ne kadar gec değil, yanlış yoldan dön de hakka sığın. İşte o zaman Türk milletini arkanca aparma gücünü gösterme fırsatını kazanacaksın… Samanyolu TV gibileri senin talimatınla çalıştığı için çok-çok ileri gediyor. Ama unutma, sen hakimiyetten uzaklaşınca neler olacak..O zaman Samanyolu TV başka bir görevlinin talimatıyla çalıştığı için seninle bağlı bir sürü programlar hazırlamak zorunda kala bilir…Onlara acı ya…

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.