Yatırımcılar için yol haritası… İMKB’deki ralli sürecek mi? - Haber 1Haber 1

Yatırımcılar için yol haritası… İMKB’deki ralli sürecek mi?

04 Nisan 2012 - 12:36

ABONE OL

Küresel yükseliş içine giren borsalardan en büyük çıkışı yapan İMKB’ydi. Çin’in en önemli bankalarından Agribank’ın düşük kar açıklaması, piyasaları ürküttü. ABD’de konut fiyatları düşüşte, fırsatlar kapıda. Yunanistan’ın borçlarını yeniden yapılandırması Avrupa’yı rahatlattı, ama risk devam ediyor. İşte dünya piyasalarının gidişatı ve yatırımcılar için yol haritası…

Piyasalar açısından geçen ay içinde en önemli olay global olarak borsalardaki yükseliş hareketleriydi. Bu hareketler sonrasında şu an en çok merak edilen konu, borsalardaki ralli tipi hareketin devam edip etmeyeceğidir. Yazının içeriğinde görüleceği üzere, geçen ay piyasaları hareketlendiren en önemli olay FED’in faiz toplantısından sonra yapılan açıklamalardı.

İMKB100 endeksi 49 bin seviyelerinden başladığı yükselişini 61.750 seviyesine kadar devam ettirdi. Uzun bir süre 59 bin ile 61.750 aralığında dalgalandı. Geçen ay ABD Merkez Bankası FED’in faiz toplantısından sonra küresel olarak borsalarda yükselişler başladı. İMKB100 endeksi de bu ralliye katıldı ve 61.750 seviyesi yukarı geçildikten sonra en yüksek 63.000 seviyesi görüldü. Tabi ki bu hareket sonrasında yatırımcılar ciddi biçimde telaşlanmaya başladılar. Her zaman olduğu gibi bu yükselişe de hazırlıksız yakalandılar. Gelen e-postalarda bu sonuç ortaya çıkıyor. Bu tür zamanlar genellikle kaotik zamanlardır ve bilgi akışı süresince çok fazla kafa karışıklığı ortaya çıkar.

New York Borsası’nın Dow Jones endeksinde 12.886 ile 13.059 aralığında çok önemli bir kanal vardı ve direnç oluşmuştu. Bu direnç seviyesi aslında uzun sürede kırılamamıştı. FED’in son açıklamaları sonrasında bu direnç sert bir şekilde kırıldı. Özellikle Dow ve S&P500 endeksindeki kırılmalar sonrasında borsalardaki yükseliş küresel olarak genele yayıldı.

DAX endeksinin 6.960 puan civarındaki direnci geçen ay sert bir şekilde yukarı kırıldı. İşlem miktarındaki yükseliş de oldukça dikkat çekiciydi. ABD borsalarının artışını ABD’deki olumlu ekonomik gelişmelerle açıklayabiliriz ama DAX’daki yükseliş aslında bu derece sert olmayabilirdi. Fakat Avrupa borsalarında da benzer hareketlerin olması genele yayılmış bir hisse senedi coşkusunu gösterdi.

FED açıklamaları aslında beklenmedik şekilde olumlu değildi. Daha önceki faiz toplantısında yapılan açılamalara benzer cümleler içeriyordu. Fakat, iki temel fark vardı. Birincisi, FED’in de işsizlikteki düşüşten dolayı bakışı daha iyimser bir hal almıştı. Ayrıca enflasyonun yüzde 2’nin biraz üzerine çıkacağı ve daha sonra düşüşe geçeceği belirtilmişti. Ama en önemlisi Avrupa’daki finansal stresin azaldığından bahsediliyordu. Bu gelişmeler sonrasında görüldüki yeni bir parasal genişleme (QE3) olmayacaktı. Ayrıca bu toplantıdan bir hafta önce Wall Street Journal gazetesinde çıkan “strelized twist” adını verdikleri, uzun vadeli tahvil alımlarının artırılarak ortaya çıkan likiditenin ters repo ile çekilmesi olayıydı. Bu açıklamalar sonrasında global olarak hisselere alış geldi.

İMKB100 için teknik dinamikler ve son iki günde yabancı takas oranının çok sert artması ve ayrıca endeksin 61.750 gibi güçlü bir direnci yukarı kırması 64.500 veya 65.000’e kadar yükselişin sürebileceği sinyalini veriyor. Bu tür zamanlarda yatırımcı hep alım yapmaktan korkar. Ama alım kararı verdikten en fazla bir iki gün sonra düşüş başlar. Fakat bu söylediğimin tersine, borsadaki artış yavaş ve istikrarlı ve çok yoğun işlem hacmiyle değil de yavaş yavaş günlük bazda artan işlem hacmiyle oluyorsa, daha sağlıklı bir yükselişten bahsedebiliriz. Mart ayında ikinci söylediğim durum geçerli oldu.

Borsa Moodys’in takibini takmadı
Geçen ay içinde Moodys’in 13 Türk bankasını negatif izlemeye aldığı haberi geldiğinde, borsada olumsuz bir reaksiyon görülmedi ve borsaya satış getirmedi, aksine bu olaydan sonra en önemli saydığımız 61.750 direnci yukarı kırıldı. Bu durum enformayon-formasyon uyumsuzluğunu gösteriyor. Yani gelen enformasyon olumsuz ama piyasanın reakisyonu olumluydu. İşte bu tür durumlarda piyasa bildiğini okuyor demektir. Demekki en azından şimdilik borsaya yatırım yapanlar geleceğe daha bir güvenle bakıyorlar. Ama ralli mutlaka bitecektir. Ralli bitmeden önce borsada günlük bazda en azından 1 milyar lotluk günlük hacme ulaşılmasını bekliyorum.

Mart ayının ikinci haftasına çok olumlu başlayan uluslararası borsalar üçüncü haftayı kayıplarla tamamladılar. Bu bağlamda global ölçekteki son gelişmeleri özetlemekte fayda var.

Çin hakkında endişeler var
Çin’de Perşembe günü kötü çıkan imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) verisinin ardından, ülkenin büyük bankalarından AgriBank’ın karındaki hızlı düşüşten olumsuz etkilendi. Agricultural Bank of China Ltd. ve China Unicom (Hong Kong) Ltd. beklenenden düşük kar açıkladı ve bu durum, Çin ekonomisine yönelik endişelerin artmasına neden oldu. Ocak ayından bu yana bilançolarını açıklayan Asya şirketlerinin yarısından çoğu beklenenden düşük kar açıkladı. Asya hisse senetleri, Çin’in en büyük üçüncü bankasının karında gerçekleşen sürpriz düşüşün, dünyanın en büyük ikinci ekonomisine yönelik yavaşlama endişelerini artırması sonrası, son bir yılın en büyük çaplı haftalık kaybını daha da genişletti.

ABD’de emlak f iyatları düşüşte
Mart ayının üçüncü haftasında ABD’de açıklanan verilere gore ABD’de birinci el konut satışları Şubat ayında beklenmedik bir şekilde düştü ve düşüşünü ikinci aya taşıdı. Bu durum, ABD’de konut piyasasındaki toparlanmanın düzensiz olabileceğini işaret ediyor. Birinci el konut satışları Şubat ayında yüzde 1.6 düşerek 313,000’e geriledi ve Ekim ayından bu yana en yavaş seyrini gösterdi. Konut satışları Ocak ayında revize rakamla 318,000 seviyesinde gerçekleşmişti. Bu verinin 325,000 olarak açıklanması bekleniyordu. Fakat yine de mevsimsel etkilerden arındırıldığında verilerin o kadar da kötü olmaması piyasalarda çok büyük düşüşler yaratmadı. Birinci el konut satışları, tüm emlak değerlerini olumsuz etkileyen hacizli konutların artan rekabetinden dolayı ivme kazanmakta zorluk çekiyor. Ancak, istihdamdaki artış, artan gelirler ve mortgage faizlerinin rekor düşük seviyelere gerilemesi tüm konutların alım için cazip hale gelmesine neden oluyor. Bu gelişmelerin ileride konut piyasasına destek sağlayabileceği belirtiliyor. Emlak uzmanları, sorunlu emlak sayısının önemli ölçüde azalmadan, konut fiyatlarında süregelen bir toparlanma olma ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyorlar.

BERNANKE VE DİĞER FED ÜYELERİ KONUŞTU AMA…
Bu gelişmeler sırasında, FED Başkanı Ben Bernanke, George Washington Üniversitesi’nde verdiği derste, ABD konut sektöründe oluşan balonun sorumlusunun FED olmadığını ifade etti. Bernanke, kanıtların çoğunun FED’in 2000’li yılların başlarında uyguladığı düşük faiz oranlarının konut sektöründe oluşan balona neden olmadığını gösterdiğini savundu. Bernanke ayrıca, konut fiyatlarında artışın FED faizleri indirmeden önce 1990’ların sonlarında başladığını da hatırlattı.

Bernanke, ABD’de tüketimdeki gelişmelere değinirken, ABD ekonomisinin finansal kriz öncesindeki performansının altında bir büyüme göstermekte olduğunu ve büyümenin sürdürülmesi için hanehalkı harcamalarında artışa ihtiyaç olduğunu da söyledi. “Tüketici harcamaları toparlanmadı, harcamalar hala kriz öncesine göre oldukça zayıf” diyen Bernanke, son FED faiz toplantısında açıklananın aksine daha olumsuz bir resim çizdi.

Bu arada, ABD Merkez Bankası FED’in St. Louis branşının Başkanı James Bullard, ABD’de para politikasının dönüm noktasında olabileceğini ve küresel finans krizinden bu yana FED’in ilk faiz artırımının 2013’ün sonlarında gelebileceğini söyledi. Bullard, Hong Kong’da yaptığı konuşmada, “Para politikasının şimdilerde mola vermiş olması ile birlikte, politikanın bir dönüm noktasında olup olmadığını değerlendirmek içim iyi bir zaman olabilir” dedi ve “ABD ekonomisi sıçramaya ve iyileşmeye devam ederken, ilave adımlar, ultra gevşek para politikasına yönelik bir aşırı taahhüt durumu yaratabilir” değerlendirmesinde bulundu. Halbuki, Bernanke ve diğer politika yapıcılar, önceki haftaki açıklamada, ekonomideki durgunluk ve baskı altındaki enflasyonun, temel faiz oranının 2014 yılının sonlarına kadar sıfıra yakın seviyede tutulmasını muhtemelen garanti edeceğini kaydetmişlerdi. Bullard konuşmasında, “Çok sayıda para politikası adımlarının masada bulunması ve diğer adımların halen ekonomiyi belli bir gecikme ile etkilemekte olması ile birlikte, politikayı uygun hızda ve uygun zamanda geri çekmek özellikle zor” dedi.

FED yetkilileri para politikasının daha da gevşetilmesi konusunda farklı görüşleri savunuyorlar. New York Fed Başkanı William C. Dudley, 19 Mart’ta yaptığı açıklamada, ekonomik veriler iyileşirken, henüz tamamen sorunun bittiğini söylemenin çok erken olduğunu ve daha fazla tahvil alınması konusunda henüz hiçbir karar alınmadığını söyledi. Dallas FED Başkanı Richard Fisher ise, dün yaptığı açıklamada, ekonominin güçlenmesi ile birlikte, ilave tahvil alımına karşı olduğunu kaydetti.

Dikkat ederseniz dünyanın en önemli mevkilerinde oturan kendini ispatlamış ekonomistleri bile geleceğe dönük olarak politika belirleme konusunda çok ayrı fikirleri taşıyorlar. Bir tane doğru yok. Geçen haftaki gelişmeler borsalara fren yaptırdı.

Mart ayının son haftasında yeniden yükselişe geçen borsalar vardı. Bu arada Deutsche Bank’ın global büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesi, piyasalara yeniden umut verdi. Kısaca özetmelek gerekirse Mart ayı dünya piyasaları açısından dert ayı olmadı. Avrupa’daki borç sorununa ilişkin olarak Yunanistan’ın borçlarının yeniden yapılandırılması Avrupa’yı bir nebze rahatlatı. Her ne kadar Avrupa’daki borç sorunu kökünden çözülmüş olmasa da ve çözülmesi beklenmese de, geçen ay bu konudaki endişelerin azaldığını gördük. Nisan ayında Yunanistan’da seçim var ve seçimde kimin iktidarı alacağı belli değil. Eğer ulusalcı söylemli biri iktidara gelirse, uygulanmakta olan ekonomik politikalardan ödün verebilir ve bu durum Avrupa için iyi olmaz.

Görünen o ki önümüzdeki 1-2 ay için rahat bir görünüm izleyebiliriz ama Haziran sonu itibariyle Avrupa’lı bankaların sermayelerini güçlendirmeleri ve Avrupa İstikrar Fonu’nun kaynaklarının 750 milyar Euro’ya artırılması bekleniyor. Eğer bu konularda sorunlar oluşursa yılkın ikinci yarısı daha karamsar olabilir. Yurt içinde Merkez Bankası yeniden para musluklarını sıktı. Dolayısyla 2012’ye hızlı başladık ve ilk çeyrek iyi olacak ama yılın ikinci yarısında ekonomide daralma gözlemleyebiliriz.

Nisan ayının hepinize bol kazançlı olması dileğiyle…

Doç. Dr. Yaşar ERDİNÇ

erdinc@turcomoney.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.