Kırmızıdan yeşile - Haber 1Haber 1

Kırmızıdan yeşile

19 Ekim 2011 - 13:22

ABONE OL

Resim sanatından anlayanlar “Hülya Deniz renk tayfı kırmızıdan yeşile öyle kolay gitmez”
diyeceklerdir. Doğru eğer konumuz resim olsaydı kırmızıdan içine biraz mavi katıp mor elde etmemiz kolay olurdu yeşilde açıkçası biraz zorlanırdık.

Ancak konumuz RİSK riskin renklerle ne ilgisi var derseniz bu ilgiyi ben değil ticari bilgi konusunda 170 yılı aşan deneyimiyle tüm dünyada 200 milyondan fazla firmadan oluşan bir veritabanına sahip olan Dun & Bradstreet (D&B) kurmuş ve Türkiye’nin global arenada yükselişine yardım edecek bir araç olan D&B Türkiye Risk Haritası’nı çıkarmış. Bu haritadaki risk ağırlığına kırmızı riski az olan seçeneklerede yeşil rengi uygun bulmuş. Bize de memleketin alını yeşilini size aktarmak kalmış anlayacağınız.

Ekim ayı için hayli soğuk diyebileceğimiz bir sabah toplantısında Swiss Otelde buluştuğumuzda ne anlatacaklarını hayli merak ediyordum. Muradıma erdim sizede hemen Türkiyenin risk haritasından söz etmek istiyorum . Harita, Türkiye’nin 12 ayrı bölgesinde faaliyet gösteren toplam 37 bin 825 şirketin ratingleri sonucunda oluşturulmuş.

Konuyla ilgili Dun & Bradstreet Bilgi ve Danışmanlık A.Ş. (D&B Türkiye) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selim Seval, çalışmayı Türkiye’nin global arenada yükselişine yardım edecek önemli bir araç olarak tanımladı.

D&B Türkiye Risk Haritası’nın il il, 6 farklı sektör başlığı altında değerlendirildiğini ifade eden Seval, “D&B Türkiye Risk Haritası, Türkiye’nin ticari hayatı ve eğilimlerini temsil eden D&B şirket veritabanı ile hazırlanan istatistikî bir araçtır. Her çeyrek itibariyle hazırlanacak bu çalışmada, Türkiye ve dünyada yerleşik firmaların, finansal kuruluşların, ithalat ve ihracatçılar ile kredi sigortası şirketlerinin raporlarını talep ettiği Türk şirketlerinin rating sonuçları ayrıntılı olarak karşılaştırılıyor. Çalışmamızda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistikî Bölge Birimleri Sınıflandırması’nı (İBBS) esas aldık. Raporda bölge, il ve ana sektörlere (SIC) göre detaylı risk analizi yaptık” dedi.

D&B Türkiye Risk Endeksi’nin, her çeyrek dönem için ratingi (kredi riski) hesaplanmış firmalar ile oluşturulduğunu ifade eden Seval şunları söyledi:

“Çalışmamızı çeyrekler itibarıyla gerçekleştirdik ve endeks içerisinde dört adet risk kategorisini iyiden kötüye doğru ağırlıklandırılarak kullandık. Bunlar; minimum risk, düşük risk, orta risk ve yüksek risk… 2011 yılının ilk çeyreğinin başlangıç dönemi olarak kabul edildiği çalışmada, ilk çeyrek için hesaplanan D&B Türkiye Risk Endeksi 1.000’e eşitlendi. Diğer alandaki tüm risk endeksleri bu çeyrek referans alınarak hesaplandı. Endeks ‘0 – 2.000′ aralığında gerçekleşmektedir. ‘2.000′ değeri var olan tüm firmalar için hesaplanan riskin minimum olduğu, ‘0′ değeri ise maksimum olduğu durumu gösteriyor. Risk endeksini ‘0′ değeri kırmızı, ‘1.000′ sarı ve ‘2.000′ değeri de yeşil olacak şekilde risk haritası ile ilişkilendirdik.”

Bu çalışmanın Türk ekonomisinin kalp atışlarını yansıttığına dikkat çeken Dr. Selim Seval, D&B raporlarında yer alan rating’in, bağımsız bir uzman tarafından ölçülmüş bir risk olduğunu belirtti. Ölçümlerin son derece sofistike istatistiki algoritmalara dayandığını kaydeden Seval, bu çalışmanın tamamen Türkiye’ye özel olarak geliştirildiğini de söyledi.
Sonuçlar 6 ana sektör altında toplandı

kirmizidan_yesile.jpgDeğerlendirme; İstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marmara, Batı Anadolu, Akdeniz, Orta Anadolu, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere 12 bölge baz alınarak gerçekleştirildi. Araştırma için sektörlerin ayrıntılı olarak incelendiğini kaydeden Seval, “Bir ilin veya sektörün değerlendirmeye girebilmesi için sayı 15 olarak kabul edildi. Bir ilden rating verilen şirket sayısının 15’in altında kalması durumunda o il haritada beyaz olarak belirtildi. İl kapsamında dikkate alınmayan şirketler, yine de bölge, ülke ve sektör kapsamına dâhil edildi. Finansal kurumlar, madencilik şirketleri, tarım-orman ve kamu kurumları çalışmanın dışında tutuldu. Risk haritasında üretim, toptan ticaret, perakende ticaret, inşaat, hizmet, ulaşım/enerji/iletişim sektörleri değerlendirildi” diye konuştu.

En riskli iller: Batman, Rize, Elazığ
D&B Türkiye Risk Haritası’nın 2011 üçüncü çeyreğine ait verileri değerlendirildiğinde en riskli iller sıralamasında Batman, Rize ve Elazığ ilk sıralarda yer alıyor. Bu illerdeki her şirketin riskinin yüksek olmadığına dikkat çeken Seval şu değerlendirmeyi yaptı:

“Endekse yansıyan risk ortalamasıdır. Bu ortalama içinde az riskli şirketler de var, çok riskli şirketler de… Önerimiz bu illerimizde yer alan şirketlerimizin daha şeffaf olmaları, ödeme vadelerine hassasiyetle uymaları ve kredi değerliliklerine önem vermeleridir. Kredi değerliliği yüksek olan şirketler daha düşük maliyetlere sahip olacaktır. Bahsedilen üçüncü çeyrekte en düşük risk endeksi Karaman, Kırklareli ve Bolu illerine aittir. Bölgesel olarak baktığımızda, Ortadoğu Anadolu’nun en riskli, Doğu Marmara’nın ise en az riskli şirketleri kapsayan bölgeler olduğunu görüyoruz.

Burada dikkat çeken; Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nin son çeyrekte Doğu Marmara Bölgesi’nin ise her üç çeyrekte de en düşük risk seviyesine sahip olmasıdır.”

Batı Marmara üretim riskini azalttı
Araştırmaya göre Türkiye genelinde sektörel olarak bakıldığında, her üç çeyrekte de aynı sonucun görüldüğünü belirten Seval, perakende ticaretin en riskli faaliyet konusu olduğunu en az riskli sektörün de üretim olduğunu ifade etti. Son çeyrekte Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki üretim şirketlerinin ortalama riskinin diğer bölgelerdeki üretim şirketlerine göre daha yüksek olduğunu kaydeden Selim Seval şunları söyledi:

“Değerlendirmemize göre en düşük riskli üretim şirketleri Orta Anadolu’da. Son çeyrekte perakende ticaret ile uğraşan şirketlerin en risklileri Doğu Karadeniz’de, en az risklileri ise Akdeniz Bölgesi’nde. Çalışmamızda değerlendirdiğimiz şirketlerin %40’ı üretim sektöründe, %32’si toptan ticaret sektöründe ve %8’i ise perakende sektöründe yer alıyor. İstanbul Bölgesi %51 ile en fazla şirkete, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi ise %0,6 ile en az şirkete sahip. Ciro büyüklüklerine göre değerlendirildiğinde ise 3 milyon TL – 30 milyon TL ciro aralığına sahip şirketlerin çalışma kapsamındaki oranı %44, 25 kişiye kadar çalışanı olan şirketlerin oranı ise %41. Yasal yapıları itibariyle de limited şirketler %54 ile başı çekiyor.”

kirmizidan_yesile_2.jpgD&B Türkiye Risk Haritası çalışmasının Türkiye’de şeffaflığın artması için çok önemli bir adım olduğuna işaret eden Dr. Selim Seval, araştırmanın Türk şirketlerinin uluslararası arenaya çıkmalarına ve kredi değerlilikleri yüksek şirketler olarak tanınmalarına büyük destek sağlayacağını söyledi. “Yerli ve yabancı kreditör kuruluşlar açısından, D&B Türkiye Risk Haritası’nın, kredi risk yönetimini kolaylaştıracağına inanıyoruz” diyen Seval, bunun da daha isabetli kredi kararlarının verilmesine zemin yaratarak Türkiye genelinde kredi tabanının yaygınlaşmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

Günün ikinci toplantısını Gedik Yatırım Türk Sermaye Piyasası’ndaki 20. yılında SPK, İMKB, TSPAKB’nin destekleri ile ülkemiz için yeni bir yatırımcı modeli olarak, ABD ve Avrupa ülkelerinde yaygın uygulama örnekleri bulunan Yatırım Kulüpleri olgusunu, ülkemizde de gündeme getirmek üzere İMKB Konferans Salonunda bir konferans olarak düzenledi.

Yatırımcı Seferberliği kapsamında küçük yatırımcının eğitimli ve bilinçli olarak sermaye piyasasına girişini hızlandıracak olan ‘Yatırım Kulüpleri’ konusu, Gedik Yatırım’ın girişimi ve düzenleyici kurumlarımızın katkıları ile 18 Ekim 2011 tarihinde İMKB’de gerçekleşen “Türkiye’de Yeni bir Yatırımcı Modeli; Yatırım Kulüpleri” konferansında mercek altına alındı.

Ülkemizdeki Yatırım Seferberliği Sürecinde Yatırım Kulüplerinin Önemi

Yatırım Seferberliği’nin misyonu, Sermaye piyasasına ve yatırım araçlarına ilişkin bilinçlendirme düzeyini ve daha uzun vadeli yatırım kararları alabilen bireysel yatırımcıların sayısını artırmak, hedefi ise 2023 yılında ülke nüfusunun %10’u olan 7.5 milyon yatırımcı sayısına ve yatırım tercihleri içerisinde %20 oranına ulaşmak.

Yatırım kulüpleri, bu misyon ve hedeflere ulaşmak için önemli bir sistematik araç olacaktır fikrinden yola çıkan eğilim ülkemizdeki genç yatırımcı potansiyeline güvenmekte

Yatırımcı Potansiyeli

20 yaş üstü tasarruf sahibi yetişkin nüfus içerisinde; ABD’ de her 2 kişiden biri, Almanya’da her 7 kişiden biri , Çin’de her 11 kişiden biri, Türkiye’de ise sadece 47 kişiden biri borsalara yatırım yapıyor amaç bu potansiyeli harekete geçirerek düzenli yatırım alışkanlığını kazandırmak olarak belirtilmekte.

kirmizidan_yesile_1.jpg SPK Başkan Yardımcısı ve MKK Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İbrahim Peker başkanlığında
düzenlenen panelde de Ek düzenleme ihtiyaçlarının neler olduğu Yasal altyapısı, çalışma sistemi, vergisel boyutu, muhasebe kuralları, eğitim süreçleri ve dokümanları gibi konulara dikkat çekildi

Zaten yaptığı atılımlarla her zaman öncü ve çok çalışkan bir kurum olan Gedik Yatırım Aş. bu konuda da gördüğü potansiyel çerçevesinde ön alarak bizi bilgilendirdi. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erhan Topaç nezdinde tüm emeği geçenleri konuya dikkatimizi çektikleri için tebrik ediyorum.

Yeni güzel şeylerde buluşmak üzere

Hülya Deniz
www.twitter.com/hlydnzz
hulya@kmedya.com
hulya.denniz@gmail.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.