Bilenler bilir sanat dendiği zaman benim için akan sular durur. Zira bir toplumda huzurun yerleşip her türlü kaosun bitmesi için sanatın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Etrafınızdaki çocuklara bakın hobisi olan bir müzik aleti çalan , resim yapanlarla yapmayanların karakterleri nasılda farklı.
Uzunca bir süre ülkemizde modern sanat adına bir şey yapılmasa da son yıllarda ardı ardına
Yapılan hamleler ben ve benim gibi sanat severleri memnun ediyor. Bunlardan biri de Contemporary Istanbul, basın ön izleme daveti için Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nden içeri girdiğimde aklımdan şehrin sanat hayatının nasıl da canlanıp renklendiği geçti.
Türkiye’nin en büyük çağdaş sanat etkinliği Contemporary Istanbul, önizleme akşamında hem ulusal hem de uluslararası basının yoğun ilgisi vardı. Ulusal ve uluslararası galeriler, tüm dünyadan gelen sanatçılar, koleksiyonerler, müze müdürleri, küratörler, sanat eleştirmenleri, basın mensupları ve sanatseverlerin katıldığı fuarın ön izlemesinde 4 sıra dışı ses ve sahne performans sanatçısı açılışı yaptı; Renaissance Man ile beraber Tal Isaac, Voin De Voin, Erdem Helvacıoğlu ve Özgür Erkök ziyaretçilere bu önemli akşamda unutulmayacak bir deneyim yaşattı.
İstanbul Kongre Merkezi’nde Erdem Helvacıoğlu ve Tal Isaac- Renaissance Man gerçek ses elementlerinden ilham aldıkları özel ses performanslarını sergilediler. Lütfi Kırdar’daki açılış performansı Özgür Erkök’ün ‘Otozit Parazit’ isimli kostümlü sahne performansını ve Bulgaristan asıllı Alman sanatçı Voin De Voin’in dilin olası çağrışımlarından esinlendiği “PLAY” isimli performansını bir araya getirdi.
Her ne kadar konu sanatta olsa sanatında bir ekonomisi var. Buraya da bu ekonomi damgasını vurmuş zira fuarı ön izleme gününde ve takip eden ilk günde toplam 16.000 sanatsever, Türkiye’den ve dünyadan ise toplam 1.600 koleksiyoner ziyaret etmiş. Contemporary İstanbul’da bu sene 80 milyon TL değerinde 3.000 eser sergilenirken ilk 2 günde sergilenen eserlerin de % 42’si sahiplerini bulsa da bu yıl yaklaşık % 50 oranında katılımı gerçekleşen yurt dışı sanat galerileri ve fuara ilk kez katılan Körfez Bölgesi Ülkeleri sanatçıları bu başlangıç sonuçlarından duyduğu memnuniyeti belirtirken bazı galeriler ise yüksek KDV oranının satışlarını iyi etkilemediğini belirtti.
Türkiye’nin ilk ve tek çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, bu sene 526 sanatçı, 3000 eser, 20 ayrı ülkeden 90 çağdaş sanat galerisi ile beraber birçok paralel etkinlik ve projeye ev sahipliği yapıyor. Contemporary İstanbul’un 24- 27 Kasım 2011 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi, Fuar Alanı ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, Rumeli Salonu’nda 1.500’den fazla uluslararası koleksiyoneri ve 60 binden fazla ziyaretçiyi konuk etmesi bekleniyor.
MATZA FIRININDAN SANAT GALERİSİNE
Bu hafta benim için sanat dolu oldu o yüzden iş ve ekonomi dünyasından uzaklaştım. İkinci durağım ise çok sevdiğim hemşerilerim İstanbul Musevilerinin kuruluşunun 10. yılını kutladıkları 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi için bu münasebetle eski bir matza fırınından sanat galerisine dönüştürdükleri mekanda tertipledikleri Seyfi İşman “Resim Sergisi” ve Renata Kohen “Piyano Dinletisi” ni izleme fırsatı buldum. Müzenin küratörü çok değerli büyüğüm Naim Güleryüz , vakfın onursal başkanı sayın Jak Kamhi ve Hahambaşı Sayın İzak Haleva’nın birerde konuşma yaptığı gecede. Başka sürprizlerinde duyurusu yapıldı ama ben bunları ileriki yazılarımdan birine saklıyorum.
Matza bizim değimimizle “Hamursuz” özel fırınlarda mayasız olarak Pesah denen dini dönem için yapılan bir nevi ekmektir. Şimdi bu fırından bir sanat galerisi doğmuş iyide olmuş. Şehrimize bu güzelliklerin katılmasında emeği geçen herkesi tebrik ederim .
Yeni güzel şeylerde buluşmak üzere.
Hülya Deniz
www.twitter.com/hlydnzz
hulya@kmedya.com
hulya.denniz@gmail.com
