Aydınlık, bundan bir süre önce; Silivri Cezaevi’nde ilk duruşmasına 10
gün kala, kalp krizi geçirerek (şüpheli olarak) yaşamını yitiren, eski
MİT’çi Ergenekon tutuklusu Kaşif Kozinoğlu’nun gazeteye gönderildiği
ileri sürülen mektubunda yer alan iddialara dayalı olarak, müthiş bir
haber yayınladı.
Neydi iddia ve haber?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsviçre bankalarında gizli 8 ayrı hesapta
800 milyon lira parası olduğu…
İddianın Aydınlık Gazetesi’nce yayınlanmasından bu yana, aradan üç
haftadan fazla bir süre geçti. Başbakan tarafından konu hakkında
kamuoyuna yönelik henüz bir açıklama yapılmadı.
Son derece şaşırtıcı, düşündürücü ve üzücü bir durum var ortada!..
İddia konusu durum, gerçek mi değil mi bu aşamada bilmiyoruz.
Bir açıklama olur diye, merakla ve dikkatle bekliyoruz.
Milyonlarca yurttaşımızın da merakla beklediğini sandığımız açıklama
her ne hikmetse bir türlü yapılmıyor…
Böylesine önemli bir iddianın ortaya atılmasında; kuvvetli delillerin,
belgelerin olması gerekir. Aydınlık gazetesi bu yönde araştırma yapmış
olmalı ki, iddiasının arkasında duruyor. İşte bu çok önemli!
Başbakan tarafından iddianın gerçek dışı olduğuna dair bir açıklama da
yapılmamasına karşın, yaygın basının önde gelen gazetelerinde ve
televizyonlarda da, iddiaya yönelik, hayrettir ki tek bir haber/yorum
yapılmadı, yapılmıyor… Sessiz ve yorumsuz kalınması baskıdan ya da
korkudan ötürü mü acaba?
Tekrar ediyoruz. İddia tümüyle gerçek dışı olabilir.
Sayın Başbakan’ın ve yakınlarının İsviçre bankalarında gizli olarak
tutulan ya da kaynağı belirsiz tek kuruşluk hesapları olmayabilir.
Olaya bu açıdan baksak bile, Erdoğan’ın çıkıp ortaya durum hakkında
kamuoyuna yönelik bir açıklama yapmaması kabul edilebilir bir davranış
değildir.
Deniz Baykal’ın kızına yönelik böyle bir iddia üzerine, Sayın Baykal
ne yapmıştı? Bir gün içerisinde İsviçre bankalarından kendisinin ve
kızının tek bir hesabı olmadığına dair bir yazı alıp, durumu kamuoyuna
duyurmuştu…
Neden Başbakan Tayyip Erdoğan ayni şeyi yapmıyor?
İsviçre bankalarında, kendisinin, eşinin, kızlarının, oğullarının,
kardeşlerinin, akrabalarının… ‘gizli hesapları olmadığına dair,
bankalardan resmen yazı isteyip, kamuoyuna duyurmuyor? Tabi açılmış
hesaplar yoksa…
Belki denebilir ki; Başbakan iddiayı ortaya atanlar (Aydınlık
gazetesi) hakkında yasal yollara başvurdu ya da vuracaktır…
Şayet böyle bir girişim söz konusu ise, durum kamuoyuna
açıklanmadıkça, milyonlarca vatandaş gelişmeleri bilemeyeceği için,
Tayyip Erdoğan hakkında konuya dair tereddütlü düşüncelerden
kurtulamayacaktır.
Burada, kimseyi yargısız infaz yaparak suçlamadan, basın kanalıyla
kamuoyuna mal olmuş “müthiş bir iddianın”, düz mantık açısından
irdelemesini yapıyoruz.
Kimseyi peşin peşin suçlamıyoruz. Ortaya atılan iddianın da boş ve
mesnetsiz olduğuna dair bir tablo da yaratmaya çalışmıyoruz…
İddiaya muhatap olan, sıradan bir vatandaş değil. Türkiye
Cumhuriyeti’nin Başbakanı! İddia onun kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin
vatandaşları olarak bizleri de ilgilendiriyor!..
Dolayısıyla “gerçek” ne ise; durumun, gözdağı, korku ve baskı
yaratmadan demokratik kurallar çerçevesinde, hiçbir şüpheye meydan
verilmeyecek şekilde,açık, net ve şeffaf olarak ortaya konması ve
kamuoyuna açıklanması gerekir…
Aydınlık Gazetesi’nde İsviçre Bankalarındaki söz konusu hesaplar
konusunda çıkan haberlerde, Bülent Arınç’ın da adı geçmiş, Arınç,
iddia çerçevesinde olayı (İsviçre bankalarında ki hesapları) bilen ve
CİA’ ya muhbirleyen kişi olarak zikredilmiştir…
Dolayısıyla AKP’nin önde gelen isimlerinden Bülent Arınç’da; iddia
konusunda, şayet kendisinin haksız ve dayanaksız yere suçlama altında
bırakıldığına inanıyorsa; açıklama yaparak kamuoyunu inandırıcı
biçimde, kanıtlara dayalı olarak bilgilendirmesi gerekir.
Sessiz kalması halinde ya da yasal yollara başvurmaması durumunda
suçlamayı kabullenmiş görüntüsü vereceği aşikardır…
Bu satırların yazarı olarak peki biz ne düşünüyoruz?
Dürüstçe söylüyoruz. İddianın doğruluğu ya da gerçek dışılığı
konusunda, vicdanen bir kanaate varabilmiş değiliz. İddia tümüyle ya
da bir kısmıyla doğru da olabilir ya da tümüyle ya da bir kısmıyla
gerçek dışı da olabilir…
Sessiz kalınmaya devam edildiği ve tatminkâr bir açıklama yapılmadığı
sürece, ya da suçlananlar tarafından yasal yollara başvurulmadığı
sürece iddia gerçek dışı olmuş olsa bile; bu konudaki rahatsızlığımız
ve şüphelerimiz ne yazık ki sürecektir.
Nasıl ki “Deniz Feneri” olayı ve davasıyla ile ilgili görünen
fotoğraf; milyonlarca insan gibi, bizi derinden rahatsız etmiş, hatta
vicdanen isyana sürüklemişse…
Başbakanın ve yakınlarının, İsviçre bankalarında 8 ayrı hesapta 800
milyon liralık parası olduğu iddiası da; iddiayı çürütecek, kanıtlı ve
inandırıcı açıklama yapılmadığı sürece, içimizde derin bir sızı
olarak, yüreğimizi acıtmaya devam edecektir…
Aksi halde, iddia konusu 800 milyon lira paranın, gizli banka hebası
olarak şunun bunun, ya da şunların bunların üzerinde olduğu yönünde,
toplumda her kafadan çıkan doğru yanlış sesin, yorumun, suçlamanın ve
dedikodunun önünü alabilmek olanaklı olmayacaktır…
Yazımızı okumak lutfunda bulunan sevgili okurlarımıza burada soruyoruz.
Peki siz/sizler ne düşünüyorsunuz?
Sizce iddiaya bağlı olarak edindiğiniz kanata göre; Başbakan’ın ve
yakınlarının İsviçre bakanlarında gizli olarak tutulan, kaynağı
belirsiz böyle bir parası (hesabı) mevcut mudur? Olabilir mi?
İddia ile ilgili olarak; tarafsız, önyargısız, VİCDANEN kendi
dünyanızda varacağınız kanaat; eğer sizi/sizleri iç dünyanızda
rahatsız etmeyecekse;
İŞTE GERÇEK ODUR!..
Başkaca söyleyecek söz bulamıyoruz…
Umarız ve temenni ederiz iddia; iddia edildiği gibi değildir…
BURHAN ÖZBEY