Üçüncü köprü neden gecikti? - Haber 1Haber 1

Üçüncü köprü neden gecikti?

06 Şubat 2012 - 9:54

ABONE OL

İstanbul’a üçüncü köprü neden hala bir proje olarak masa üstünde duruyor? Kanal İstanbul, Çanakkale hızlı tren ve köprü projesi neden on yıllara sarkıyor? Oysa Demirel Boğaziçi Köprüsü’nü 3, Özal, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü 2,5 yılda bitirimişlerdi!

Mayıs 2006 dünyanın en büyük müteahhitlik şirketinin sahibi iki kardeşten birinin Paris’teki ofisindeyiz. Beni istatistik bilgileri ile şaşırtıyor. “Profesör” diyor. “Çanakkale köprüsü güzel bir rüya ama İstanbul’a üçüncü köprü geç bile kaldı. Birinci ve ikinci köprü artık yetmiyor.”
Ekonomi bilimi toplumların refahı için iki sektörü öncelikleri arasında sayar: ulaşım ve enerji. 10 milyon nüfuslu Paris’in tam ortasından geçen Seine nehri üstünde sayısız köprü bulunur. Metro ve ekspres metrolarda nehrin altından ve üstünden Paris’in iki yakası arasında bir örümcek ağı oluşturur.
15 milyonluk İstanbul’un ortasında ise sadece iki köprü var. Onların yapımına da tıpkı nükleer santrallerin kurulması projesinde olduğu gibi Türkiye’de dünyada eşi görülmemiş bir tepki oluşmuş. Ekonomi bilimi bakımından dünya literatürüne geçecek ölçüde büyük bir skandal.
Hikayenin başlangıcı eskilere dayanıyor. Osmanlı İmparatorluğunun son dört yüz yılı bize gurur vermeyecek tepkilerle dolu. “İstemem, istemem, istemem”. İlerleme istemem, modernleşme istemem, reform istemem, matbaa istemem. Sonunda içeriden gelen tepkilerle geri kalmış koca İmparatorluk batıyor.
Aynı mantalite Cumhuriyette de devam ediyor. “Birinci köprüyü istemem”, “ikinci köprüyü istemem”.
Sonuçta iktidarlar tepkilere rağmen iki köprüyü de inşa ediyorlar. Boğaziçi köprüsünün temeli 20 Şubat 1970’de atılıyor ve köprü 30 Ekim 1973’de açılıyor. Fatih Sultan Mehmet köprüsü daha da hızla bitiriliyor. Temel 4 Ocak 1986’da atılıyor ve açılış 3 Temmuz 1988’de yapılıyor. O günün, bugün ile karşılaştırılmayacak ekonomik sıkıntılarına ve fukaralığına rağmen Başbakan Özal iktidarının beşinci yılında Fatih Sultan Mehmet köprüsünü açıyor.

ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ NEDEN GECİKTİ?
Önce sözde aydınlardan bahsetmek lazım. Solculuğu, ilericiliği, modernliği, “Avrupa standartları” sloganını dillerinden düşürmeyen aydınlar icraat yapmaktan başka amacı olmayan hükümetlerin çalışmalarına engel üstüne engel çıkartıyorlar. Her şeye karşılar. Otoyollara karşı, nükleere karşı, köprüye karşı, ama her şeye karşılar. Türkiye’de icraat yapacak liderleri canlarından bezdirecek bir ortam hâlâ devam ediyor.
Bu analiz özellikle ana muhalefet partisi CHP için geçerli. Her parti biraz geçmişine tutsaktır ama CHP geçmişine fazlasıyla tutsak.
Cumhuriyetin kuruculuğu misyonunu CHP fazlasıyla tutuculuk misyonuyla karıştırıyor. CHP’nin unuttuğu bir nokta var. Cumhuriyetin kurucuları ekonomide devrimcilerdi. Ellerindeki çok kıt kaynaklara rağmen hayalleri büyüktü. “Memleketi demir ağlarla örmek”, sanayileşmek rüyalarına giriyordu.
Şimdi CHP öyle mi? Hangi mega projelerle seçmenin karşısına çıkıyorlar?
“Devrimci bir parti” devrim türünde mega projelerle ortaya çıkmalıydı. Böyle bir durum söz konusu değil. İçindeki bin bir eğilim kendi aralarında savaşa dursunlar, korodan çıkan ses “istemezük” türü oluyor. Oysa ana muhalefet partisi, iktidara “üçüncü köprü neden gecikti?” diye soru sormalıydı. Türkiye’de bu muhalefet anlayışı maalesef yok. İşte bu nedenlerle CHP seçimlerde hezimet yaşıyor.

BİNALİ YILDIRIM’I YÜREKLENDİRMEK LAZIM
Muhalefetin yapmadığını ben tarafsız bir bilim adamı olarak burada yapmak istiyorum. “Sayın Bakan. Siz AK Partinin icraatçı yüzünü temsil ediyorsunuz. Benimde katıldığım bir toplantıda kendinizi “bir amele bakan” olarak tanımladınız. İşinizin, bakanlığınızın çeşitli sektörlerinde icraat olduğunu söylediniz. Bende bu sözleriniz üzerine sizi diğer dinleyenler gibi coşkuyla alkışladım. Ama şimdi soruyorum: Üçüncü köprü niye geç kaldı? Çanakkale köprüsü niye durmadan erteleniyor? Mega projeler niye hızlandırılmıyor?”
Üçüncü köprüyü geciktirenlerin Türkiye’ye yaptıkları en büyük fenalığı ben burada hatırlatmak isterim. Bundan birkaç yıl önce dünyada ucuz para bolluğu vardı. Dünyanın dört köşesinde bir mantar gibi mega projeler ortaya çıkıyordu. Şimdi finans kuruluşları çok dikkatli ve ürkekler. Netice: Üçüncü köprü ihalesi gerçekleştirilemedi.

ÖZAL: “ÖZEL SEKTÖRE KARŞI OLMAK GERİCİLİKTİR”
1970’lerde İstanbul’a yurt dışından uçakla gelenler, ülkeye girişi bir hangardan yapıyorlardı. Ülkenin sıkıntılı günlerine rağmen Özal şimdi iç hatlar için kullanılan, dış hatlar terminalini yaptı. Ve onun pırıl pırıl kafeteryasına geldiğinde söylediği söz literatüre geçti: “Özel sektöre karşı olmak gericiliktir.”
Şimdi ben bu deyimi genelleştirmek istiyorum. İktidarın mega icraatlarına karşı çıkmak gericiliktir. Türkiye şaha kalkmış bir at gibi ileriye gitmeye hazır. Ama mega projeler olmazsa, ulaşım ve enerji sektöründe dev hamleler yapılmazsa Türkiye bir heykel gibi donup kalır. CHP misali ileriye değil, geriye gider. Misyonu dünün muhafazasına dönüşür.
Bakan Ali Babacan TÜSİAD toplantısında, Türkiye’nin 2050’de Avrupa’nın lider ülkelerinden biri haline dönüşeceğini söylemişti. Bakan Binali Yıldırım, bu büyük değişimin temel direklerinden biri. Onun önünü açmak lazım. Ama ona “bravo” derken eleştiriden de geri kalmak istemiyorum. “Sayın Bakan. İstanbul’a üçüncü köprü neden hala bir proje olarak masa üstünde duruyor? Kanal İstanbul, Çanakkale hızlı tren ve köprü projesi neden on yıllara sarkıyor? Sonunda Demirel Boğaziçi Köprüsünü üç yılda, Özal Fatih Sultan Mehmet Köprüsünü iki buçuk yılda bitirmişlerdi. AK Parti iktidarının onuncu yılında lütfen bizi yeni mega projeler konusunda daha fazla bekletmeyin.”

Prof. Dr. Bener KARAKARTAL

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.