Kar yağdı böyle oldu - Haber 1Haber 1

Kar yağdı böyle oldu

08 Şubat 2012 - 20:45

ABONE OL

İstanbul’da kimilerine göre son 30 kimilerine göre ise son 40 yılın dondurucu ve hatta öldürücü soğukların yaşandığı şu günlerde geçtiğimiz iki hafta boyunca kardan da nasibimizi bolca aldığımızdan burnumuzu bile dışarı çıkaramadık.

Diyebilirsiniz ki ülkenin doğusu her kış daima böyle kar altında siz İstanbullular pek nazlısınız. Evet öyle hak veririm ama buradaki trafik ve iş gücü yoğunluğu da hiçbir yerde yok geçtiğimiz günlerde açıklanan vergi verileri sonuçları da şunu gösterdi ki ülkenin nerdeyse yarı verdisini İstanbul ödüyor bu durumda haliyle homurdanmaları getiriyor çalışmak lazım ki vergi ödeyelim.

Evde oturmak bazılarımız için çalışmayı engellese de harcamayı engellemedi . Evden pizza siparişlerinde %25 internetten alış verişte ise % 40 civarında artış olmuş .

kar_yagdi_boyle_oldu.jpgBen de bunu üzerine yapılmış bazı araştırma raporlarını okudum bakın insanımız ne gibi tercihler ne gibi huysuzluklar yapıyormuş. Önce size halkımız eline geçen fazla parayla ne yapıyormuş onu anlatayım : Masterındex MasterCard tarafından her sene, Türk halkının kredi / banka kartı kullanım, tasarruf ve harcama eğilimlerini ölçümlemek amacıyla, Yöntem Araştırma Danışmanlık’a Türkiye’nin kentsel nüfusunu temsil eden 11 il merkezinde yaptırılan bir araştırma.Bu araştırmaya göre Türk halkının cebinde fazladan 40 bin TL’si olsa bu parayı ev / daire almak (yüzde 25) ve altına yatırım yapmak (yüzde 23) için kullanacak. Türk halkının fazladan 40 bin TL’yi değerlendirme yöntemleri arasında otomobil almak (yüzde 19), tasarruf yapmak (yüzde 15), eğitim için kullanmak da (yüzde 15) popüler olan yöntemler arasında. Bu tercihleri sırasıyla yeni iş kurmak (yüzde 13), sağlık için harcamak (yüzde 10), alışverişe harcamak (yüzde 10), gezi / eğlence / tatil ile değerlendirmek (yüzde 8), mevcut işlerini geliştirmek (yüzde 8), elektronik eşya almak (yüzde 4), beyaz eşya almak (yüzde 3) ve hisse senedi / tahvil almak (yüzde 2) izliyor. Tabi benim gibi ömrünün büyük bölümü sermaye piyasalarında geçen biri için bu oranlar çok acı oldu. Halkımız hala yatırım için hisse senedini değil ata yöntemi altını tercih ediyor. Beynimizin sağ ve sol lob farkı devreye girmiş ve kadınlarla erkekler arasında da harcama tercihleri büyük farklılıklar göstermiş

Kadınlar Yatırım ve Alışveriş, Erkekler İş Diyor

MasterIndex araştırmasına göre, Türk halkının ellerine geçen fazladan 40 bin TL’yi değerlendirme yöntemleri arasında, kadın ve erkeklerin harcama farkları da dikkat çekiyor. Kadınlar, ellerine geçen fazladan parayı öncelikli olarak ev alarak (yüzde 29), altına yatırım yaparak (yüzde 24) ve otomobil alarak (yüzde 20)değerlendireceklerini söylerken erkekler ise öncelikli olarak altın alacaklarını (yüzde 23) ve ev alacaklarını (yüzde 20) belirtiyorlar. Konu alışveriş olunca kadınların yüzde 14’ü elime geçen fazladan parayla alışveriş yaparım derken bu oran erkeklerde yüzde 6’da kalıyor. Erkeklerin ise yüzde 13’ü işimi geliştiririm, yüzde 15’i yeni iş kurarım derken kadınlarda işimi geliştiririm diyenler yüzde 4’te, yeni iş kurarım diyenlerse yüzde 11’de kalıyor.

Gençler Eğitim, Otomobil ve Gezi, Orta Yaş ise Ev Diyor

Araştırmaya göre, gençlerin ellerinde fazladan 40 bin TL olsa, bu parayı öncelikli olarak eğitimleri için harcayacaklarını, otomobil ve gezi / eğlence / tatil harcamalarının ise ikinci ve üçüncü sırayı alacağını ifade ediyorlar. Özellikle orta yaşlarda elime geçen fazladan parayı ev / daire almak için kullanırım diyenlerin oranında artış görülüyor. Fazladan 40 bin TL’yi değerlendirme yöntemlerine gelir seviyesine göre bakıldığında ise, yüksek gelir grubundakilerin ellerine geçen fazladan parayla altın almayı ve TL ve döviz tasarrufunda bulunmayı öncelikli olarak tercih ettikleri görülüyor. Düşük gelir seviyesindekiler için ise öncelik ev almak.

Cinsiyete göre tercih farkları olurda bölgelere göre olmaz mı olmuş ve bu farklarda şöyle ortaya çıkmış: Fazladan 40 bin TL’yi değerlendirme yöntemleri bölgesel bazda incelendiğinde Ege Bölgesi’nde yaşayan halkın yüzde 40’ının bu parayı sağlık için kullanırım yanıtı dikkat çekiyor. Doğu Anadolu Bölgesi halkı ise yüze 19’arlık oranlarla bu parayı eğitim ve işlerini geliştirmek için kullanacaklarını ifade ediyor. Marmara Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi halkı için öncelik altına yatırım yapmakken, Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi halkı ise öncelikli olarak ev almayı tercih ediyor.

‘Mahşerin Dört Atlısı’ çalışma ortamını zehirliyor’

Mahşerin Dört Atlısı’ olarak adlandırılan ‘suçlama, savunmaya geçme, duvar örme, hor görme’ davranışları, evlilikleri olduğu gibi şirketleri de zehirliyor. Anlaşıldığı üzere ikinci araştırmamız bu güzel yatırımları ve mutlu alış verişleri yapabilmek için ömür tükettiğimiz iş hayatımızla ilgili.İş yaşamının rekabetçi düzeninde, çalışanlar üzerindeki baskı da giderek artıyor. Bu da kişilerin iş yerindeki iletişim biçimlerinde ciddi sorunlar doğurabiliyor. Evlilik psikoloğu John Gottman’ın evlilikler için tanımladığı ilişki zehirleyen faktörler, bu noktada şirket içi iletişimde de boy göstermeye başlıyor. Özellikle takım olarak çalışmak zorunda olan satış, pazarlama, finans gibi birimlerde. Eğer bir şirketteki bir takımın üyeleri arasında ‘Mahşerin Dört Atlısı’ olarak tanımlanan ‘suçlama, dinlemeden savunmaya geçme, duvar örme ve hor görme’ davranışları ortaya çıkıyorsa, şirket zehirlenmeye başlamış demek oluyor. Şirketlere değerlendirme ve gelişim konusunda hizmet veren Elemental – Value’nun Yönetici Ortağı Serhan Kuseyrioğlu’na göre, iş yaşamında var olan herkes Mahşerin Dört Atlısı’nın en az biriyle mutlaka karşılaşıyor

kar_yagdi_boyle_oldu_1.jpgYönetim kurulu da, ar-ge ekibi de etkilenir

Kuseyrioğlu,”Takım üyeleri arasında birbirini suçlama, bir durumu tartışırken dinlemeden savunmaya geçme, ekipteki diğer kişileri görmezden gelerek ilişkiyi kesip, adeta bir duvar örme ve birbirini hor görme gibi davranışlar varsa, bu sürecin yöneticiler tarafından dikkatle izlenmesi gerekir ” diyor. Serhan Kuseyrioğlu, çalışanlar arasında ortaya çıkan bu davranışların teşhis edilememesi ya da önemsenmemesi durumunda ise şirketlerde derin hasarlar yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Bu şartlarda yönetim kurulu, icra kurulu, finans ekibi, satış ekibi, ar-ge ekibi gibi hem yatay hem de dikey ekiplerde görülebiliyor. Kuseyrioğlu, “Durum ne kadar erken fark edilip acil müdahale yapılırsa, mutlu çalışanların yaratacağı üretken bir iş ortamı ile şirketlerdeki verim kaybı da o kadar hızlı geri dönüyor” diyor.

Görüyorsunuz hayat zor kazanıp harcamak için çalışmak ve iş ortamında uyumlu ve dirençli olmak başlıca şart. Bugün kar sebebiyle evde okuyup öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. yeni güzel şeylerde buluşalım.

www.twitter.com/hlydnzz
huyla@kmedya.com
huyla.denniz@gmail.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.