Küreselleşmenin teknoloji ile partnerliğinde bilgiye ve markaya ulaşmak tüketicinin parmağının ucunda. Bu platformda rekabetin boyutunu belirleyen marka, patent ve endüstriyel tasarım tescillerinin değeri de hızla artıyor. Rekabette avantaj sağlamak için markaya ve tasarıma önem vermek yeterli mi?
Günümüzde giderek baş döndürücü bir hızla devam eden bir değişim çağında yaşıyoruz. 5 yıl önce geçerli ve güçlü olan değerler bugün unutulmuş olabiliyor. Rejimler, ülkeler tarihe karışıyor. Toplumsal, siyasal ekonomik alanda bazen birkaç ay içinde radikal değişimler yaşayabiliyoruz. Bilimsel ve teknolojik buluş ve yeniliklerin birinin merak ve heyecanını üzerimizden atmadan bir diğerinin şaşkınlığını yaşıyoruz. Geçmişte yüzyıllar hatta çağlar boyunca sağlanan bilimsel gelişmeler artık adeta günler içinde gerçekleşebiliyor.
Özellikle ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişim dünyayı küçültmekte uydu iletişimi ve internet ile tüm bilgiler herkes tarafından kolay ve son derece ucuz bir şekilde ulaşılır olmakta. Böyle bir dünyada var olmanın ve başarının temel koşulu yeni bilgileri hızla almak uygulamak ve kendini sürekli geliştirmek. Firmaların mevcudiyetini devam ettirmesinin en büyük koşulu zamana ayak uydurmak değişimleri ve gelişmeleri göz ardı etmemek ve bununda ilerisine gidebilmek için Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermek. Bu doğrultuda ülkemizde 2008 de Ar-Ge Teşvik Kanunu’nun çıkarılmasından çok kısa bir süre sonra 90’ın üzerinde firmanın Ar-Ge merkezi kuruldu. Büyümenin sadece ucuz emekle olamayacağının değeri anlaşılmış, yeniliklerin ve bunları korumaya yönelik olan marka, patent, endüstriyel tasarım tescillerinin değeri de her geçen gün daha fazla önem kazanmakta.
Üretimde kullandığınız malzeme ve maliyet aynı bile olsa ürünün üzerindeki bilinen bir markanın etiketiyse ya da ürün bilinmeyen bir marka olup fakat farklı ve şık bir tasarım ile sunulmuşsa ürünün tercih edilme oranı her zaman yüksek. Hatırlarsak cep telefonları ilk çıktığında düz ve sade özellikteydi. Onu sattıran yenilikti, kablosuz bir telefonla her yerde görüşme imkânı veriyordu. Fakat şirketler çoğaldı rekabet ortaya çıktı ve Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verdiler. Bunun sonucunda bazı markalar ses kaydı ya da titreşim gibi bir kaç dolar maliyeti olan fakat faydalı özellikler ekleyip satarak üründe en az 100 dolarlık bir artı değer sağladı. Bu olgu günümüzde de Wi-Fi, kamera, tv, internet gibi özelliklerle donatılarak aynı anlayışla yeniliğe devam etmektedir. Başta da söylediğimiz gibi maliyet ve malzemede farklılık olmamasına rağmen ürünleri tasarımları ve yenilikleri ile farklı yaparak pazarlama hedefleri gerçekleşmekte.
Buna karşın markalaşmamış ürünlerin piyasa rekabet koşullarında ucuz olmasından başka elle tutulur bir tercih edilme sebebi yok. Bu ürünlerin ve üreticilerinin kalıcılığını kimse garanti edemez fakat, markalaşmış ve yenilikçi firmalar yüzyıldır var olmuştur ve olacak. Öte yandan tek başlarına markalı bir ürün olsa bile, bunu tasarım ve yeniliklerle desteklemediği sürece yine de yetersiz kalır. Asıl olan bu marka, patent ve tasarımdan oluşan bu üç unsuru da inovatif çalışmalarla bünyesinde taşıyabilmek
Kemal Yamankaradeniz
Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
