Kürt meselesinin çözümü var - Haber 1Haber 1

Kürt meselesinin çözümü var

29 Ağustos 2012 - 10:09

ABONE OL

Prof.Dr.Bener Karakartal analiz ediyor: Kürt meselesinin çözümü siyasi mühendislikten geçiyor. Siyasi mühendisler ABD ve AB’yi kurdular. Ak Partinin kürt politikasının başarısızlığının arkasında onu yanlış yönlendiren kötü siyasi mühendisler var. Kürt meselesinin çözümü için vakit çok geç değil.

Yaz çok sıcak geçti. Sıcaklık kavramı Türkiye’nin bu yaz yaşadığı siyasi gelişmeler içinde geçerli. Türkiye birkaç aydır çok türbülanslı bir ortama sürüklendi. CHP olanca gücüyle Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu’na yükleniyor. Kürt meselesinde olduğu kadar Irak ve Suriye ile olan çok türbülanslı ilişkilerden onu sorumlu ilan ediyor.

YAZ TÜRBÜLANSININ NEDENİ İRTİFA KAYBI
Terör azgınlaştı. Patlayan bomba ve mayınların dışında terörün siyasi şovu büyük boyutlara ulaştı: bir milletvekili kaçırılıyor. Silahlı PKK’lılar BDP’li milletvekilleriyle kucaklaşıyor.

Irak’la ilişkiler gittikçe bozuluyor. Davos’dan bu yana dünya politikasını belirleme noktasına gelen Türkiye şimdi yoğun bir irtifa kaybı yaşıyor görüntüsünü veriyor. Türkiye bırakın Irak’daki durumu belirlemeyi şimdi Irak’ın alt düzey birimlerinin liderleri düzeyine iniyor ve onlarla her zaman başarılı olmayan diyalog kanalları oluşturmaya çalışıyor. Suriye’deki olaylar karşısında Türkiye olayların peşine takılmış gözüküyor.

Avrupa ile ilişkiler zaten bir uçurumdan atlayış gibi: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü başarılı bir şekilde Avrupa Birliği ile doğrudan müzakereleri başlatmıştı. Ama kaptan köşküne oturttuğu kişiler bu politikayı iflas ettirdiler. Şakacı bir üslupla bütün sorumluluğu Sarkozy’ye yüklediler. Sarkozy gitti. Avrupa ile ilişkiler daha da kötüleşiyor. Geminin kayalara bindirmesinin sorumlusunun kaptan köşküne yerleştirilen sorumlularda olduğunu Türkiye artık görüyor.

Oysa Kürt meselesinde, Ortadoğu ile olan ilişkilerde, İran ile olan gerginliklerde çözüm var. Bu çözüm ne?

ÇÖZÜM CONCORDE MODELİ
Concorde bir mühendislik harikasıdır. Concorde’da uçtuğum için biliyorum. Uçakların büyük sorunu sert iklim koşullarıdır. 10.000-13.000 metre yükseklikte uçarlar. Atmosfer koşulları 14.000 metreye kadar geçerli olduğu için büyük fırtınalarda uçaklar yolcuları çok fena etkilerler. Türbülanstan kaçmak imkansızdır.

Sivil uçaklar içinde yalnız Concorde türbülanstan kaçar. İçinde uçtuğum için biliyorum. Concorde’un ana motorları gökte 10.000 metrede ateşlenir. Gösterge tablosunda her bin metre yükselmenin bir dakikada olduğu görülür. Concorde dört dakikada atmosferden çıkar. Uçak bir anda bir salon konforuna ulaşır. Bulutların olmadığı stratosferde hiçbir türbülans yoktur. Uçak dakikada bin metre yükselerek 23.000 metreye ulaşır. Bu arada sürati de dakikada 100km artarak mach 2,3 gelir. Ses sürati aşılmıştır. Uçağın dış sıcaklığı -60 tan +127 ye geçer. Uçağın boyu bu esnada yedibuçuk santimetre uzar. Concorde’da kokpitte uçarken pilotların devamlı not aldığını görüyordum. “Niçin” diye sorunca pilotlar gülümseyerek “profesör, diğer bütün uçaklar tekniktir. Concorde ise bilim” diyorlardı.

23.000 metrede bulut yok, fırtına yok, türbülans yok. Bir salon hareketsizliğinde sesten süratli uçarken yolculara bu durumu kanıtlayan sertifikalar dağıtılıyor ve süper lüks bir lokantanın menüsünüde aşan yemek servisi başlıyordu: şampanya, havyar ve ıstakoz. Concorde’da uçtuğum için biliyorum.

AVRUPA BİRLİĞİDE CONCORDE METODUYLA KURULDU
Avrupa Birliğinin de, Concorde’nin arkasında da aynı tarihi büyük lider General de Gaulle vardır. De Gaulle türbülansları sıfırlamakla dünya tarihine girmiştir. Galatasaray Lisesini birincilikle bitirmek bana de Gaulle’ün bursuyla Paris’e gidip onun ekibinde “Araştırma ekip sorumlusu” olarak çalışma şansını verdi. De Gaulle’ün Avrupa Birliğini nasıl kurduğunun doğrudan şahidiyim.

Avrupa’nın tanıdığı türbülanslar kürt meselesinden milyon kere daha güçlüydü. Alzas-Loren yüzünden Fransız’lar Almanlar’la 1870,1914 ve 1940 yılında üç defa dev savaşa giriştiler. Her iki tarafta da üç nesil boyunca her aile en az bir ölü verdi. Bu savaşlara tarih 1. ve 2. Dünya savaşı adını verdi. Birinci Dünya savaşında onbeş milyon, İkinci Dünya savaşında yetmiş milyon insan öldü.

İkinci dünya savaşında Fransa’yı General De Gaulle kurtardı. Ekibinde çalıştığım için biliyorum. Avrupa türbülansını da General de Gaulle bitirdi ve Avrupa parlamentosunu Alzas-Loren’in en büyük şehri Fransa’nın Almanya sınırındaki Strazburg’da kurdu.

Concorde gibi AB’de aynı mühendislik harikasıdır. Türbülansları irtifa ve ses süratini aşarak yenerler. Çözüm önce beyinde sonra da dahi danışmanlardadır.

ABD’de tıpkı AB gibi bir mühendislik harikası sonucu kurulmuştur. 18. Yüzyıl sonlarında Amerikalı dahi devlet adamları “kurucu babalar” Atlantik okyanusundan Pasifik okyanusuna giden dev bir coğrafyada bir mühendislik harikası olarak ABD’yi kurmuşlardır. ABD’de her renkten, her ırktan, her kökenden, her dinden, her düşünceden üçyüz milyondan fazla insan türbülansları aşmış olarak yan yana barış içinde yaşamaktadırlar.

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I KÜRT MESELESİNDE KÖTÜ MÜHENDİSLER YANLIŞ YÖNLENDİRDİLER
2002 yılında iktidara gelen Ak Parti kürt meselesinin çözümü için iyi niyetli adımlar atmaya başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın meşhur Diyarbakır seyahati hala akıllardadır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yönlendiren mühendisler kötü mühendislerdi. Fransızların Cezayir ve Amerikalıların Vietnam politikalarından esinleniyorlardı. Askeri açıdan Fransa Cezayir de, Amerika’da Vietnam’da yenilmişlerdi. Bu durumda tavsiye ettikleri yol “ver-kurtul”a yol açabilecek büyük taviz politikalarıydı. Bu yanlış yönlendirmeler Türkiye’yi bugünkü çözümsüzlük noktasına getirdi.

Kötü mühendislerin bilmediği bir nokta vardı. Vietnam ABD, Cezayir Fransa değildi. Yabancı ülkelerdi. Kendi toprakları söz konusu olunca büyük ülkeler kıskanç davranıyorlardı. ABD’nin California ve Teksas’ı, Fransa’nın da Korsika’yı Brötanya ve Bask bölgelerini bırakmayı akıllarından bile geçirmezlerdi.

KÜRT MESELESİ ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL
Bu mesele önce beyinde çözülür. Bir mühendislik olayıdır. Ufak bir ipucu: pamuk tarlası işçiliğinden gelip dev bir holding kuran Sakıp Sabancı ile ondokuz yıl büyük bir dostluğum oldu. Onunla gerçekleştirdiğimiz ve 2000 yılında TGRT’de 13 hafta boyunca prime-time’da yayınlanan “Sakıp Ağa İle Baş Başa” programımıza bakın. Çözümün ipuçları ve kodları orada saklı.

Prof. Dr. Bener KARAKARTAL

karakartal@turcomoney.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.