Sosyal ağ - Haber 1Haber 1

Sosyal ağ

19 Aralık 2012 - 9:55

ABONE OL

Bugün bir arkadaşımın yazısını okuduğumda bu sosyal sermaye dediğimiz konuya bir bakmak istedim. Benim gibi ilk sosyalizasyonunuz 12 eylül cuntasından önceye dayanıyorsa tükenmez kalemle mektup yazmış, dini bayramlarda aile dostlarınıza tebrik kartları atmışsınızdır ki bu inanın bugün için büyük bir zaman ayırmak demektir.

sosyal_ag.jpg Sonraları uzun yıllar beklenip bağlanan telefonlarla kurulan iletişim modernliğin simgesi olmuşken mobil telefonlarla özgürlüğümüzü ilan ettiğimizdeki keyfi size anlatamam. Yaşı 20 ler civarında olanların ne demek istediğimi çok anlamayacaklarını biliyorum. Bazen ben bile nasıl ve ne hızda bu noktaya geldiğimizi anlayamıyorum ama artık internet dünyasındayız ve bu yeni kuralları bambaşka anlayışları olan bir dünya.

Sosyalleşmek günümüz insanının ve 40 yaş altı yetişkinlerin vaz geçilmez bir ritüeli bu yüzden facebook, twitter, foursquare ve benzeri sosyal ağlar üzerinden takipleşmek ve haberdar olmak en büyük amaçları. Baktığımız zaman sığ bir iletişim biçimi gibi görsek te ben sosyal ağlara bu kadar acımasızca yaklaşmayı doğru bulmuyorum. Bizim kuşağın bilmediği ama hızla ayak uydurmaya çalıştığı bir devrim bu.

Dijital hayat daha çok hızla gelen genç tüketim kitlesini hedefleyen parasız kayıt olunan sitelerde her birimizin ama az ama çok eğilimlerimize göre alınıp satıldığımız ,bir ürün olduğumuz mecralar. Sosyal ağ platformları bizlerden bu tüketim eğilimlerini alıp bir nevi bizi pazarlarken bizlere de tanıdığımız insanlarla kolay iletişim olanağı sağlıyor. Tartışma da burada başlıyor bu binlerce kişi bizim arkadaşımız mı yolda yanımızdan geçse tanımayacağımız, fenalaşıp bayılsak umurunda olmayacak insanlara “arkadaş “demek ne denli doğru.

Bu sorunun cevabınıa henüz ben de karar vermiş değilim ama dijital çağda da böyle adlandırılıyor. Benim açımdan “takipçi” adlandırması daha doğru, çünkü kabul edelim ki sosyal ağlar hepimizin içindeki röntgenciye hitap ediyor “acaba o ne yapmış?” bu sorunun peşi sıra bazen nefret ettiğimiz aslında hiç görmek istemediğimiz haliyle hiç özlemediğimiz insanların sayfalarına girip bakıyoruz.

sosyal_ag_1.jpgBizlere kimi zaman yadırgatıcı, kuru, ve hatta insani gelmeyen bu dijital düzene haksızlık etmek matbaayı atlamak gibi hem kişisel hem ülkeler tarihi açısından vahim bir hata olacaktır. Zira tamamen bu dünyaya doğmuş olan ve Z kuşağı diye adlandırılan bu ufaklıkların en büyüğü 12 yaşında ve tam bir internet çağı çocuğu, dolayısıyla mimikleri noktalama işaretleriyle ifade etmek onlar için çok doğal birbirlerinden uzakta olsalar bile ufak cihazlarıyla her an sözel, hatta görsel iletişim kurarak, birbirlerine bağlanabiliyorlar.

Açıkçası bu konu benim içinde paha biçilemez nitelikte, ev giysilerim ile değil ABD deki, 500 metre ötede oturan arkadaşımla kendi konforumda iletişimde olmak mailler için PC ye bağlı kalmadan akıllı telefonlarla herhangi bir yerden yazışmaları yapmak tarifsiz bir mutluluk.

Esirgeyip bağışlamasa da yazı karakteri, gülümseme, kızgınlık yada ağız burun bükme gibi mimiklerde eşitleyen bir “Tanrı” olan dijital platformlar artık sanalla gerçeğin örtüştüğü ve birbirinden çokta farklı olmadığı bir mecra. Basılı yayınların dijital platformla ortadan kalkmaya başladığı vemedyanın yeni bir biçimini oluşturan sosyal ağlar artık gerçeğin ta kedisi. Benim gibi X kuşağıysanız eski ve daima çalışan bir yöntem olarak “Gırtlak dediğin 9 boğum yutkunarak konuşmalı” ilkesinin sosyal ağlar içinde geçerli olduğunu bilirsiniz. Gerçek cemiyet hayatında nasılsak sosyal ağlarda da öyle olmak bize yeni ama çok tanıdık ilişkiler kurma fırsatı sunacaktır. Zaten insanoğlunun görünme isteği o kadar ağır basıyor ki içindeki alacayı çok fazla da saklayamıyor.

Bugün size bence çok güzel bir şey olan sosyal ağlardan bahsettim. Sosyal ağ gerçek ağdır yeni Dünya düzeni buradan ilerleyecektir benden söylemesi.

Hülya DENİZ
www.twitter.com/hlydnzz
hulya@kmedya.com
hulya.denniz@gmail.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.