Her sabah ant içer çocuklar - Haber 1Haber 1

Her sabah ant içer çocuklar

10 Eylül 2013 - 15:19

ABONE OL

Biz her sabah kendi çocuklarına “varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye ant içeren bir milletiz.

Bir zamanlar bu ülkede Milli Güvenlik Dersi diye bir ders bile vardı. Ben çok yazdım söyledim ve sonunda bu ders kaldırıldı. Özgür Eğitim Sen’den Ufuk Coşkun çok yazdı söyledi.

Aynı Ufuk Coşkun şimdi de “andımız”ın kaldırılması için çalışıyor, çok da iyi yapıyor.

Kamuoyuna bu konuyla ilgili bir bildiri yayımlandı. Bu bildiriye ben de imza attım.

İşte o bildiri:

Toplumsal çatışmaların bir nedeni de, katı ideolojik tutumların ve toplumda, kendi ırkının, kendi sınıfının, ya da kendi inancının bir başkasına üstün olduğu bilincinin, özellikle eğitim aracılığıyla kazandırılmaya çalışılmasıdır. Ulus devletçi sistemler eğitim aracılığıyla toplumun tüm kesimlerine tek bir ideolojiyi dayatarak, bireylere “benim dünyamın dışındakiler işe yaramaz” duygusunu aşılamaya çalışmıştır. Diktatörlerin, hâkim ideolojilerini, çocuklara daha küçük yaşlardan itibaren aşılamaya başladıkları ve militarist eğitime ayrı bir önem verdikleri de bilinen bir gerçektir.

Örneğin, dönemin Almanya’sında ilköğretim öğrencilerine aşılanması gereken en önemli konunun, Hitler’e bağlılığın ne kadar kutsal bir duygu olduğuydu. Okulda her gün, yaklaşık on dakika, Hitler’in resmi selamlanırdı. İdeolojik ve beden eğitimi içerikli gençlik kamplarında çocuklara,‘Führer’e adanmış kanımın her damlasıyla; ben tüm enerjimi ve gücümü Adolf Hitler’e ve ülkeme adayacağıma yemin ediyorum. Onun için, sahip olduklarımdan hatta hayatımdan bile vazgeçeceğime söz veriyorum ve bunun için Tanrıdan yardım diliyorum.’ diye yemin ettiriliyordu. Duçe lakaplı Mussolini İtalya’sında ise ilköğretimden itibaren faşist ideoloji ile yetiştirilen çocuklara ve gençlere şöyle yemin ettiriliyordu: ‘Tanrının adıyla ben liderimin bütün emirlerini yerine getireceğime, gerekirse bu uğurda kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğime yemin ederim, yaşasın faşist devrim…’

2. Dünya Savaşı öncesi, tüm dünyada esen ulusçuluk rüzgârından Türkiye de payına düşeni almış, Almanya ve İtalya’dan etkilenen bazı siyasetçi ve aydınlar benzer uygulamaların bizde de olması için öneriler sunmuşlardır. 1933 yılından itibaren, ülkemizde de, yeni rejimi ve devrimleri güçlendirme amacıyla, ilk ve ortaokullarda, “And” okunmaya başlanmıştır.

Nasyonal-sosyalist/faşist ideolojinin tüm unsurlarını taşıyan yemin metinleri günümüz Almanya’sında ve İtalya’sında bile kaldırılmış olmasına rağmen, ne yazık ki Türkiye’de, ilkokullarda çocuklara, askeri esas duruşta, “varlığım Türk varlığına armağan olsun” andı tekrar ettirilmektedir. Hem içerik olarak hem de militarist söyleniş biçimi ile “andımız”, yaratıcılığı körelttiği, özgür düşünme becerilerine ket vurduğu ve barış söylemi ile çeliştiğinden dolayı, pedagojik açıdan sorunlu ve zararlı bir uygulamadır. Andımızın, tek tip birey yetiştirme amacına ve eğitim hakkının sadece ayrıcalıklı belli bir sınıfa ait ideolojiye hizmet ettiği de yadsınamaz bir gerçektir.

Çocuklarımızı tek bir ideolojinin kıskacına kapatmak, zihinlerini ele geçirerek kontrol etmeye çalışmak yerine, onların, özgürlükçü, çok kültürlü, barışçı, yaratıcı ve üretken bireyler olmaları için çaba harcamalıyız. Bu bağlamda, ilkokullardaki çocuklarımıza, her sabah asker komutlarıyla esas duruşta, “and” içirmekten ve “varlıklarını Türk varlığına armağan etmelerini” istemekten artık bizler de vazgeçmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye eğitim sisteminden “andımız” başta olmak üzere tüm militarist uygulamaları ivedilikle yürürlükten kaldırmalıdır.

Evet kaldırılmalıdır. Tam demokratik, çok sesli, yaratıcı, özgür ve insan haklarına duyarlı bir ülkede yaşamak istiyorsak, aynı üniformadan çıkmış nesiller yetiştirerek bunu başaramayız. Cıvıl cıvıl yetişmesi gereken çocuklara beden eğitimi derslerinde askeri eğitim vermekten vazgeçmeliyiz.

Ben kendi hesabıma şunu söyleyebilirim: Çocuklarımın varlığının, hiçbir şeye ve hiç kimseye armağan olmasına razı değilim.

Ya siz ?

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.