Ak Parti son iki yıldır çok eleştiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın olaylara yaklaşım biçimi, sert tavırları ve Gezi Parkı örneğinde olduğu gibi halkın taleplerini ve hassasiyetlerini algılamadan başlatılan faaliyetler çoğu sağ seçmenin canını sıkıyor.

Benim çevremdeki çoğu kimse de şu soruyu soruyor: “AK Parti’ye son 2 yıldır ne oldu ?”

“Neden Başbakan böyle davranmaya başladı ?”

“Acaba Başbakan’ı çevresindeki danışmanlar yanlış mı yönlendiriyor ?”

Bu soruların büyük bölümü bana tanıdık geliyor. Turgut Özal için de son dönemlerinde bu tür sorular sorulmuştu. Özal şaibeli bir şekilde ölmeseydi/öldürülmeseydi Köşk’ten inip yeniden siyasete girecek ve kuracağı yeni yaptiyle belki de iktidara gelecekti. Rahmetli Özal’ın başta Kürt sorunu olmak üzere pek çok konuda sahip olduğu farklı çözüm yollarını, o dönemin vesayet altındaki Türkiyesi kaldıramadı. Leyla Zana’ın anılarından öğreniyoruz ki Özal DEP’li milletvekillerini defalarca gizlice Çankaya Köşkü’nde ağırlamış ve Kürt sorununu çözmek için cesur adımlar atmaya hazırmış.

Derin güçler onun yeniden iktidara gelmesine göz yummadı ve güçlü bir iddiaya göre zehirlenerek öldürüldü.

ANAP iktidarının güçlü yıllarında Turgut Özal “bugün Türkiye’de Anaatan Partisi’nin alternatifi yoktur” demişti. Bu sözler dönemin muhalefet liderlerini küplere bindirmişti.

Bugün aynı şeyi AK Parti için söyleyebilir miyiz ?

Bence evet.

Bugün Türkiye’de ister beğenin, ister beğenmeyin AK Parti’nin alternatifi yoktur.

Çok basit bir örnek vereyim. Babamdan…

Benim babam, muhafazakar bir seçmen olarak kendini bildi bileli sağ gelenekten yani Demokratlardan gelen partilere oy vermiştir. Menderes dendiğinde hala gözleri buğulanır. Sonra Demirel’e, Turgut Özal’a ve Tansu Çiller’e oy verdi. Şimdi de o gelenekten geldiğini düşündüğü Tayyip Erdoğan’a oy veriyor.

Ancak Sayın Erdoğan’ın son zamanlarda rahmetli Erbakan’ı anımsatan icraatları ciddi çatlamalar yaratmasa da zaman zaman babamın da kafasını karıştırıyor. “Erdoğan durup dururken neden bunu yaptı” soruları hasıl olmaya başladı. Bazen bana soruyor: “Erdoğan neden son zamanlarda sinirli?” diye.

Beş vakit namaz kılan birisi olarak içki meselesine girilmesinden pek hoşnut değil, kürtaj ve üç çocuk konusu da onun için fazla mahrem… Kızlı erkekli öğrencilerin birarada kalması ve dersanelerin kapatılması gibi konular için de şöyle diyor: “Başbakan neden bunlarla uğraşıyor ?”

İnançlı bir sağcı olan babam, geçmişinde hiç Milli Selamet Partisi’ne oy vermedi. Selametçiler dediği tutuculardan da çok hazzetmez. AK Parti’nin geçmişteki MSP gibi veya Refah Partisi gibi olması onu kesinlikle rahatsız edecektir.

İşte soruyu tam bu noktada soracağız: Diyelim ki AK Parti daha fazla sağa savruldu ve RP çizgisine oturdu. Erdoğan, Erbakanlaştı. Bu durumda benim babam gibi sağ geleneğe oy veren bir muhafazakar hangi partiye oy verecektir ?

Böyle bir durumda AK Parti’nin alternatifi var mıdır ?

Bence yoktur.

Bugün Türkiye’de merkez sağda AK Parti’den başka bir muhafazakar-demokrat-liberal eğlimlere sahip bir siyasi parti bulunmamaktadır.

Türkiye’de sağ-muhafazakar bir partinin alternatifi sol bir parti (bu durumda CHP) olamaz. Başka bir sağ parti olabilir.

Ama halihazırda böyle bir parti yok.

Olması gerekmez mi ?

Bence gerekir. Sağlıklı bir demokrasi adına gerekir. Daha liberal, daha özgürlükçü bir sağ partinin kimseye bir zararı dokunmaz.

Sağlıcakla kalın.