Dünyaya hükmeden lider kadınlar - Haber 1Haber 1

Dünyaya hükmeden lider kadınlar

05 Aralık 2013 - 16:08

ABONE OL

Asrın lider kadınları denildiğinde sanırım zihninizde hemen “siyasi lider” ile alakalı çağrışım oluşuyor. Bugünkü yazımda kadın siyasi lideri ele almak; onların hayatlarından, farklarından ve birbirleriyle ortak özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Yakın tarihimizin siyaset sahnesinde yerlerini almış, erkeklerin siyasi hegemonyasına baş kaldırmış, ‘bu yarışta ben de varım’ diyerek olağanüstü bir cesaret sergilemiş özel kişiliğe sahip kadınlar onlar… Kastettiğim siyasi lider kadınların, kimler olduğu veya olabileceği hakkında tahmininiz vardır eminim.

DEMİR LEYDİ LAKAPLI BAŞBAKAN: MARGARET H. THATCHER

Margeret Thatcher, tüccar bir baba ve terzi bir annenin iki kızından küçüğü. Babası Alfred Roberts, Margaret’in doğum yeri olan Grantham’da o dönemde Belediye Başkanıydı.

Yani Margaret henüz küçük yaşta siyasetle tanışma şansına sahip olmuştu. Yıllar sonra Margaret H. Thatcher, ‘Muhafazakâr Parti’nin en genç adayı olarak seçime katılıp (1950-1951) İşçi Partisi’nin en sağlam kalesinde seçim mücadelesi vermeye başladı. Seçim çalışmaları esnasında zengin bir iş adamıyla tanıştı ve aynı yıl evlendi. Yaşamına evlilik , annelik, kariyer ve siyaset sığdırmayı başardı. 1970-1974 yıllarında Bilim ve Eğitim Bakanı olmadan önce “vergi hukuku uzmanı’ olan Thatcher, 1979 yılında Başkanı olduğu Muhafazakâr Parti’yi seçimleri kazanarak iktidara taşıdı.

İktidara geldiğinde devletin iktisadi yatırımlardan çekilmesi, batı dünyasında uygulanmakta olan özelleştirme, serbest pazar ekonomiye daha fazla destek ve işçi hakları gibi konular gündemi işgal etmeye başladı. O dönemlerde ekonomi sürekli vuku bulan işçi grevleriyle adeta tıkalıdır.
Liberal-Muhafazakâr siyaset anlayışıyla, işçi haklarının törpülenmesiyle o dönemde ülkesinde kimsenin cesaret edemediği neoliberal ekonomi-siyasetinin uygulayıcısı oldu. Soğuk Savaş döneminde SSCB’ye karşı yaptığı eleştirisel bir konuşmasında, tavizsiz siyasi duruşuyla ve uyguladığı radikal sağ politikalarla kendisine Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazetesi tarafından ‘Demir Leydi’ lakabı takıldı ve kısa sürede bu lakap bütün dünyaya yayıldı. 80’li yıllarda uyguladığı radikal politikaları, Arjantin ile yaptığı Falkland Adaları Savaşı, uyguladığı iç ve dış siyasetteki devrimsel ve sert siyasetiyle tarihte iz bırakan Thatcher, o güne kadar Britanya siyasi sahnesine hakim olan erkeklere, adeta uygulamalı siyasetin nasıl yapılacağını öğreten isim oldu.

MÜSLÜMAN ÜLKENİN İLK BAŞBAKANI: BENAZİR BUTTO

Pakistan’ın Karaçi şehrinde 1953 yılında doğdu. Oxford Üniversitesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine döndü. Babasının idam edilmesinden sonra 1984 yılına kadar ev hapsinde kaldı. Ev hapsi bitince Pakistan’ı terk ederek, Büyük Britanya’ya yerleşti. Oradan babasının kurduğu ‘Pakistan Halk Partisi’nin liderliğini yaptı. Çimento fabrikatörü zengin bir iş adamıyla 1987 yılında evlendi. Benazir Butto 1988 yılında katıldığı seçimleri kazanarak müslüman bir ülkedeki ilk kadın başbakan ünvanına sahip oldu.

Ancak aradan iki yıl geçmeden yoğun yolsuzluk suçlamalarıyla ve askeri güçlerin desteğiyle yeniden seçime gidildi ve Butto devrildi. Fakat vazgeçmedi ve 1993 yılında yapılan seçimleri ikinci defa kazandı. 1996 yılında yolsuzluk suçlamalarıyla kurmuş olduğu hükümet yeniden düşürüldü. Yolsuzluk suçlamaları kesinlik kazanmamış olsa da Butto, 1999 yılında Pervez Müşerref liderliğinde yapılan askeri darbe sonrası ülkeyi terkederek Dubai’ye yerleşmek zorunda kaldı.

0cak 2008’de yapılacak seçimlere katılmak üzere 2007 sonbaharında Pakistan’a dönüş yapan Butto’nun siyasi çizgisi Pakistan gibi gelişmekte olan bir ülkede, her ne kadar mevcut feoadal yapıyı değiştirmek üzere ve radikal ulusal reformlar içeriyorsa da o günün koşullarında başbakanlığını yaptığı ülkenin toplumu bunu kavrayıp, kaldıracak durumda değildi. Tüm bunlar Butto’nun ulaşılması oldukça zor hedefler amaçlamış olduğunun göstergesiydi. Netice itibariyle ülkesine döndüğü gün başarısız bir suikastin ardından, 27/12/2007 tarihinde uğradığı intihar saldırısı sonucu maalesef hayatını kaybetti.

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN BAŞBAKANI: TANSU ÇİLLER

Selanikli Rumeli Türklerinden Hüseyin Necati Çiller ile Muazzez Çiller’in 1946 İstanbul doğumlu tek çocuğu. Robert Koleji Ekonomi Bölümü’nü bitirdi. New Hempshire Üniverisitesi, Conecticut Üniversitesi ve Yale Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Çeşitli üniversitelerde akademik kariyer yaparken, 1990 yılında dönemin ‘Doğru Yol Partisi’yle’ politikaya atıldı. Süleyman Demirel’in başkanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı. Demirel’in aktif siyasetten ayrılıp Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesiyle Çiller, 1993-1996 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Kadın Başbakanı oldu. Özellikle ABD odaklı ilişkileri ön plana çıktı. Türkiye’nin çok cafcaflı geçen 1990’lı yıllarında müslüman bir ülkede, ekonomik ve siyasi istikrarın bir türlü sağlanamadığı ve terörün had safada olduğu, salt erkeklerin hakimiyetinin varlığı bariz olduğu bir dönemde Başbakanlık yaptı. Ülkenin ana sorunlarıyla mücadeleden hiçbir zaman kaçmadı. Ne kadar başarılı olup, olmadığı ayrı bir tartışma konusu ancak bir gerçek var ki, zor ile göz göze gelmekten, zor ile mücadele etmekten ve bütün bu zorlukların üstesinden gelebilmesinin neredeyse imkansız olduğunun belki de kısmen farkında olmasına rağmen, siyasi duruşundan hiç taviz vermedi. Özer Uçuran Çiller ile evli olan Tansu Çiller iki çocuk annesi.

ALMANYA’NIN EN GENÇ ŞANSÖLYESİ: ANGELA MERKEL

Almanya’nın Hamburg kentinde 1954 doğdu. İki Almanya’nın birleşmesine kadar Doğu Almanya’da yaşayan Merkel, 1973-1978 yıllarında Leipzig Üniversitesi (Doğu Almanya) fizik bölümünden mezun oldu. Berlin’de, kuantum kimyası üzerine doktora tezini verdi ve daha sonra araştırmacı olarak kendi dalında çalıştı. Birçok makale yayınlandı. Almanya Federal Cumhuriyeti’nin efsanevi şansölyesi Helmut Kohl tarafından keşfedilerek, desteklendi ve 1990 yılında CDU (Hrıstiyan Demokrat Birliği) partisinde siyasete girdi. Helmut Kohl aktif siyasetten geri çekildikten sonra Angela Merkel’in politik yıldızı parladı. Gerhard Schröder (SPD) hükümetinin erken seçim kararı almasının ardından 2005 yılında Merkel partisini iktidara taşıdı. Merkel’in siyasi taktik hamleleriyle, kendisine siyasi rakip olabilecek potansiyele sahip 6 hatırı sayılır erkek siyasetçiyi diskalifiye etmesi göze çarpan önemli unsurlardan birisi oldu. Günümüze kadar ve önümüzdeki 4 yıl daha Merkel’e rakip olacak hiçbir isim yok. Merkel, 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya Federal Cumhuriyeti’nde görev yapmış en genç şansölye ünvanına sahip. Daha önce kendisi gibi fizikçi olan Ulrich’le evliyken, 1982 yılında boşanır. 1998 yılında kimya profesörü Joachim Sauer ile ikinci evliliğini yapar. Hiç çocuk sahibi olmadı.

İŞTE ÜLKELERİNDE VE DÜNYADA FARK YARATAN LİDER KADINLARIN ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLERİ:

Sağlam ve geniş temelli eğitime sahipler.

Çalışan annenin çocukları.

Milli ve manevi inançları yüksek.

Ekonomik özgürlüğe sahipler.

Evli ve çocuklular (Merkel hariç)

Olağanüstü zekaya sahipler.

Sıradışı kişiliklere sahipler.

Hedeflerine ulaşmakta ısrarcılar.

Zoru kavrayan, çözümleri korkmadan uygulayabilme yeteneğine sahipler.

Çevre (mahalle) baskısına kulak asmayan, dik duruşa sahipler.

Özgür ruha sahipler.

Öyle ki; kimi kendi aile soyadını kullanacak kimi istemezse çocuk yapmayacak. Dilerim dünyaya hükmeden bu kadınlar siyasete girmek isteyen ve söz sahibi olmak isteyen birçok kadınımıza “Rol Model” olurlar…

Kadın Gözüyle
Zuhal Mansfield
DEİK / Türk Mısır İş Konseyi Başkanı

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.