
İSTANBUL (AA) – Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, yaz aylarında artan sıcaklık ve nemin, hamilelik sürecini hem fiziksel hem de duygusal açıdan etkileyebileceğini belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, sıcak hava ve nem oranının artması, doğal bir süreç olan hamileliği daha zor hale getirebiliyor. Ancak yaşam alışkanlıklarında yapılacak bazı düzenlemelerle bu dönemi daha rahat geçirmek mümkün olabiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaya, yaz döneminde anne adaylarının hem kendi sağlıklarını hem de bebeklerinin gelişimini koruyabilmeleri için günlük rutinlerinde mevsime uygun değişiklikler yapmalarının önemine dikkati çekti.
Kaya, beslenmeden sıvı alımına, kıyafet seçiminden güneşle temasa kadar pek çok unsurun göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, hamilelikte yağ ve karbonhidrat oranı yüksek, kalitesi düşük ve ağır yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini aktardı.
Yaz aylarında sağlıksız besinler yerine vitamin ve mineral yönünden zengin, kalorisi düşük yiyeceklerin tercih edilmesinin önemli olduğunu kaydeden Kaya, bu mevsimdeki meyve sebze çeşitliliğinin de avantaj sağladığına işaret etti.
Kaya, "Zeytinyağlı yemekler enerji verir. Meyve tüketiminde fruktoz oranı dengede tutulmalı, taze ve ölçülü tüketim sağlanmalıdır. Ayrıca protein ihmal edilmemelidir. Çünkü protein, bebeğin beyin ve vücut gelişimi için önemlidir. Yaz aylarında balık tüketimine dikkat edilmeli, taze olduğundan emin olunmalıdır. Baharatlı ve yağlı besinler gebelik reflüsüne yol açabileceği için uzak durulmalıdır." ifadelerini kullandı.
– "Su tüketimi erken doğum riskini azaltmada da önemli bir rol oynar"
Kaya, hamilelikte su tüketiminin öneminin büyük olduğuna dikkati çekerek, yaz aylarında hormon değişikliği nedeniyle artan terlemenin, su ihtiyacını artırdığını ve günde en az 2,5 litre su içilmesi tavsiyesinde bulundu.
Sık idrara çıkma şikayetleri olsa dahi bol su tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğini aktaran Kaya, "Vücut susuz kaldığında kas krampları, baş ağrısı ve halsizlik gibi şikayetler artabilir. Bu da hem annenin konforunu hem de bebeğin dolaşım sistemini olumsuz etkileyebilir. Su tüketimi aynı zamanda amniyon sıvısının dengede kalmasına yardımcı olur ve erken doğum riskini azaltmada da önemli bir rol oynar." değerlendirmelerinde bulundu.
Kaya, yaz döneminde pamuklu, nefes alan, açık renkli giysilerin tercih edilmesi gerektiğine işaret ederek, iç çamaşırların da rahat ve pamuklu olması, kıyafet seçiminin bedeni sıkmaması ve hareket özgürlüğünü kısıtlamaması gerektiğini vurguladı.
– "2 saatte bir güneş kremi sürülmesi gerekir"
Hamilelikte artan östrojen hormonlarının cildi güneşe karşı daha hassas hale getirdiğine dikkati çeken Kaya, şunları kaydetti:
"Bu nedenle 11.00-17.00 arasında dışarı çıkmaktan kaçınılmalı, gerekiyorsa 30-50 faktörlü güneş kremi kullanılmalıdır. Şapka, pamuklu giysiler ve güneşten koruyucu aksesuarlarla korunma sağlanmalı, uzun süre güneşte kalınacaksa gölgede durmaya özen gösterilmelidir. Tatil planı yapılmadan önce mutlaka doktora danışılmalı, seyahatin 32. haftadan önce olması önerilir. Gideceğiniz yerdeki sağlık hizmetleri araştırılmalıdır. Mümkünse uçak yolculuğu tercih edilmeli, pıhtı riskine karşı varis çorabı kullanılmalı, uzun uçuşlarda iki saatte bir ayağa kalkıp yürünmelidir.
Yetersiz uyku, stres ve iştah problemlerine yol açabilir. Geç saatlere kadar uyanık kalmaktan kaçınılmalı, gün içinde yorgunluk hissedildiğinde dinlenilmelidir. Hormon dengesini korumak ve bebeğin gelişimini desteklemek için vücut, her gece aynı saatlerde uyumaya alıştırılmalıdır. Güneşe çıkmadan 15 dakika önce ve 2 saatte bir güneş kremi sürülmesi gerekir. SPF 30 ve üzeri koruyucu tercih edilmelidir. Siperlikli şapka ve UV korumalı gözlük kullanılmalıdır. Çinko oksit gibi mineral içerikli kremler önerilir. Oksibenzon, homosalat, metil benziliden, kafur gibi kimyasallardan kaçınılmalıdır. Karın bölgesi güneşten daha fazla etkilenir, açık giysiler tercih edilmemelidir."