Pasifik Holding, Çinli şirketlerle yeni stratejik anlaşmalar imzalamayı hedefliyor - Haber 1Haber 1

Pasifik Holding, Çinli şirketlerle yeni stratejik anlaşmalar imzalamayı hedefliyor

Pasifik Holding, Çinli şirketlerle yeni stratejik anlaşmalar imzalamayı hedefliyor

19 Haziran 2025 - 12:35

ABONE OL

İSTANBUL (AA) – Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının düzenlediği, 50'den fazla ülkenin bakan düzeyinde katılacağı, kendilerinin de ana sponsor olduğu Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu 2025'te Çinli muhataplarıyla stratejik değere sahip yeni anlaşmalar imzalamayı hedeflediklerini söyledi.

Bünyesinde dört ana sektörde 55 şirket bulunan, lojistiğin yanı sıra teknoloji, savunma sanayisi, enerji, gayrimenkul ve inşaat sektörlerindeki proje ve atılımlar ile gün geçtikçe büyüyen Pasifik Holding’in bağlı iştiraki Pasifik Eurasia, stratejik öneme sahip Orta Koridor güzergahında demir yolu taşımacılığını hak ettiği potansiyeline kavuşturmak amacıyla Çin devlet demir yolu şirketi China Railway ile stratejik mutabakata vardı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile mayıs ayında Çin’e yaptıkları ziyaret sonrasında, Çin demiryolu lojistiğinin en üst kurumu olan China Railway’in iştiraki China Railway International Multimodal Co. Ltd. ile Çin-Türkiye-Avrupa hattında 17 Haziran tarihli "Uluslararası Konteyner Taşımacılığı Sözleşmesi" imzalayan Pasifik Eurasia, bu anlaşma kapsamında başlangıçta yapacağı 10 blok tren seferinin ardından düzenli olarak devam edecek olan blok tren seferleri ile ilk etapta yıllık bin trene ulaşmayı hedefliyor.

Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, konuya ilişkin basın mensuplarına yaptığı değerlendirmede, Pasifik Eurasia’nın bu zamana kadar Çin'in eyaletlerinin lojistik platform şirketleriyle anlaşmalar yaptığını, son işbirliğinin 57 platformu kapsayan demiryolu lojistiği faaliyetlerinin koordinesini yapan devlet kurumunun şirketi ile imzalandığını bildirdi.

Çin'in demiryolu taşımacılığında otorite konumunda olan bir şirket ile yaptıkları bu işbirliğinin gelecek dönemde yeni fırsatları da beraberinde getireceğini ifade eden Erdoğan, "Bu anlaşma ile Orta Koridor üzerinde hacimde hızlı bir artış sağlanması ve ilk etapta yılda 1000 blok tren seferine ulaşılması hedefleniyor." dedi.

– "Çinli muhataplarımızla stratejik değere sahip yeni anlaşmalar imzalamayı hedefliyoruz"

Fatih Erdoğan, hedeflerin daha da büyümesi ve hacimlerinin artırılması amacıyla yeni anlaşmalar için de çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi.

Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu 2025'in 27-29 Haziran tarihlerinde düzenleneceğini kaydeden Erdoğan, "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın düzenlediği, Cumhurbaşkanımızın açılışını yapacağı​​​​​​​, 50’den çok ülkenin bakan düzeyinde katılacağı, bizim de Pasifik Holding olarak ana sponsoru olduğumuz Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu 2025'de Çinli muhataplarımızla stratejik değere sahip yeni anlaşmalar imzalamayı hedefliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, tüm bu gelişmelerin hem Türkiye'nin lojistik merkez olma konusundaki stratejisini hem de Pasifik Eurasia’nın Orta Koridorda ana oyuncu olma hedefini desteklediğine dikkati çekti.

– "Orta Koridor ile Türkiye, bir merkez ülke stratejisine dönüşmektedir"

Fatih Erdoğan, küresel ticaretin, enerji arz güvenliğinin ve siyasi nüfuz mücadelesinin büyük ölçüde lojistik hatlar ve ulaşım koridorları üzerinden yürütüldüğü bir çağda, ticaret yollarının artık sadece ekonomik değil, jeopolitik ve güvenlik mimarisinin temel bileşenleri haline geldiğini söyledi.

21. yüzyılın ilk çeyreğindeki gelişmeler içinde en dikkat çeken hususların başında dünyada küresel ticaret ağlarının, jeopolitik ve jeoekonomik gelişmelerle birlikte hızla dönüştüğünü belirten Erdoğan, "Çin’in 2013 yılında bir vizyon projesi olarak başlattığı Kuşak ve Yol İnisiyatifi çerçevesinde yeniden şekillenen dengeler, Orta Koridor'un önemini öne çıkarıyor. Orta Koridor ile Türkiye hem mevcut jeopolitik konjonktür hem de yapısal gerçeklik açısından bölgesel bir geçiş hattı olmanın ötesinde, bir merkez ülke stratejisine dönüşmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Türkiye’nin, bu koridorun kilit ülkesi olarak lojistik, enerji, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında kritik avantajlara sahip olduğunu da sözlerine ekledi.

Orta Koridor'un, Çin’den başlayıp Kazakistan, Hazar Denizi ülkeleri, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan bir ticaret güzergahı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim vizyonumuzda bu rota bir alternatif olmanın da ötesinde hem coğrafi hem de ekonomik açıdan Türkiye’ye büyük fırsatlar sunuyor. Orta Koridor, yük taşımacılığında alternatif güzergahlara kıyasla maliyet avantajı ve zaman tasarrufu sağlama potansiyeline sahip. Orta ve uzun vadede devletimizin başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklarının, Orta Koridor’a dair tedbir ve tasarrufları ile birlikte bu koridorun yeterli kapasiteye kavuşmasını ve verimli kullanıma geçmesini bekliyoruz. Bu süreçte Pasifik Eurasia bu hedeflere dair adeta bir lokomotif işlevi görecektir."

– "Rusya-Ukrayna savaşı, Kuzey Koridor'u üzerindeki taşımacılık faaliyetlerini riskli hale getirdi"

Kuzey Koridor'unun, Çin'den başlayarak Kazakistan, Rusya ve Belarus üzerinden Avrupa’ya uzanan hattı kapsadığını dile getiren Fatih Erdoğan, kara koridorları arasında 2015-2021 arasında en işlevsel rota olarak öne çıksa da Rusya-Ukrayna savaşının, bu güzergahın jeopolitik kırılganlığını açığa çıkardığını, muhtemel ekonomik ve lojistik ambargoların, Kuzey Koridor'u üzerindeki taşımacılık faaliyetlerini riskli hale getirdiğini ifade etti.

Erdoğan, denizlerde jeopolitik kuşatma ve güvensizliğin siyasal ve askeri çatışmalar nedeni ile ivmelenmekte olduğunu, Güney Koridor'un, Çin’den başlayarak Avrupa’ya ulaşan, ağırlıklı olarak deniz tabanlı bir güzergâh olduğunu anlattı.

Teorik potansiyeline rağmen güzergahtaki ülke ve bölgelerden kaynaklı yüksek jeopolitik tehditler nedeniyle Güney Koridor'un kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, Orta Koridor'un dengeli, dirençli ve stratejik derinliğe sahip bir rota olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Orta Koridor'un potansiyeline ulaşabilmesi için zaman içinde Türkiye, Çin, AB ülkeleri, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan ve Türk Devletleri Teşkilatı üyesi diğer ülkeler arasında ortak demiryolu modernizasyonu, lojistik merkezlerin koordinasyonu ve dijital sınır kapıları projeleri hayata geçmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunlara ek olarak sınır ötesi e-ticaret ve finansal entegrasyonun artırılması yönünde büyük adımlar atılmaya başlandı ve bu durum gün geçtikçe ivmelenecek." dedi.

– "Küresel lojistik pazarının 20 trilyon doları aşacağı öngörüsü, Türkiye için bir büyüme fırsatı yaratıyor"

Fatih Erdoğan, Dünya Bankası, AB ve Çin odaklı raporların da ifade ettiği gibi bölgedeki ticari yük hacminin 2030 yılına kadar yüzde 50 artacağını öngördüklerini, bunun Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkiye’nin AB tedarikinden daha büyük pay alma hedefi ile yeşil dönüşüm ve dijitalleşme odaklı yatırımlar yaparak Asya, Avrupa ve Afrika’nın tam ortasında bir lojistik merkez olarak konumlanması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "2023’te 9,4 trilyon dolar olan küresel lojistik pazarının 2033’te 20 trilyon doları aşacağı öngörüsü, Türkiye için bir büyüme fırsatı yaratıyor. Ayrıca e-ticaret, şehirleşme ve refah artışı gibi yapısal eğilimler de demir yolu taşımacılığına olan talebi artırıyor." diye konuştu.

Erdoğan, "Enerji arz güvenliğini artırmak ve bölgesel karbon emisyonlarını azaltmak için ortak yeşil enerji yatırımları teşvik ediliyor. Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon hedefi ile uyumlu bu projeler, bölgenin enerji politikasını yeniden şekillendirecek ve bu durum demiryolu lojistiğini daha avantajlı duruma getirecek. Orta Koridor ve bu koridoru odak haline getiren Pasifik Eurasia'nın girişimleri ile Türkiye ekonomisine ve bölgesel istikrara ciddi katkı sağlamanın heyecanını yaşıyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.