İSTANBUL (AA) – Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, Türkiye'nin her türlü mobilyayı üretebildiğini belirterek, "Dünyada mermer, cam, ağaç, tekstil, deri, metal ve plastik gibi her türlü mobilyayı üretebilen 4 ülkeden biriyiz." dedi.
Alanında dünyanın en prestijli üç fuarından birisi olarak öne çıkan Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (İstanbul International Furniture Fair-IIFF), 27-31 Ocak 2026'da Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi ile İstanbul Fuar Merkezi'nde eş zamanlı düzenlenecek.
Bu yılki teması "sürdürülebilirlik" olarak belirlenen fuar ile MOSFED tarafından sürdürülebilir dönüşümü hızlandırmak ve sektörün geleceğine ışık tutmak amacıyla İktisadi Araştırmalar Vakfı (İAV) işbirliğiyle hazırlanan "Mobilya Sektöründeki Firmalar Üzerine Yeşil Ekonomi Endeksi Oluşturulması ve Ölçülmesi Raporu"nun tanıtımı amacıyla basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda açıklamalarda bulunan Ahmet Güleç, mobilya sektörünün Türkiye'nin tüm bölgelerine yayıldığını kaydederek, 45 bin mobilya üreticisinin Türkiye imalat sektöründen yüzde 10 pay aldığını söyledi.
İyi bir mobilya üreticisi olması ve güçlü tedarik yapısı bulunmasının Türkiye'yi küresel anlamda öne çıkarttığını dile getiren Güleç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mobilyayı üretebiliyoruz ve tasarlayabiliyoruz. 2000'li yılların başından itibaren gerçekleştirdiğimiz atılımlar ve teşkilatlı çalışmalarımız sayesinde küresel mobilya pazarında yüzde 0,5 olan payımız yüzde 2'ye yükseldi. Türkiye artık bir mobilya üretim ve tasarım ülkesi. Dünyanın kabul ve takip ettiği bir ülke pozisyonundayız. Türkiye mobilya sektörünün en önemli özelliklerinden biri her türlü mobilyayı üretebilmesi. Dünyada mermer, cam, ağaç, tekstil, deri, metal ve plastik gibi her türlü mobilyayı üretebilen 4 ülkeden biriyiz."
Güleç, Türkiye'nin ABD, Çin ve İtalya ile birlikte tüm mobilya kategorilerinde üretim yapıp dünyaya satabilen bir konumda olduğunu kaydederek, "Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı da alanında dünyanın ilk 3 fuarı arasında. İki fuar merkezini ve İstanbul'un tüm alanlarını bir festivale dönüştüren tek alan. Diğer sektörlere örnek olacak bir fuarız." diye konuştu.
– "Sektörde ilk kez Yeşil Ekonomi Endeksi'ni hayata geçirdik"
MOSFED Başkanı Güleç, şu anda mobilyada dünyanın 9'uncu ihracatçı ülkesi olduklarını belirterek, pazarın değiştiğini ve bu değişimi yönetmek için bazı değerlere sahip olmaları gerektiğini söyledi.
Doğaya, topluma ve ülkeye karşı yapmaları gereken çok şeyin bulunduğunu dile getiren Güleç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik veya döngüsellik diyebiliriz. Gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluğumuz ve gelecekle ilgili iddiamız var. Kaynakları sorumsuzca tüketen ve bu işten para kazanan bir ülke değiliz. Türkiye mobilya sektörünü gelecek nesillere aktarmak için Yeşil Ekonomi Endeksi'ni hayata geçirdik. Türkiye mobilya sektöründeki yeşil dönüşümün küresel vitrini haline getirme hedefiyle çalışıyoruz. Bu kapsamda İktisadi Araştırmalar Vakfı'nın desteğiyle hazırladığımız MOSFED Yeşil Ekonomi Endeksi, sektörümüz için bir ilk. Sektörümüzün sürdürülebilirlik performansını ilk kez bilimsel ve sistematik şekilde ölçen bu rapor aynı zamanda AB Yeşil Mutabakatı sürecine uyumda da kritik bir rehber niteliği taşıyor."
– "IIFF'nin ana temasını 'sürdürülebilirlik' olarak belirledik"
MOSFED Başkanı Güleç, üretseler de satamayacakları bir pozisyona gelmemek için dönüşüme ayak uydurmaları gerektiğinin altını çizerek, şu açıklamalarda bulundu:
"Sürdürülebilirlik vizyonumuzu globale göstermek için her yıl dünyanın 150 ülkesinden alıcıların geldiği Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı'nın ana temasını 'sürdürülebilirlik' olarak belirledik ve bir rapor hazırladık. Firmalarımızın da bu sürece ayak uydurabilmeleri için ulusal mobilya dijital ürün pasaportu pilotunun başlatılması, KOBİ'ler için karbon su muhasebesi destek paketinin oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezi kurulması, yeşil yatırımlarda kredi ve teşviklerin güçlendirilmesi, sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gerekiyor."
Güleç, "kullan-çöpe at" anlayışının artık gündemlerinden çıkması gerektiğini belirterek, Yeşil Ekonomi Endeksi'nin firmaların yeşil dönüşüme yönelik kapasitesini tek bir çatı altında toplayan ve gelecekteki gelişmeleri karşılaştırmaya imkan veren bir referans niteliği taşıdığını anlattı.
Çalışmanın sektörde sürdürülebilirlik alanındaki ilk kapsamlı harita olduğunu vurgulayan Güleç, "Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve küresel sürdürülebilirlik standartları göz önünde bulundurulduğunda, endeksin önümüzdeki yıllarda sektörün rekabet gücünü artırması, ihracat performansına doğrudan katkı sağlaması ve markaların çevresel uyum süreçlerini hızlandırması bekleniyor." ifadelerini kullandı.
– "Sektörümüzde güçlü bir farkındalık var"
Ahmet Güleç, raporun sonuçlarına göre sektörde sürdürülebilirlik anlamında güçlü bir farkındalık olduğunu ancak firmaların uygulama desteğine ihtiyaç duyduğunu belirterek, bu noktada bilgi eksikliğinin, maliyet baskısının ve finansmana erişim güçlüğünün uygulamayı sınırladığını söyledi.
Güleç, "Türkiye'deki mobilya üreticileri sürdürülebilirliğin öneminin farkında. Bu işe önem gösteriyorlar. Özellikle büyük ve orta ölçekli firmalar önde ancak KOBİ'lerde belirgin bir kapasite açığı var. Sektörümüzün en güçlü alanı ise döngüsel ekonomi. Geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenileme uygulamaları ciddi bir potansiyel taşıyor." şeklinde konuştu.
Rapor çerçevesinde önerilerine de değinen Güleç, "Ulusal mobilya dijital ürün pasaportu pilotunun başlatılması, KOBİ'ler için karbon su muhasebesi destek paketinin oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezi kurulması, yeşil yatırımlarda kredi ve teşviklerin güçlendirilmesi, sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gibi başlıklar yer alıyor." dedi.
Güleç, sektördeki işletmelerin kimyasal yönetimi rehberi hazırlaması, karbon ve döngüsel ekonomi ölçümlerinin yapılabileceği veri platformu kurması, Yeşil Dönüşüm Akademisi'nin hayata geçirilmesi, markalar arasında iade-onarım platformunun oluşturulması gerektiğini anlattı.
Geri dönüştürülebilir ambalaj kullanımının zorunlu hale getirilmesinin öneminden bahseden Güleç, "Yeni ürünlerin en az yüzde 80'i için dijital ürün pasaportu veri setinin oluşturulmasını, atık geri dönüşüm oranının yüzde 60'ın üzerine çıkarılmasını ve firmaların yıllık sürdürülebilirlik performans karnesi yayımlamasını öneriyoruz." diye konuştu.

