İSTANBUL (AA) – Sevil Dolmacı İstanbul'un, çağdaş sanatın önde gelen dünyaca önemli sanatçılarını misafir ettiği "American and European Art" sergisi Beşiktaş'taki Villa Ipranosyan'da ziyaretçileriyle buluştu.
Küratörlüğünü, Düsseldorf Akademisi'nden sanat tarihçi Robert Fleck'in üstlendiği sergi, farklı ülkelerden sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor.
Robert Fleck, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa ve Amerikan sanatının farklı ve yüksek standartlı bir tasvirini sunmayı amaçlayan serginin başlığının, 1950'ler ve 1960'lardaki önde gelen Amerikan müzeleri tarafından kullanımlarına atıfla seçildiğini söyledi.
Fleck, sergide farklı disiplinlerin bir arada bulunduğuna dikkati çekerek, "Resim ve heykelin bir arada var olduğu bir ortamda üç nesil sanatçıyı bir araya getiren sergi, genellikle bu iki disiplin arasındaki akışkan sınırları araştıran eserleri sanatseverle buluşturuyor. Ayrıca, 'modernizmin sonu'ndan bu yana sanat dünyasını tanımlayan tek bir baskın hareket olmasa da 'olağanüstü sanat'ın oluşturmaya devam ettiğini bizlere gösteriyor." dedi.
Sergide önemli Türk sanatçılarla çalışma fırsatı bulduklarının altını çizen Fleck, "Bu önemli sergiye Türk sanatçılar Ebru Döşekçi ve Ekrem Yalçındağ'ın dahil edilmesi, İstanbul'un tarihi ve kültürel özellikleriyle Avrupa şehri olarak yerini teyit ederken sanatsal katkılarını da vurguluyor. Bunun yanı sıra sergide çeşitli sanatçılarla ilişkilendirilen şehirler tarafından temsil edilen Alman, Fransız, Amerikan ve Avusturya sanat akımlarının ve sanatçıların varlığı bu kimliği daha da güçlendiriyor." ifadesini kullandı.
– "İstanbul çağdaş sanat alanında önemli bir merkez"
Fleck, İstanbul'un çağdaş sanat alanında önemli bir merkez olduğunun altını çizerek, şu görüşlere yer verdi:
"Günümüzde İstanbul müzeleri ve İstanbul Bienali gibi kurum ve çalışmalar, şehrin kültürel manzarasını zenginleştiren ve çeşitliliğini artıran yüksek düzeyde sanatsal farkındalığa sahip bireylerin desteği sayesinde daha da gelişiyor."
Serginin amacına ilişkin de görüşlerini açıklayan Fleck, "Çeşitli nedenlerle büyük uluslararası sergilere ve fuarlara sık sık seyahat edemeyen izleyiciler için bu sergi, aynı zamanda hem uluslararası hem de Türk çağdaş sanatına dair değerli fikirler sunarak eğitici ve bilgilendirici bir amaca da hizmet ediyor." görüşünü paylaştı.
Serginin "modernizmin sona ermesinden bu yana sanatta belirleyici ağırlığı olan bir akımın olmadığını, ancak çok iyi sanatın var olduğunu gösterdiğini" sözlerine ekleyen Fleck, "Sergi çeşitli nedenlerle büyük uluslararası sergilere ve fuarlara çok fazla seyahat edemeyen sanat izleyicisi için de bilgilendirici ve eğitici bir misyon taşıyor." diye konuştu.
– "Sergi, birbirleriyle konuşan, diyalog halinde olan eserlerden oluştu"
Serginin küratörlüğünü önemli bir sanat tarihçisi olan Robert Fleck'in üstlendiğini belirten galerinin kurucusu ve sanat tarihçisi Sevil Dolmacı ise "Robert Fleck, çok önemli müzelerde küratörlük yapmış bir isim. Kendisiyle uzunca bir zamandır tanışıyoruz. Onunla konuşurken, sevdiğimiz sanatçıların eserlerinden oluşan bir seçki yapmak istediğini bana söyledi. Bu güzel seçki aslında iki yıllık bir sürecin sonucu meydana geldi. Sergi, birbirleriyle konuşan, diyalog halinde olan eserlerden oluştu." dedi.
Serginin, Türkiye'deki çağdaş sanat alanındaki faaliyetlerin kapsam ve boyutları anlamında önemli bir yerde durduğunun altını çizen Dolmacı, şunları aktardı:
"Burada dünyanın önemli müzelerinde eserleri olan, ödüller almış büyük isimleri ağırlıyoruz. Sergide yer alan birçok ismi Türkiye'de ilk defa ağırlıyoruz. Böylesine önemli bir sergiye ev sahipliği yapmaktan çok mutluyuz. Sergiyi ziyaret edecek sanatseverler, günümüzde güncel sanata dair dünyada neler olup neler bittiğini ve Türkiye'nin bu sürece nasıl entegre olabileceğini görme fırsatına erişecekler."
Dünyanın en önemli müzelerinde eserleri bulunan Georg Baselitz, Katherine Bradford, Jiri Georg Dokoupil, Ebru Döşekçi, Katharina Fritsch, Katharina Grosse, Erwin Wurm ve Ekrem Yalçındağ gibi sanatçıların eserlerinin yer aldığı sergi, 23 Mayıs'a kadar ziyaret edilebilecek.
