Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ayşenur Şaylan’ın “Örtüşen İzler” sergisi sanatseverlerle buluştu

– Sanat eğitmeni Ayşenur Şaylan:
– “Kişinin, kendi hikayesinden parçalarla hem eşyalarına hem de kendine bakım verebilmesine yaşama sanatı, bu sürece ise geri dönüşüm değil, ileri dönüşüm adını verdim. Hayata ‘Dönüşüm medeniyettir.’ anlayışı ile bakıyor, sanat çalışmalarımı ise tüketmeden üretmek, zararsızca sevmek prensibi ile yürütüyorum”
– Küratör Yasemin Turan:
– “Sanat eğitmeni Ayşenur Şaylan’ın annesine ait, üzerinde yılların hikayelerinin biriktiği bir halı örtüsünü, o paha biçilmez hatıraların hatırına çöpe atamamasından doğan bu sergi, tüketmeden üretmeyi ve mevcudu iyileştirmeyi esas alan bir ileri dönüşüm manifestosudur”

- Sanat eğitmeni Ayşenur Şaylan:
- "Kişinin, kendi hikayesinden parçalarla hem

İSTANBUL (AA) – Mimar ve küratör Yasemin Turan'ın ev sahipliğinde düzenlenen ve sanat eğitmeni Ayşenur Şaylan'ın eserlerinden oluşan "Örtüşen İzler" sergisi, Dolmabahçe Sarayı Resim Müzesi Hüseyin Zekai Paşa Sergi Salonu'nda sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Sergi, sanatçının annesine ait, üzerinde yılların hikayelerinin biriktiği bir halı örtüsünü çöpe atamamasından doğan, "sürdürülebilirlik" ve "anıları devam ettirme" temalı derin bir kişisel hikayeyle birlikte ortaya çıkıyor.

AA muhabirine açıklamada bulunan Ayşenur Şaylan, sanata ilgisinin küçük yaşlarda ortaya çıktığını ve zamanla farklı bir boyuta evrildiğini söyledi.

Şaylan, resimle başlangıçta amatör olarak ilgilendiğini vurgulayarak, "Bu çalışmaları zamanla geliştirerek, kurduğum atölyelerime 'İyileştirme Atölyeleri' adını verdim. Bu atölyelerde çeşitli workshoplar düzenleyerek sanatın birleştirici gücünü insanlarla paylaşmaya başladım. Özellikle anne-çocuk atölyelerinde eğitmenlik yaparak hem çocukların üretken yönlerini geliştirmesine hem de aile içindeki bağların güçlenmesine katkı sağlamaya odaklandım." diye konuştu.

– "Hüsnühatla tanışmam, resim yolculuğumda yeni bir kapı araladı"

Hüsnühatla tanışmasının sanat hayatında dönüm noktası olduğunu dile getiren sanatçı, "Hüsnühatla tanışarak, geleneksel Türk sanatlarının zarafeti ve derinliğini görmem, resim yolculuğumda yeni bir kapı araladı. Bu sanatla tanışmak estetik anlayışımı genişleterek çalışmalarıma ruhsal bir derinlik kattı. Bu durum, bir yandan sanat anlayışımın bir parçası haline gelirken gelenekli değerlerle modern ifade biçimlerini buluşturma yolunda bana ilham verdi." ifadelerini kullandı.

Şaylan, sergideki temel hareket noktalarından birisinin tüketmeden üretmek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Üretmenin, yaşamak için bir gereklilik olduğuna inanıyorum. Bu yüzden, burada israf etmemeyi, mevcudu iyileştirmeyi, zamanı güzelleştirmeyi ve anı anlamlı kılmayı temel alıyorum. Kişinin, kendi hikayesinden parçalarla hem eşyalarına hem de kendine bakım verebilmesine yaşama sanatı, bu sürece ise geri dönüşüm değil, ileri dönüşüm adını verdim. Hayata 'Dönüşüm medeniyettir.' anlayışı ile bakıyor, sanat çalışmalarımı ise tüketmeden üretmek, zararsızca sevmek prensibi ile yürütüyorum."

– "Sanat, bireylerin kendilerini ve toplumsal bağlarını güçlendiriyor"

Sanatın birleştirici gücüne dikkati çeken Şaylan, "Sanatın, bireylerin kendilerini ve toplumsal bağlarını güçlendirdiğini düşünüyorum. Özellikle kadınların, kendilerine vakit ayırarak ve köklerine bağlı kalarak yenilenmesinin topluma önemli katkı sunduğunun farkındayım. Bu proje, 1,5 yıl boyunca titizlikle hazırlıklarını sürdürdüğüm bir çalışmadır. Bu defa resimlerde, hayatın hakikatini kabul eden, eksikleri ve kusurlarıyla kendinin farkında olan kadınların hikayelerini anlatmaya odaklandım. Bu hikayeleri, kadın portreleri üzerinden sanatımla ifade ediyorum." değerlendirmelerinde bulundu.

Sanatçı eserlerini oluştururken duygulara verdiği öneme dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Duygularımız canlı ve bizimle iletişim kuruyor. Ancak onları dinlediğimizde bu sesleri duyabiliriz. Her bir duygunun bedenimizde bıraktığı izler en belirgin şekilde yüzümüzde ortaya çıkar. Resim sanatında bu izlere portre denir. Fakat ben onlara, birbirine benzeyen ama bir o kadar da farklı izler diyorum. Çünkü her bir duygu, kendine has bir hikaye barındırır. Hayat da tıpkı buna benzer. Heceleri ve durakları uyumlu olmayan bir şiirdir, inişleri ve çıkışlarıyla ritim tutan bir şarkıdır. Bazen bir portre, hüzünle neşeyi bir arada taşır, yaşamın kendisi gibi."

– "Bu sergi, ileri dönüşüm manifestosudur"

Serginin küratörlüğünü üstlenen Yasemin Turan ise serginin sanat ve anılara dair önemli izler taşıdığını belirterek, "Hikayeler yol göstericidir ya yazılır ya sergilenir ya da şiirsel hale gelir. Bu anlamda hepsi bir yolculuktur. Bizler Ayşenur Şaylan'ın sergisinde bu hikayenin yolculuğuna şahitlik edeceğiz. Bu derin anlam, mimar ve küratör olarak, sanatın ve anıların kesişim noktasında duran Örtüşen İzler sergisine tüm sanatseverleri davet etme nedenimizdir." diye konuştu.

Turan, eserlerin ortaya çıkış hikayesine de değinerek, "Sanat eğitmeni Ayşenur Şaylan'ın annesine ait, üzerinde yılların hikayelerinin biriktiği bir halı örtüsünü, o paha biçilmez hatıraların hatırına çöpe atamamasından doğan bu sergi, tüketmeden üretmeyi ve mevcudu iyileştirmeyi esas alan bir ileri dönüşüm manifestosudur. Bu kişisel ve evrensel hikaye, tuval üzerine karışık teknik yağlı boya ile hayat bulan, her biri kendi kusurlarıyla kendinin farkında olan 'Kendini İyileştiren Kadınlar' temalı 20 adet portre üzerinden anlatılıyor." ifadelerini kullandı.

Eserlerin gelenekle modernliğin bir bileşimi olarak görülebileceğinin altını çizen Turan, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu eserler, geleneksel resim sanatının dokusunu korurken aynı zamanda dijital tekniklerle canlandırılarak, geçmişin izlerini modern bir dille dijital bir ekranda izleyiciye sunuyor. Burada çok kıymetli bir mekanda sergimizi sanatseverlerin beğenisine sunduk. Resim müzesi gibi tarihi bir mekanda yer almamızın getirdiği doğal ilgi ve olağan ziyaretçi akışı sayesinde, bu serginin geniş kitlelere ulaşacağından ve sanatın izlerinin kalıcı olacağından hiç şüphemiz yok."

Açılışa İstanbul Vali Yardımcısı Elif Tuncer ve İstanbul Valisi Davut Gül'ün eşi Gülden Gül ile davetliler katıldı.

Sergi, 21 Aralık'a kadar ziyaret edilebilecek.