BİTLİS (AA) – ŞENER TOKTAŞ / SERDAR ADIYAMAN – Bitlis'te hayatının başında yakalandığı yumuşak doku ile beyin kanserlerini yenerek hayata tutunan 12 yaşındaki Elanur Güleş, yaşama azmiyle başka hastalara da umut oldu.
Ahlat ilçesinde yaşayan Güleş'e 8 yaşındayken elinde oluşan ceviz büyüklüğündeki kitle nedeniyle götürüldüğü Bitlis Devlet Hastanesi'nde yumuşak doku kanseri teşhisi konuldu.
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilerek burada ameliyat edilen Güleş, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Onkoloji Bölümü'nde gördüğü kemoterapi ve ışın tedavilerinin ardından geçen yıl sağlığına kavuştu.
Kanseri yenmenin mutluluğunu yaşayan Güleş, aradan bir ay geçmeden beyin kanserine yakalandığını öğrendi.
Baş ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede beyninde tümör olduğu tespit edilen Güleş, Van'da yapılan ameliyat sonrası Ankara'da sürdürdüğü zorlu tedavi süreciyle bu kanseri de yenmeyi başardı.
Erken teşhis sayesinde tedaviye hızlıca başlanması ve ailesinin desteğiyle küçük yaşta tanıştığı iki kanseri atlatarak sağlığına kavuşan Güleş, yaşama azmiyle başka hastalara da umut oldu.
Hastalığı nedeniyle 2 yıl boyunca hem uzaktan hem de evde eğitim alan Selçuklu Ortaokulu 7. sınıf öğrencisi Güleş, şimdi de askeri pilot olma hayalini gerçekleştirmek için eğitimde başarılı olmaya odaklandı.
– "Sağlığım çok şükür iyi, eğitimim de iyi gidiyor"
Yaşama azmiyle ve mücadelesiyle duygulandıran Elanur Güleş, AA muhabirine, 4 yıldır yumuşak doku ve beyin tümörü kanserleriyle mücadele ettiğini söyledi.
Tedavilerinin tamamlandığını, zaman zaman kontrolleri için Ankara'ya gittiklerini anlatan Güleş, şunları kaydetti:
"Sonuçlarımız çok şükür iyi çıkıyor. Benim gibi olan hastaların da çok çabuk sağlığına kavuşmasını istiyorum. Sağlığım çok şükür iyi, eğitimim de iyi gidiyor. Hastalığımdan dolayı eğitime 2 yıl ara verdim. Okula gidemedim ama onu tamamlayacağıma inanıyorum. Hastalıkları nasıl yeneceğime inandıysam okulda da aynı şekilde başarılı olacağıma inanıyorum. Dördüncü sınıftayken evde internet üzerinden eğitim alıyordum. Hastalığımdan dolayı öğretmenlerim eve gelip eğitim veriyordu. Milli Eğitim Bakanlığına, okul müdürümüze, öğretmenlerime, doktorlarıma ve sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı görmeyi çok istiyorum."
– "Moralimizi hiç bozmadık"
Çiftçilik yapan baba Turgay Güleş ise en küçük kızı Elanur'un 8 yaşındayken elinin şiştiğini, hastaneye götürdüklerinde doktorların şişkinliğin böcek ısırmasından kaynaklandığını söylediğini belirtti.
Aradan iki gün geçmesine rağmen kızının ağrılarının arttığını, şişkinliğin de giderek büyüdüğünü dile getiren Güleş, şöyle konuştu:
"Kızımı Bitlis Devlet Hastanesine götürerek MR'ını çektik. Ortopedi doktoru kızımın elinde tümör tespit etti ve bizi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. Burada ameliyat edildi ve alınan kitlenin kötü huylu olduğu belirlendi. Daha sonra Ankara'ya gittik. Bu hastalıkla ilk defa karşılaştığımız için şoka girmiştik. Uygulanan tedavilerle kanserin üstesinden geldik ve bir sıkıntımız kalmadı."
Geçen yıl ekimde Ankara'dan kontrolden döndükten sonra kızının baş ağrılarının arttığını ifade eden Güleş, yaşadıkları zorlu süreci şöyle anlattı:
"Kızımı hastaneye götürdüm, bu kez de beyinciğinin içinde 2,5 santimetre büyüklüğünde tümör tespit edildi. Tümör tehlikeli yerde olduğu için hemen müdahale edilmesi gerektiği söylendi. Kızımı ambulansla yine Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. Burada ameliyat edilerek tümör çıkarıldı ve kötü huylu olduğu belirlendi. Kızım ameliyat edilinceye kadar tümör 2,7 santimetreye ulaşmış. Günbegün büyüyormuş. Taburcu olduktan sonra Ankara'ya gittik ve 4 ay kaldık. Buradaki kızıma belirlenen aralıklarla kemoterapi ve ışın tedavisi uygulandı. Şükürler olsun geçtiğimiz ağustos ayında beyin tümörü tedavisini de tamamladık. Şu anda sadece 2 ayda bir kontrollere gidiyoruz."
Kızının sağlığına kavuşması için sabırlı davranarak sürekli dua ettiklerini ve bunun sonucunu aldıklarını vurgulayan Güleş, "Bu hastalığa yakalananların enfeksiyondan korunması ve morallerinin yüksek olması gerekiyor. Ankara'ya giderken düğüne ya da gezmeye gider gibi yola çıkıyorduk. Moralimizi hiç bozmadık. Bu hastalığın düşmanı neşedir. Neşeli oldun mu bu hastalığı yenersin. Bu şekilde iki büyük hastalığı yendik. Darısı tüm hastalara olsun. Allah, onlara da şifa versin." diye konuştu.

