İSTANBUL (AA) – GÜLSELİ KENARLI – İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsünün R/V ALEMDAR II gemisinin denizlerde görev yapan deneyimli mürettebatı, bilim insanlarıyla müsilajdan Haliç'in temizlenmesine kadar Türkiye'nin deniz ekosistemlerini izleyip koruyan çalışmalarda kritik görevler üstlenerek araştırmaların "görünmeyen" gücünü oluşturuyor.
Türkiye'nin denizlerinde yürütülen bilimsel çalışmaların perde arkasında, bilimsel araştırma gemisinde görev yapan deneyimli bir ekip bulunuyor. Kimi çocukluk hayalini gerçekleştirerek, kimi denize tutkusunu mesleğine dönüştürerek denizleri korumak için atılan her adıma destek oluyor.
Mürettebat, araştırmacıların çalışmalarına temel oluşturan su numunelerinden oşinografik ölçümlere kadar pek çok verinin sağlıklı şekilde toplanmasını sağlıyor. Gemi personelinin yıllara dayanan tecrübesi, denizlerdeki değişimlerin kesintisiz izlenmesine katkı sunuyor.
R/V ALEMDAR II bilimsel araştırma gemisi süvarisi (birinci kaptan) Murat İnan ve ikinci kaptanı Yasin Denizman, yıllardır Türkiye'nin denizleri için yürütülen bilimsel çalışmaların merkezinde görev alıyor.
Gemi süvarisi, 53 yaşındaki İnan, 25 yıldır İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsüne bağlı çalışıyor. Enstitüde göreve başladığı ilk yıllarda R/V ARAR bilimsel araştırma gemisinde, bu geminin denizden çekilmesinin ardından ise 15 yıldır da R/V ALEMDAR II'de görev yapıyor.
İkinci kaptan 43 yaşındaki Denizman da, İnan gibi iki gemide de görev yapıyor.
Denizman, ilk olarak enstitünün bir önceki araştırma gemisi R/V ARAR'da çımacı olarak 2005'te göreve başlıyor, ardından gelen yoğun çabaları ve çalışmalarıyla sonraki gemi olan R/V ALEMDAR II'de ikinci kaptan olarak çalışmaya devam ediyor.
– "Bir rolümün olması beni mutlu ediyor"
İnan, AA muhabirine 1996'da ticari gemilerde mesleğe başladığını, 2000'de enstitüye ait araştırma gemisi R/V ARAR'da ikinci kaptan olarak göreve geldiğini ve geminin mevcut kaptanının 2012'de emekli olmasının ardından kaptanlık görevine başladığını aktardı.
Ticari gemilerle bilimsel araştırma gemilerinin birbirinden farklı olduğuna işaret eden İnan, "Ticari gemilerde kıyıya yarım mil yaklaştığımızda kaza meydana gelmesin diye çok büyük tedbirler alırdık. Araştırma gemisine geldiğimde bırakın kıyıya mesafe koymayı, örnek almak için neredeyse gemimizin draftından (geminin tabanı ile su seviyesi arasında kalan mesafe) 1-2 metre derin noktalarına kadar kıyıya yaklaşabiliyoruz. Bu, bizi daha profesyonel ve tecrübeli hale getirdi. Kendi mesleğimde kıyıyla olan korku perdesini kaldırmış oldu. Ayrıca, ben başladığımda kadınlar bu mesleğin hiçbir yerinde yoktu. Araştırma gemisine geldiğimde, bizim zor dediğim şartlarda bilimsel personel arasındaki kadınların bu zor şartlara kayıtsız şartsız katlandıklarını gördüm." diye konuştu.
İnan, araştırma gemisinde projelerinin süresinin bazen bir ay, bazen bir hafta sürdüğüne dikkati çekerek, denizde yaşanan zorlukların en önemlisinin aileden uzak kalmak olduğunu dile getirdi. İnan, "Böyle bir yerde çalışmak, herkesin göz önünde tuttuğu konularda bir rolümün olması beni mutlu ediyor." dedi.
Haliç'in temizlenme çalışmalarında görevde olduğunun altını çizen İnan, "Haliç'te yapılan ölçümler ve ekosistem incelemeleri bizim için çok önemli. Gemimiz burada su örnekleri alıyor, su kalitesini ölçüyor ve kirlilik seviyelerini raporluyor. Bu çalışmalar, Haliç'in korunmasına doğrudan katkı sağlıyor." ifadesini kullandı.
İnan, araştırma gemisinin müsilaj gibi çevresel olaylarda önemli rol aldığın işaret ederek, "İzmit Körfezi'ne gittim, sanki bir yoğurt kabının içindeymişiz gibi büyük bir müsilajla karşılaştık. Araştırmacılarımız ve akademisyenlerimizin raporları sayesinde, devletin çalışmalarıyla bu felaket bertaraf edildi. Artık benzer durumlarda ne yapılacağını herkes biliyor." değerlendirmesinde bulundu.
– "Bu çalışmaların içinde olmak insanı gururlandırıyor"
Denizman da, 7 kuşak denizci bir aileden geldiğini belirterek, "Doğma büyüme Beykoz'dayım, orada teknelerin üstünde büyüdük. Çocukluğumuz denizin üstünde geçti. Aileniz de denizci olduktan sonra deniz ister istemez sizi çekiyor bir saatten sonra. R/V ALEMDAR II gemimizden önce üniversitemize bağlı ARAR gemisi vardı. Benim amcam Tayfun Denizman onun kaptanıydı. Onun vesilesiyle çımacı olarak gemide çalışmaya başladım." diye konuştu.
Çalışmaya başlamadan önce, amcası gemide olduğu için onu ziyaretine gittiğini aktaran Denizman, o zamanlarda içeriye girmeye bile çekindiğini ama heves ettiğini, amcasının bu konuda çok etkili olduğunu anlattı.
Denizman, babasının çeşitli gemilerde çarkçı başı olarak çalıştığına dikkati çekerek, ağabeyinin de İstanbul Üniversitesinin diğer gemisi olan R/V Yunus-S araştırma gemisinde çarkçıbaşı olarak çalıştığını söyledi. Denizman şöyle devam etti:
"Tabii içinizde bir heves var, ilk etapta deniz tutkusu sizi bu mesleğe çekiyor. Daha sonradan bu geminin amacını ne işe yaradığını kavrayabiliyorsunuz. R/V ALEMDAR II gemisiyle bir gönül bağımız var, bu bizim evladımız gibi. Hocalarımız balık popülasyonlarını araştırıyorlar, ölçüyorlar, tartıyorlar. Akarsuların denize karıştığı yerlerde ölçümler yapıyorlar. Mesela bizim için denize akan bir dere 'boşa gidiyor' dersin bilmediğin zaman. Ama bunun balıklara, doğaya, denize ne kadar katkı sağladığını öğrendik. Hala da öğrenmediğimiz, bilmediğimiz, yeni öğrendiğimiz şeyler oluyor."
Denizman, denizin tutku işi olduğuna işaret ederek, bir mesleğin severek yapıldığında her şeyin güzelleştiğini dile getirdi.
Bilime katkı sağlamanın kendisini gururlandırdığının altını çizen Denizman, "Bu gemide su ölçümleri yapıyoruz. Başkası olsa, anlamayan bir insan, 'alt tarafı numune alıyorlar, su alıyorlar' der. Çocukluğumda hatırlıyorum Haliç'in içine girilemezdi kokudan. Bu ölçümlerle, bu bilimsel çalışmalarla Haliç kurtarılmış vaziyette. Bu çalışmaların içinde olmak insanı gururlandırıyor." şeklinde konuştu.
Denizman, 9 yaşında bir oğlu olduğunu belirterek, "Denize çok meraklı, her hafta 'beni gemiye götür' diyor. Bizde babadan oğula gibi denizde bir aktarım vardır. 20 yıldır bu mesleğin içindeyim, bu gemilerin üstündeyim, üniversitemizin tüm gemilerinde aşağı yukarı görev yaptım. Hepimize Allah selamet versin." dedi.
– "Onlar olmasa işimizi yapamayız, biz olmasak onlar iş yapamaz"
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu da gemi mürettebatının enstitünün çalışmalarının görünmeyen kahramanları olduğunu söyledi.
Gemi çalışanlarının çok ciddi profesyonellik ve özveri isteyen bir iş yaptıklarının altını çizen Gazioğlu, "Nesilden nesile aktarılan aslında çok ciddi bir bilgi ve deneyime sahipler. Hatta iddiam odur ki bizim İstanbul Üniversitesi denizcileri çoğu bu konuda çalışan akademisyenden, daha fazla tecrübeye sahiptir." dedi.
Doktor Öğretim Üyesi Güzin Gül, gemi personelinin bilim insanları kadar tecrübeli olduğunun altını çizerek, "Örnek alımı ve numunelerin saklanması konusunda bize çok yardımcı oluyorlar. Sert hava koşullarında güvenliğimizi sağlıyorlar." ifadesini kullandı.
Araştırma Görevlisi Dr. İlayda Destan Öztürk ise deniz bilimlerinde birçok disiplinin aynı anda çalışıldığı bir ortam bulunduğunu belirtti.
Denizden alınan örneklerin birbirine karışmamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, "Bu süreçte gemi personelinin yardımı olmadan çalışmalar mümkün değil. Seferler uzun sürüyor ve tüm günü birlikte geçiriyoruz. Bu iş tamamen kol kola yürütülen bir süreç." diye konuştu.
Devrik rejim tarafından tutuklanan ve 8 Aralık 2024’te devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuşan Şamlı Ammar Duğmuş, yaklaşık 6 yıl boyunca Saydnaya Cezaevi’nde tutuldu. Duğmuş, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Devrik rejim tarafından tutuklanan ve 8 Aralık 2024’te devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuşan Şamlı Ammar Duğmuş, yaklaşık 6 yıl boyunca Saydnaya Cezaevi’nde tutuldu. Duğmuş, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Devrik rejim tarafından tutuklanan ve 8 Aralık 2024’te devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuşan Şamlı Ammar Duğmuş, yaklaşık 6 yıl boyunca Saydnaya Cezaevi’nde tutuldu. Duğmuş, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Devrik rejim tarafından tutuklanan ve 8 Aralık 2024’te devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuşan Şamlı Ammar Duğmuş, yaklaşık 6 yıl boyunca Saydnaya Cezaevi’nde tutuldu. Duğmuş, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Devrik rejim tarafından tutuklanan ve 8 Aralık 2024’te devrimcilerin hapishane kapılarını açmasıyla özgürlüğüne kavuşan Şamlı Ammar Duğmuş, yaklaşık 6 yıl boyunca Saydnaya Cezaevi’nde tutuldu. Duğmuş, konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.






