YÖK Başkanı Özvar, Sağlık Bilimleri Üniversitesi senato toplantısında konuştu:

ANKARA (AA) – Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretimde uluslararasılaşmayı, uluslararası bilim insanlarının Türkiye'ye gelmesi açısından önemli bir süreç olarak değerlendirdiklerini belirtti.

Özvar, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Gülhane yerleşkesindeki senato toplantısına katıldı.

Burada konuşan Özvar, UI GreenMetric'in 2025 Yeşil Üniversite Endeksi'nde ilk 500'e en fazla üniversitesi yerleşen ülkenin Türkiye olduğunu anımsatarak, "Burada, en başta Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yükseköğretim hayatına ve sistemimize, üniversitelerimize vermiş olduğu sonsuz desteği hürmetle hatırlamak isterim. Böyle önemli başarıya imza atan Sağlık Bilimleri Üniversitesi dahil olmak üzere bütün üniversitelerimizi kutluyorum." ifadelerini kullandı.

Bu başarının, yükseköğretim alanında son 20 yılda ortaya konan çabanın en güzel meyvelerinden olduğunu dile getiren Özvar, YÖK olarak gelecek yıllarda üniversitelerin yurt dışıyla işbirliklerini artırmak, Avrupa, Amerika, Afrika, Uzakdoğu, Balkanlar gibi çeşitli bölgelerden ülkelerle bilim ve teknoloji alanında daha fazla işbirliği yapmak istediklerinin altını çizdi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Türkiye dışında Buhara, Suriye, Somali, Saraybosna ve Kudüs'le de anlaşmaları olduğunu aktaran Özvar, "Buralarda üniversitemizin akademik bilimi ve sağlık hizmetleri söz konusu. Biz, Sağlık Bilimleri Üniversitemizin sadece bu kampüslerle yetinmesini de arzu etmiyoruz, daha ötelere açılmasını, başka ülkelerde de yeni kampüsler açmasını canıgönülden arzu ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Özvar, Türk yükseköğretim sisteminde tıp eğitimi ve sağlık hizmetlerinin dünya standartlarında olduğunu, bu eğitimi ve sağlık hizmetini dünya vatandaşlarının ve gençlerin ödeyebildiği maliyetlerde dünyaya sunduklarını söyledi.

– "Gazze'deki soykırıma sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz"

Türkiye'deki üniversitelerde hizmet veren uluslararası öğretim elemanlarının 3 binin üzerinde olduğunu belirten Özvar, "Farklı ülkelerden ülkemize gelip, gerek üniversite eğitimine gerek ülkenin bilim ve teknoloji üretimine katkı veren bilim insanları mevcuttur. Üniversitelerimizin kapılarını sadece kendi personeline değil, uyumlu çalışabilecek, hizmet verebilecek ve katkı sağlayabilecek uluslararası bilim insanlarına da sonuna kadar açmak zorundayız." diye konuştu.

Özvar, Gazze'de yaşanan soykırıma ABD ve Avrupa'daki üniversitelerden tepki gösteren öğretim üyelerinin görevlerinden alıkonulduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu, akademik özgürlük ve ifade hürriyeti bakımından fevkalade rencide edici bir durumdur. Gazze'de yaşanan soykırım akademik özgürlüklerin de dünyada ne ölçüde kullanılabilir olduğunu gözler önüne sermiştir. Biz Türkiye'de Türk üniversiteleri olarak Gazze'de yaşanan soykırıma sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Amerika'da büyük baskı gören, ifade özgürlüğünü kullanamayan veya akademik otonomiden dolayı zarar gören bütün öğretim elemanlarını, bilim insanlarını ülkemize davet ettiğimizi de dile getirmek isterim. Bu açıdan uluslararasılaşmayı, uluslararası bilim insanlarının ülkemize gelmesi açısından önemli bir süreç olarak değerlendiriyoruz."

– "Türkiye'nin cazibe merkezi haline gelmesini istiyoruz"

Türkiye'deki üniversitelerde 190'dan fazla ülkeden öğrenci bulunduğunu aktaran Özvar, Türkiye'nin Orta Doğu, Afrika, Balkanlar ve Türk dünyası için cazibe merkezi haline gelmesini istediklerini dile getirdi.

Bu konuda ilgili bakanlık ve kuruluşlarla uyum içinde çalıştıklarını vurgulayan Özvar, şunları ifade etti:

"Uluslararası öğrenci hareketleri noktasında da Türkiye önemli mesafeler katetmiştir ancak bu bizim açımızdan yetmiyor, daha öteye taşınması lazım. Bizim en büyük derdimiz Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarımızın kalitesinin daha da artırılmasıdır. Uluslararasılaşma, üniversitelerin gerek eğitim gerek bilim ve teknoloji alanındaki araştırmalarının da kalitesinin artmasına vesile olmaktadır. Bizim dışa açık olmak istememizin arkasında yatan temel sebeplerden biri de budur."