
KÜTAHYA (AA) – Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin, "Böyle kararlılıkla mücadele yürütüldüğü için bugün bambaşka bir söylemi, ümidi, umudu Türkiye gündeminde hep beraber taşıyoruz." dedi.
Tekin, kentteki bir restoranda düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları" programında yaptığı konuşmada, toplumdan kopuk olmadan, halkla iç içe, halkın sorunlarını birebir dinleyerek siyaset yapma geleneğinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun temsilcisi olduğu hareketle beraber başladığını ifade etti.
Partinin en temel siyaset felsefesi şiarlarından birinin, toplumun sorunlarını dinlemek ve anında çözüm üretmek olduğunu vurgulayan Tekin, bu yıl da devam eden Türkiye Yüzyılı Buluşmaları'nın asli gerekçesinin bu olduğunu belirtti.
Tekin, bu kapsamda 10 milletvekilleriyle beraber Genel Merkez'den gelen yetkililerle birlikte Kütahya'daki siyaset süreciyle ilgili gözlemler yapacaklarını, vatandaşı dinleyip problemlerini, sorunlarını tespit edip gerekli mercilere ulaştıracaklarını ifade etti.
Bu yılki "Türkiye Yüzyılı Buluşmaları" gündeminin "Terörsüz Türkiye" olduğunu aktaran Tekin, "AK Parti kurulduğunda 'Yasaksız, demokratik ve insan haklarına, hukuk devletine gösteren bir Türkiye inşa edeceğiz' söylemiyle sahaya çıkmıştı ve 2001 yılından itibaren, yani kurulduğundan itibaren de sürekli insan hakları, demokrasi ve yasakların olmadığı bir Türkiye söylemini sürekli dillendirdik." diye konuştu.
"Terörsüz Türkiye" süreci kararlılıkla sürdürdüklerini anlatan Bakan Tekin, "Böyle kararlılıkla mücadele yürütüldüğü için bugün bambaşka bir söylemi, ümidi, umudu Türkiye gündeminde hep beraber taşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu konunun sadece 2002 yılında AK Parti kurulduğu dönemle kalmadığını vurgulayan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın bir sanatçı Ahmet Kaya Kürtçe şarkı söylediği için linç edildi bu ülkede 2002 öncesinde, 2002 öncesi Türkiye'de. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarında, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, bırakın böyle bir linç edilmeyi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kürtçe edebi eserler, sanat eserleri bastı. Devlet televizyonu kuruldu, Kürtçe yayın yapan. Okullarımızda seçmeli Kürtçe dersleri konuldu. Özel girişimlerin, girişimcilerin Kürtçe öğretebileceği özel öğretim kursları açılmasına izin verildi ve artık ötekileştirmenin olmadığı, insanların etnik ya da dini kimliklerinden dolayı hakir görülmediği bir Türkiye'yi hep beraber oluşturmak için Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı cidden çok zorlu bir sürecin içerisine girdi ve 2002 yılından itibaren atılan adımlar sayesinde bugün Terörsüz Türkiye söylemini hep beraber konuşabildiğimiz bir noktaya geldik. Bu süreçte emeği geçen bütün entelektüellere, siyasetçilere, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere siyaset yapan kişilere teşekkür ediyorum."
– "Süreci şehit yakınları, gazilerimizi rencide etmeyecek hassasiyetle yürütüyoruz"
Bakan Tekin, terörün, Türkiye'ye ekonomik maliyeti bir tarafa ülkenin uluslararası arenada çizmek için çaba gösterdiği demokratik olgunluk düzeyine yakışmayacak bir durum olduğuna dikkati çekti.
"İnşallah hep beraber bu süreci sağlıkla, huzurla nihayete erdiririz ve terörsüz bir Türkiye'yi hep beraber inşa ederiz." diyen Tekin, "Biz sahaya bugün arkadaşlarımızla beraber çıktığımızda, bu anlamda 'Terörsüz Türkiye' sürecinde yapmak istediğimiz şeyleri sahada vatandaşımızla paylaşacağız. Bu süreci şehit yakını ailelerimiz, gazilerimiz onları asla rencide etmeyecek bir hassasiyetle yürüttüğümüzün de altını çizmemiz lazım." dedi.
Bakan Tekin, bir gazetecinin "AK Parti hükümeti süreç içinde eğitimde başörtüsü, kat sayı ve seçmeli derslerle ilgili devrim niteliğinde adımlar attı. Beklenen noktaya ulaşıldı mı?" şeklindeki soruyu şöyle cevapladı:
"Bahsettiğiniz adımlar, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde atılan adımlar. Bunların birçoğuyla ilgili arzu ettiğimiz sonuçları elde ettik. Bundan sonraki süreçte de özellikle bu 'Terörsüz Türkiye' süreciyle ilgili, süreç ilerledikçe Milli Eğitim Bakanlığı olarak da bizim de üstleneceğimiz roller olacak kuşkusuz. Bahsi geçen komisyonun bizden talep edeceği şeyler olabilir. Veyahut kamuoyunda bu konuda uzlaşma ortaya çıkabilir. TBMM'de çıkacak yasal düzenlemelerden biz üstümüze düşeni yapacağız. Bu süreci nihayete erdirmek, bu süreci başarılı bir şekilde devam ettirmek sadece AK Parti hükümetinin, AK Parti'li siyasetçilerin ya da Cumhur İttifakı mensubu siyasetçilerin değil toplumun tamamının hep beraber yürütmemiz gereken bir süreç. Hepimize düşen sorumluluklar var."
"Terörsüz Türkiye ve Aile Yılı'nı Milli Eğitim Bakanlığının müfredatında bu sene bazı kademelerde görebilecek miyiz?" şeklinde bir soruyu yanıtlayan Tekin, şunları söyledi:
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim yaptığımız çok farklı ve önemli düzenlemeler var. Müfredatımız da bu anlamda ayrıştırıcı, ötekileştirici. Herhangi bir kişinin etnik, dini ya da farklı özellikleri sebebiyle, mensubiyetleri sebebiyle ötekileştirildiği ifadelerin veyahut onların rahatsız olacağı ifadelerin, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatından biz zaten yıllar içerisinde ayıklamalar yapmıştık. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bağlamında da temel vatandaşlık hakları itibarıyla, huzurlu, barış içinde bir Türkiye hayali için müfredatımızı yeniden zaten gözden geçirdik ve revize ettik. Öğrenci profilimiz ve toplumsal beklentimizi, bu parametrelerin ışığında şekillendirmiştik. Biz bu anlamda hem yıllar içerisinde yaptıklarımızla hem de geçtiğimiz yıl uygulamaya koyduğumuz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle bu anlamda, barışı, insan haklarını, demokrasiyi, temel hukuk ilkelerini zaten müfredatımızda öğrencilerimizin edinmesi gereken başlıca bilgiler olarak tanımladık."
– "Bu yıl 60'a yakın hususa dikkat çektiğimiz bir genelge yayınladık"
Aile Yılı'yla ilgili 81 il valiliğine bir genelge gönderdiklerini belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl 60'a yakın hususa dikkat çektiğimiz bir genelge yayınladık. Birinci maddesinde de sizin sorduğunuz Aile Yılı var. Bu anlamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızla ortaklaşa, çocuklarımızın aile mefhumunu içselleştirmesi, ailenin devamlılığına yönelik hususlarda çocuklarımızın iyi yetişmesi, bu konuda istediğimiz, arzu ettiğimiz şekilde bilgilenmesi. Aile kavramına sahip çıkması ve bu toplumu bir arada tutan ana referansın aile olduğunun farkına varması için biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak üstümüze düşeni yapacağız. Genelgemizin ikinci maddesinde de bu yaz yoğun bir şekilde yaşadığımız ve içimizi yakan orman yangınlarıyla ilgili çocuklarımızın bilinçlendirilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı ile hem ağaçlandırma faaliyeti başlatacağız hem de çocuklarımızın ormana daha doğrusu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde önemle yerleştirdiğimiz doğaya saygı, doğayı koruma çerçevesinde ormanlara sahip çıkmasını da inşallah programımızın içerisinde, yıl içerisinde değerlendireceğiz."