
ANKARA (AA) – ŞULE ÖZKAN – Dünyada işaret diliyle sunulan ve erişilebilirlik anlamında tüm bireylere hitap eden ilk kültür-sanat programı, TRT 2 ekranlarında "İşaretler" adıyla Türkiye'de izleyiciyle buluştu.
Programın işitme engelli sunucusu Şule Denli ile yönetmeni Suat Emuce, AA muhabirine, projenin çıkış noktasını, bölümlerde karşılaştıkları zorlukları, toplumsal etkisini ve medyanın erişilebilirlik konusundaki sorumluluklarını değerlendirdi.
Şule Denli, işaret diliyle yaptığı açıklamada, sağır olduğunu ve sağır bir aileden geldiğini belirterek, "İlk projem olan TRT Belgesel’de yayımlanan 'Maceraya Engel Yok' programında biz kadınların da güçlü bireyler olduğunu ve her işin üstesinden gelebildiğini kanıtladım. Şimdi ise 'İşaretler' projesinde, dünyanın ilk sağır sunucusu olmanın gururunu yaşıyorum." dedi.
– "Sağır bireyler ve sağır olmayan bireyler arasındaki iletişim güçleniyor"
Sağır toplum içerisinde birçok sanatçı ve yetenekli birey olduğunu ancak erişimde çeşitli engellerle karşılaştıklarını vurgulayan Denli, bu engeller ortadan kalktığında bireylerin sahip olduğu birçok yeteneğin gün yüzüne çıktığını ifade etti.
On üç bölümden oluşan programın sunuculuğunu yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Denli, "Benim gibi sağır bireylerin de diğer bireylerle birlikte beni izleyecek olması ve alacağım dönütler beni çok heyecanlandırdı. Burada sağır bireyler ile sağır olmayan bireylerin birbirini anlaması çok önemli. Bu vesileyle her iki grubun iletişimi güçlenmiş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Denli, programın sadece işitme engelli bireylere veya işaret dili bilen bireylere değil, tüm topluma hitap ettiğini, sesli betimleme sayesinde görme engellilere de ulaştıklarını kaydetti.
– "Sağır toplumun müzelere bakış açısını değiştirdik"
Denli, işitme engelli bireylerin sanata erişimindeki en büyük engelin iletişim olduğunu, program sayesinde birçok işitme engellinin müzeleri ve sanat eserlerini anlamlandırabildiğini ve bunun büyük bir farkındalık yarattığını dile getirdi.
Özellikle sağır toplumdan gelen tepkilerin olumlu olduğunu aktaran Denli, "Sağır bir sunucuyu ve bizden bir bireyi orada görmek bizleri çok mutlu etti.' dediler ve ilk defa bir programı zorlanmadan keyifle izlediklerini söylediler." diye konuştu.
Bu gibi projelerin sağır bireylerin toplumdaki varlığını görünür kıldığını ve gelecek projelere ilham verdiğini belirten Denli, "Aklıma küçükken ailemle televizyon izlerken ekranda sadece hareketleri gördüğümüz, hiçbir şey anlamadığımız günler geldi. Bu bizi çok üzerdi. Yıllarca engelsiz yayınların hayalini kurduk. Annem ve babam da program sayesinde artık müzelere gittiklerinde gördüklerini anlamlandırabildiklerini söyledi. Çok güzel bir farkındalık oluşturduk ve sağır toplumun müzelere bakışını değiştirdik." ifadelerini kullandı.
– "Her bölümde kültürel mirası erişilebilir hale getirdik"
"İşaretler" projesinin yönetmeni ve senaristi Suat Emuce de bu tarz içeriklerin artık bir ihtiyaç değil, doğrudan bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, "Görebilen ve duyabilen bireyler olarak her içeriğe ulaşabiliyoruz. Peki ya duymayanlar ve görmeyenler? Merkezinde işaret dili farkındalığını oluşturabileceğimiz ama aynı zamanda duyan insanların da o erişilebilir içeriği izleyerek keyif alabileceği bir içerik nasıl yaparız?” sorusuyla yola çıktıklarını anlattı.
Emuce, projeyi sadece sağır bireyler için değil, gören herkesin aynı anda izleyip keyif alabileceği bir yapım olarak tasarladıklarını belirtti. İlk deneyimlerini TRT Belgesel’de yayınlanan "Maceraya Engel Yok" projesiyle yaşadıklarını, ardından TRT EBA’da "Hazır Mısın?" programıyla çocukları kapsayan küçük çaplı bir deneme yaptıklarını aktaran Emuce, "İşaretler" projesinin ise bu tecrübelerin bir araya gelmesiyle şekillendiğinin altını çizdi.
Kültür ve sanatın bir milletin geçmişini ve geleceğini oluşturduğuna dikkati çeken Emuce, şu ifadeleri kullandı:
"Program, hem içerik hem de yaklaşım olarak dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu proje sayesinde 13 farklı şehirde kültürel mirasımızı ve sanat tarihimizi ekranlara erişilebilir biçimde sunmaya başladık. Böylece işitme engelli dostlarımızın müzelerdeki eserlerden, ören yerlerindeki tarihlere kadar sanat eserlerinin tarihini hissetmesini, anlamasını ve bizimle beraber aynı yolculuğa çıkmasını arzu ettik."
– "Başından itibaren işitme engelli bir sunucuyla çalışmak hayalimizdi"
Projenin başından itibaren işitme engelli bir sunucuyla çalışma hayali kurduklarını ancak bunun kendine özgü teknik zorlukları olduğunu ifade eden Emuce, İşaret dili ile Türkçe arasında gramer ve süre farkları bulunduğuna, bazı sahnelerde akışkanlığı sağlamak için metinlerde özel düzenlemeler yapmaları gerektiğine işaret etti.
Emuce, "Normal bir içerik içerisinde seslendirme ya da sunucu konuşurken replik akarken bir anda görüntüye odaklanabiliyoruz. Peki işaret dilinde bunu nasıl yapacağız? Uzun replikler varken ritmi nasıl yakalayacağız? Örnek alabileceğimiz kimse yoktu. Türkiye’de değil, dünyada da ikinci bir örneği yok." diyerek, TRT2’de Türkçe ve Türk işaret dili ile yayınlanan bölümlerin daha sonra İngilizce seslendirme ve uluslararası işaret diliyle de yayınlanacağını, böylece hem Türkiye'deki hem de dünyadaki izleyicilere ulaştıklarını aktardı.
– "Sağır bir sunucuyla çalışmak ekip üzerinde önemli etkiler bıraktı"
Emuce, proje sürecinde işitme engelli bireylerle iletişim kurarken yaşadıkları farkındalığı şöyle anlattı:
"Şule Hanım’a defalarca seslenen kameraman arkadaşımızın, onun duymadığını fark edememesi gibi basit görünen ama derin bir farkındalık yaşadık. Bu süreçte hepimiz birbirimize ne kadar yabancı olduğumuzu gördük. Engelli bireylerin ve ailelerinin karşılaştığı zorluklara karşı duyarsız kalmışız. Şule bize, iletişimin sadece sesle değil, kalpten bakışla ve odaklanmayla da kurulabileceğini öğretti. Kendisine teşekkür ediyorum."
Medyada kapsayıcılığın önemine dikkati çeken Emuce, işitme engelli bireylerin içeriklere bağımsızca erişebilmesinin bir hak ve özgürlük meselesi olduğunu vurguladı. Bir içeriğin tercümansız sunulmasının bu bireyleri başkalarına bağımlı hale getirdiğini belirten Emuce, Anadolu Ajansının işaret dili çevirili haberlerini örnek göstererek, "Biz de İşaretler programıyla tam olarak aynı amacı taşıyoruz." diyerek sözlerini sonlandırdı.