İSTANBUL (AA) – METİN ARSLANCAN / CEREN AYDINONAT – Beşiktaş Kadın Voleybol Takımı'nın pasör çaprazı Kadi Kullerkann, saha içinde oyunuyla saha dışında ise kara kalem çizimleriyle sanatını icra ediyor.
Estonyalı voleybolcu, siyah-beyazlı takımdaki mücadelesinin yanı sıra sanatçı kişiliği ve İstanbul'daki yaşamıyla ilgili AA muhabirine açıklamada bulundu.
Beşiktaş'tan ilk teklif aldığında çok heyecanlandığını vurgulayan 33 yaşındaki oyuncu, "Buraya gelip Türkiye'nin iyi kulüplerinden birinde kaliteli bir antrenör ve oyuncularla aynı takımda olma fikri beni çok heyecanlandırmıştı. Hocamızı ve onun oyun stilini biliyordum. Bu yüzden Sultanlar Ligi'nde oynayacağım için çok heyecanlanmıştım. İyi başladık. Hala tekniğimiz ve oyun sistemimizi oturtmak üzerine çalışıyoruz." diye konuştu.
Takım olarak doğru yolda ilerlediklerinin altını çizen Kullerkann, "Geçen sezondan daha iyi bir noktada sezonu tamamlamaya çalışacağız. Önümüzdeki yol sürprizlerle dolu, neler olacağını şimdiden bilemeyiz. Burada olduğum sürece takım için elimden geleni vermeye çalışacağım. Sultanlar Ligi'nde çok sıkı ve eğlenceli bir rekabet var. Takımların hepsi aynı seviyede değil, bu tamamen normal. Bu lig, dünyanın en iyilerinden. Her antrenmanın ve her maçın tadını çıkarmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
– "Çizmeye odaklandığınızda hayatın gerçeklerinden kaçma şansınız oluyor"
Voleybol sahalarındaki mesaisinden arda kalan zamanlarda çizim yapmayı çok sevdiğini anlatan Kadi Kullerkann, sanatı duygularını dışa vurmanın bir aracı olarak görüyor.
Çocuk yaşlarda profesyonel olarak çizim yeteneğini ilerletebileceğini düşünmediğini vurgulayan Kullerkann, şunları kaydetti:
"Bir şeyler çizmeyi her zaman çok sevmişimdir. Sanat sayesinde oturup farklı yönlere seyahat edebiliyorsunuz, sanat size bir kaçış yolu sağlıyor. Çizmeye odaklandığınızda hayatın gerçeklerinden kaçma şansınız oluyor. Beni bir şeyler çizmeye iten temel nokta bu olmuştu. Şu an sanatımı daha da ciddiye alıyorum. Voleybol oynarken yaşadığım zorluklar ve kadın sporcu olarak deneyimlediklerim beni sanata yöneltti. İçimde tuttuğum çok fazla duygu vardı. Sanat benim için bu duyguları dışa vurmanın bir yolu çünkü bazen konuştuklarınızla neler hissettiğinizi rahatlıkla ifade edemiyorsunuz."
Voleybol sahası dışında pozitif biri olduğunun altını çizen Kullerkann, "Hayalperest biriyim. Kafamda çoğu zaman on binlerce farklı düşünce oluyor. 'Şunu da yapabilirim, bu böyle olabilir.' diye sürekli düşünüyorum. Bir şeyler çizerken de aynı şekilde. Sanatımı birçok farklı şekilde yapabilme fırsatı görüyorum ve bunun üzerine düşünüyorum. Bu beni en iyisine odaklanmaya itiyor. Aslında bir şeyler çizerken ve voleybol oynarken hissettiklerim arasında birçok benzerlik de olabiliyor. İki konunun arkasında da bazen kimsenin fark etmediği bir sıkı çalışma süreci oluyor. Bu yüzden ikisi arasında birçok paralellik de görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
– "Voleybol da çizim yapmak da farklı şekillerde ruhumu besliyor"
Voleybolu zamanı gelince bırakabileceğini ancak spordan asla kopmayacağını belirten Kullerkann, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Voleybolcu ve sanatçı kişiliğimi dengelemeye çalışmak aslında yaptığım işin en iyi yanlarından biri. Hepimizin farklı yönleri var. Bu durum bana her zaman daha fazlası için çalışmak, sahada bir şeyler elde etmek için savaşma fırsatı veriyor. Maçlarda kişiliğimin daha rekabetçi ve agresif tarafını gösterebiliyorum. Sonrasında eve gidiyorum, dinleniyorum ve ruhuma odaklanıyorum. Voleybol da çizim yapmak da farklı şekillerde ruhumu besliyor. İkisi de benim için çok önemli şeyler. Spor benim büyük bir parçam. Sanat için de aynı şey geçerli. Çizdiğim şeyler değişse de bir şeyler üretmeye devam edeceğim."
Güzel işler yapacağı bir stüdyoya sahip olmak istediğini anlatan Estonyalı oyuncu, şu ifadeleri kullandı:
"Muhtemelen kendi sanat galerimi açmam. Sanat evi açmanın gerekliliklerine pek hakim olduğumu söyleyemem. Zor bir şey olduğunu biliyorum ama 'asla' demem. Gelecekte ne olacağını bilemeyiz. Şu anda daha çok kadın sporcuları çizmek üzerine çalışıyorum. Görünenin arkasında benim gibi sporcuların başa çıktığı birçok zorluk var, insanlar bazen bunu göremiyor. Erkeklerin yaptığı sporlara ilgi daha fazla olabiliyor ve birine 'En sevdiğin 5 kadın sporcuyu say?' dediğinizde bilemeyebiliyorlar. Hak ettiğimiz saygıyı ve takdiri göremiyoruz. Bu yüzden görünür olmamıza katkı sağlamak için üstüme düşeni yapmaya çalışıyorum."
– "İstanbul'un tarihi yapısı ve doğası muhteşem"
Estonyalı pasör çaprazı, Türk yemekleri ve İstanbul'un tarihi yapısına ilişkin övgü dolu sözler kullandı.
Kullerkann, "Ne zaman farklı bir ülkede voleybol oynamaya başlasam oranın kültürü hakkında mümkün olduğunca bilgi sahibi olmak isterim. İstanbul'un tarihi yapısı ve doğası muhteşem. Türk yemeklerini de çok seviyorum. Türk kültürünün kaynağından gelen yemekleri tüketmek hoşuma gidiyor." şeklinde görüş belirtti.
– Siyah-beyazlı taraftarlara övgü
Kadi Kullerkann, Beşiktaşlı taraftarların kendilerine verdiği destekten dolayı mutluluğunu dile getirdi.
Deneyimli voleybolcu, taraftar desteğinin katkısından söz ederek, "Pazar günü bile olsa bir sürü insan geliyor ve biz de onların desteğiyle kazanıyoruz. Kendi kişisel sebeplerimiz için de oynayıp kazanmaya çalışıyoruz fakat onlar için mücadele ediyoruz. Bu yüzden etrafımızda böylesine büyük bir taraftar grubunun olması çok önemli." diye konuştu.
– "Uzun süre Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmemiştim"
Kullerkann, Türkiye'de 2017-2018 sezonunda Yeşil Bayramiç'te geçirdiği dönemin kendisi için zorlu olduğunu aktardı.
Çanakkale ekibinde iyi bir dönem geçirmediğini anlatan Estonyalı voleybolcu, "Türkiye'de daha önce oynadığım sezon benim ilk profesyonel yıllarımdan biriydi. Dürüst olmam gerekirse çok iyi geçmemişti. Bu yüzden uzun süre Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmemiştim. Gerçekten zor zamanlardı. Takımın organize oluşu ve inşa edilişi… Genel olarak zorlu bir mücadeleydi fakat kendi kapasitem ve değerimin farkına varmam için bana yardımcı olmuştu." değerlendirmesinde bulundu.

