Türk basının onuru sayılan kalemlerinden; dürüst, namuslu ve gerçek vatansever insan Sayın Necati Doğru, yazmaktan bıkmış olmalı ki; ABD’li 3M firmasının geçen yıl Türkiye’de dağıttığını açıkladığı rüşvetlerle ilgili olayı, artık köşesinde ele almıyor…
Belki de konunun her zaman ki gibi kapatıldığını düşünerek, boşuna kürek çekmenin bir anlamı olmadığının isyanı içerisinde, devir AKP devri diye düşünüyor olmalı…
Haksız da sayılmaz. Görüyoruz, sayıları üç beşle sınırlı kalsa da, dürüst, yürekli gerçek vatansever köşe yazarları ile gazeteler yazıyor da ne değişiyor? Çark bildiği gibi dönüyor ve AKP’nin “ben yaptım oldu” metodu, durmaksızın ve acımasızca yoluna devam ediyor?..
Siz hiç, bir tek AKP’li belediye başkanı’nın yolsuzluk suçlamasıyla görevden alındığına tanık oldunuz mu? Biz anımsamıyoruz…
KOCAELİ’DE YAŞANMIŞ BİR RÜŞVET İDDİASI OLAYI
Kocaeli’nin Kartepe ilçesi’nde geçtiğimiz günlerde AKP‘li ilçe belediyesi hakkında ciddi bir rüşvet iddiası olayı yaşandı. Konu yerel ve ulusal basına intikal etti. Ancak, AKP’den günlerdir bu konuda tıs yok!
Kartepe Belediyesi‘ni teftişe gelen müfettişe AKP’li bir belediye yöneticisinin, 50 bin liralık rüşvet vermek istemesi sırasında, müfettişin ihbarda bulunarak, suçüstü yaptırması sonucunda; rüşvet verdiği iddiası ile ilgili bir yönetici tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konu halen yargıda…
Olay yaşanalı neredeyse bir ay oldu.
Kocaeli Gazetesi’nin başyazarı Tanzer ÜNAL tarafından konu ısrarla ve uzun süredir gündemde tutulmasına karşın; bu satırların yazıldığı tarihe kadar her hangi bir idari işlem yapılmadığı gibi, kentin AKP’li milletvekillerinden ve diğer AKP’li yöneticilerden konuya dair tek bir açıklama yapılmadı…
Bu mu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönetim ve siyasi etik anlayışı?
Bu mu AKP’nin adaleti ve fazileti (!)? Eğer bu olay CHP’li bir belediyede yaşansaydı, bugün Türkiye duyar ve AKP ilgilileri tarafından cihana bile tellal edilirdi…
ABD’li küresel sömürü firması’nın rüşvet olayı ile ilgili olarak, dürüst, namuslu ve vatansever kalem Necati Doğru’nun, Vatan Gazetesi’nde ki Nisan 2011 de ki son köşe yazısının bir bölümüne birlikte göz atalım:
“3 M şirketi ABD’deki merkezinden “Bizim Türkiye’deki kolumuz çok yüksek rüşvetler dağıtarak belediyelere çok pahalı fiyatlarla trafik ışıkları, gözetleyici kameralar, elektrik, elektronik, telekominikasyon ürünleri satmışlar, üzgünüz, utanç içindeyiz” diye özetleyebildiğim açıklama yapmıştı. Hatırlıyor musunuz?
Tarih 2010 yılı ekim ayıydı. Geldik 2011 yılı nisan ayına. 6 ay geçti. Bunlar hangi belediyeler? Başkanları hangi partidendir? Kaç milyon dolarlık mal aldılar?
3M şirketi’nin Türkiye’deki belediyelere ihale yoluyla sattığı bütün ürünler, fiyatları, satış şartları, ihale tarihleri, hepsi “Kamu İhale Kurumu”nda olmasına rağmen bu kurum sustu. En azından hangi belediyelerin 3M şirketinden neyi kaça aldığını, halk öğrensin diye, açıklamadı. Başbakan da el koymuştu.
Basına açıklama yapılmış, “3 M şirketinden hangi belediyelerin hangi ürünleri kaça aldığını araştırmak, yenilmiş rüşvet karşılığı yüksek fiyata mal alınmış şüphesi varsa, mahkemeye vermek” üzere Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun görevlendirildiği bildirilmişti.
6 ay 180 gün eder.180 gün geçti. Başbakandan da ses çıkmadı. 3 M Şirketi’nin ABD’deki merkezinden yaptığı “Türkiye’de büyük şehir belediyelerine kol gibi geçirmişiz… Rüşvet yedirmişiz… Özür dileriz, üzgünüz…” diye özetleyeceğim açıklamasından sonra harekete geçen Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun titiz müfettişleri, acaba ne buldular?
Başbakan’a ne rapor yazıldı? 180 gün geçti. Başbakan niçin sustu? Olumlu bakalım. Diyelim ki, Büyükşehir belediyelerinin 3Mşirketinden aldıkları; trafik ışıkları, gözetleyici kameralar, elektrik, elektronik ürünleri fiyatları, 3M’in rakibi firmaların fiyatı ile kıyaslandığında o kadar yüksek çıkmadı.
Böyle olsa bile açıklanmalıydı Niçin açıklanmadı? Üstü örtüldü, unutulsun istendi. Ve unutuldu.
Büyük çoğunluğu iktidar partisi AKP’nin elinde olan belediye yönetimlerindeki “yolsuzluk şüphelerini” özellikle örtme, gizleme, kefil olup unutturma eğilimi var. Biliyorsunuz yeni yasalar “torba” halinde çıkıyor. Buna da “torba yasa” diyorlar. Önceki gün
Meclis’te kabul edilen yeni torba yasasına göre; Büyükşehir belediyelerinin hafriyat sahaları, toplu ulaşım hizmetleri, sosyal tesisler, otoparklar, büfeler, çay bahçelerinin işletilmesi, Devlet İhale Kanunu’na (KİK) tabi olmayacak.
İhalesiz, davet usulü verilebilecek. Yeni “torba” kanunu, ihale dışına çıkarmak “yolsuzluğu – rüşveti – kayırmayı-yandaş ve partidaş şirket sahiplerini beslemeyi” mümkün ve denetimsiz kılıyor. Bu yüzden izin verin. Yeni yasaya ad koyalım.Yolsuzlukla beslenme diyelim!”
SONUÇ;
Bilmiyoruz ki Nisan 2011 ayında dürüst, namuslu köşe yazarı tarafından bir kez daha ısrarla vurgulanmış, ilgililere çağrısı yapılmış konuda bugün için, Eylül 2011 tarihi itibariyle ne söylenebilir? Konu kapatılmış mıdır der siniz?
Dürüst, namuslu, vatansever kalem Necati Doğru yazmaktan bıksa da, biz bıkmayacağız ve unutmayacağız.
Konuyla ilgili yaklaşık on ay içerisinde internette, 5 adet köşe yazısı kaleme aldık… Bundan sonra da bıkmadan, usanmadan konuyu ara ara gündeme getirmeye devam edeceğiz. Olayı unutturmayacağız!.. Ta ki durum netleşene kadar!..
Buradan Dürüst, namuslu ve gerçek vatansever Sayın Necati Doğru’ya sevgi ve selamlarımızı göndererek, yazımızı noktalıyoruz..
BURHAN ÖZBEY
