Bakan Uraloğlu, Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi'nde konuştu: - Haber 1Haber 1

Bakan Uraloğlu, Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi'nde konuştu:

Bakan Uraloğlu, Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi'nde konuştu:

19 Ağustos 2025 - 14:00

ABONE OL

İSTANBUL (AA) – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladıklarını, demir yolu yatırımlarıyla 8,9 milyon ton daha az karbon emisyonu salındığını belirtti.

Uraloğlu, Yeşil Kalkınma Vakfı (YEKAV) tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, ulaşım ve iletişim politikalarını küresel trendler ve çevresel sorumluluklar doğrultusunda şekillendirmenin öncelikli görevlerinden biri olduğunu, iklim değişikliği, artan nüfus ve sanayileşme baskısının doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını her zamankinden daha kritik hale getirdiğini ifade etti.

Son yıllardaki kuraklık, sel ve orman yangınları gibi doğal afetlerdeki artışın çevresel sorunların ekonomik ve sosyal boyutlarını gözler önüne serdiğini dile getiren Uraloğlu, "Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2053 net sıfır emisyon hedefi ve Paris İklim Anlaşması'na taraf olarak iklim değişikliğiyle mücadelede kararlılığını ortaya koymaktadır." dedi.

Uraloğlu, özellikle ulaştırma sektöründe sıfır emisyona geçiş çalışmalarını hızlandırdıklarını aktararak, "Kurumsal karbon ayak izi hesaplamasını Türkiye’de ilk gerçekleştiren bakanlık olarak çevre bilinci hizmet anlayışına liderlik etmekten de gururluyuz. İklim kriziyle mücadelede öncü bir rol üstlenerek, çevreye duyarlı, karbon emisyonunu azaltan ulaşım sistemlerini hayata geçiren projeler geliştiriyoruz." şeklinde konuştu.

Yakın bir zaman önce başlatılan "Türkiye’nin Ulaşımda Net Sıfır Emisyon Yol Haritası" projesini, Avrupa Birliği mali işbirliği çerçevesinde finanse ederek, sektördeki tüm ulaşım modlarını kapsayacak şekilde yürüttüklerini ifade eden Uraloğlu, şunları aktardı:

"Bu proje, ulaşım faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik etkili bir çerçeve oluşturmayı hedefliyor. Proje kapsamında geliştirilen emisyon modeliyle kara yolu, demir yolu, hava yolu, deniz yolu ve kent içi ulaşım modlarının mevcut durumunu analiz ederek, farklı gelecek senaryolarına göre aktivite tahminleri, araç sayısı, yakıt türü ve emisyon projeksiyonları oluşturacağız."

– "Türkiye'de yük taşımalarının yaklaşık yüzde 85’i kara yolu ile yapılıyor"

Bakan Uraloğlu, Türkiye'de yük taşımalarının yaklaşık yüzde 85’inin kara yolu ile yapıldığına dikkati çekerek, bunun da sektörü karbon salınımı açısından öncelikli bir alan haline getirdiğini söyledi.

Kara yolu taşımacılığında yeşil dönüşümü sürdürülebilirliğin merkezine yerleştirerek, elektrikli kamyon, otobüs, minibüs, çekici ve otomobillerin sektörde kullanımına imkan sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yaptıklarına işaret eden Uraloğlu, kent içi ulaşımda da çevresel duyarlılıkla hareket ettiklerini anlattı.

Uraloğlu, paylaşımlı elektrikli skuterleri, kısa mesafeli ulaşımda şahsi araç kullanımını azaltmak amacıyla hayata geçirdiklerini kaydederek, "2021’de yürürlüğe aldığımız Elektrikli Skuter Yönetmeliği kapsamında bugüne kadar 26 firma, yaklaşık 65 bin skuter ile Türkiye’nin birçok ilinde faaliyet göstermeye başladı." diye konuştu.

"Kombine Taşımacılık Yönetmeliği" ve "Yeşil Lojistik Belgesi" uygulamalarıyla da çevre dostu taşımacılığı teşvik ettiklerini aktaran Uraloğlu, "Yeşil Lojistik Belgesi alan firmalara, yetki belgesi başvurularında yüzde 50 indirim, taşıt kartı ücretlerinde ise yüzde 95’e varan destekler sağlıyoruz. 2025 yılı itibarıyla 42 Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yetki Belgesi sahibi işletmeci bu belgeye sahiptir. Bu uygulamalar, enerji ve kaynak tasarrufu sağlarken çevre dostu taşımacılığı da yaygınlaştırmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

– "Fiber optik altyapımızı kara yolu ağlarımızda 20 bin kilometreye çıkaracağız"

Bakan Uraloğlu, sürdürülebilir ulaşımın yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmanın da temel taşlarından biri olduğuna işaret ederek, son 23 yılda gerçekleştirdikleri yaklaşık 296,5 milyar dolarlık yatırımla, mobilite, lojistik ve dijitalleşme odaklı birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade etti.

Uraloğlu, 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 29 bin 832 kilometreye yükselterek, yıllık yaklaşık 2 milyar 453 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde etiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Demir yolu yatırımlarımızla da toplam 8,9 milyon ton daha az karbon emisyonu salındı. 2025’te 13 bin 919 kilometre olan demir yolu ağımızı 2028’de 17 bin 500 kilometreye, 2053’te ise 28 bin 600 kilometreye çıkararak çevre dostu ulaşım sistemlerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Demir yolunda yük taşımacılığı payını yüzde 5’ten yüzde 22’ye yükseltmek için projemizle daha güvenli, dengeli ve çevre dostu çok modlu taşımacılığı destekliyoruz. Kent içi ulaşımda da çevre dostu çözümlerle fark oluşturuyoruz. Türkiye genelinde 434 kilometresi tamamlanan ve 122,1 kilometresi devam eden Kentiçi Raylı Sistem projelerimiz, Sirkeci-Kazlıçeşme Yeni Nesil Ulaşım Projesi gibi yenilikçi çalışmalarla şehirlerimizde emisyonları azaltıyor."

Uraloğlu, Akıllı Ulaşım Sistemlerinin (AUS) de trafik akışının iyileştirilmesi yoluyla emisyonların azaltılmasına destek olduğunu belirterek, "Bu noktada Kooperatif AUS test ve Uygulama Koridoru ile dünyadaki yenilikçi teknolojilerin ülkemizde uygulanmasını sağlıyoruz. İstanbul ve Antalya’da Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri (K-AUS) pilot uygulamalarına başladık. Akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için fiber optik altyapımızı kara yolu ağlarımızda 20 bin kilometreye çıkaracağız." diye konuştu.

– "Haziran itibarıyla ülkemizde 31 bin 433 elektrikli araç şarj soketi bulunmaktadır"

Bakan Uraloğlu, milli elektrikli tren setleri, elektrikli araçlar için artan şarj istasyonları, bisiklet yolları, ekolojik köprüleri, sürdürülebilir havacılık politikaları ve yeşil denizcilik projelerinin de çevre dostu ulaşım anlayışlarının somut göstergeleri olduğunun altını çizdi.

Fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçişte elektrikli araçların da kritik bir rol oynadığını kaydeden Uraloğlu, "Türkiye genelindeki toplam elektrikli otomobil sayısı da 2025 haziran ayı itibarıyla 268 binin üzerine çıktı. Yine, haziran itibarıyla da ülkemizde 31 bin 433 elektrikli araç şarj soketi bulunmaktadır. Bunların yanında yenilenebilir enerji kaynaklarını ulaşım ve altyapı projelerimizde daha etkin kullanmak için de somut adımlar atıyoruz. Örneğin günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin bilinciyle, kara yollarından demir yollarına, TÜRKSAT'tan TÜRASAŞ'a Bakanlığımıza bağlı birçok kurumumuzda güneş enerjisinden faydalanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, denizcilikte yeşil liman sertifikaları, yeni yatırımlar ve teşviklerle emisyonları azalttıklarını aktararak, "Eski gemilerin çevreci sistemlerle yenilenmesini desteklemek için hurdaya ayrılan gemilerin yerine inşa edilen yeni gemilere hurda bedelinin 1,5 katı, alternatif enerji sistemleriyle donatılanlara ise 2,5 katı teşvik veriyoruz." dedi.

Havalimanlarında gerçekleşen faaliyetlerin çevresel etkilerini kontrol altına almak için de 2020 yılında "Karbonsuz Havalimanı Projesi"ni başlattıklarını anımsatan Uraloğlu, "Dünyada 88 ülkede toplam 587 havalimanının dahil olduğu programda, ülkemiz karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 havalimanıyla bu kapsamda en yüksek sayıda sertifikaya sahip 2'nci ülke konumundadır." bilgisini verdi.

– "2026'da da sinyal almaya başlayarak birkaç yıl içerisinde bütün ülkemizin tamamına 5G'yi yaygınlaştırmış oluruz"

Uraloğlu, bir gazetecinin etkinliğin açılışının ardından sorduğu 5G ihalesi sorusuna yönelik de "İletişim noktasında gerek telekomun imtiyaz hakkının yenilenmesi, uzatılması noktasında gerekse de 5G'ye geçiş noktasında bir irade ortaya koyduk. Tabi uzun zamandır yürüttüğümüz bir çalışmaydı." diye konuştu.

Türkiye'de olan 3 operatörle defaatle ve uzun istişarelerde bulunduklarını aktaran Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Yine başta Avrupa olmak üzere dünyadaki 5G uygulamalarına nasıl hangi şartlarda geçildiğiyle ilgili incelemelerde bulunduk ve bunun sonucunda da olması gerektiği gibi hem kamu faydasını düşünerek hem de bu operatörlerin yatırım yapma reflekslerini ya da yeteneklerini engellemeyecek şartları ortaya koyarak, Cumhurbaşkanımızın da onayını alarak artık bundan sonra şartnameyi oluşturuyoruz. Bu şartnameyle zaten aşağı yukarı oluşturduk da bu şartnameyle bu ay yetişir mi ilanını, ihale tarihini, 45 günlük bir süre gerekiyor. Bu ay onu ilan etmeye gayret edeceğiz. Eğer yetiştirirsek demek ki eylül-ekim ayında. Ekim ayında inşallah bunun ihalesini yapmış oluruz. 2026'da da ilk sinyalleri almaya başlarız. Zaten burada biliyorsunuz 4 büyüklerin stadyumunda yine İstanbul Havalimanı'nda ve 30 civarındaki tesiste de 5G'yi deneyimleyebiliyoruz, ondan faydalanabiliyoruz, eğer sizin cep telefonunuz uygunsa. Dolayısıyla dediğim gibi ekim ayında ihalesini yaparız. 2026'da da sinyal almaya başlayarak birkaç yıl içerisinde bütün ülkemizin tamamına 5G'yi yaygınlaştırmış oluruz."

Elektrikli araçlara düşen şarj istasyonu sayısına ilişkin bir soru üzerine ise Uraloğlu, şu yanıtı verdi:

"268 bin civarında araç var. Bir kere onu kesinlikle daha da artırmalıyız. Dünyada artık daha ağır taşıtların yani enerjiyi daha çok sarf eden araçlara yönelik de çalışmalar var. Onlar geliştiriyor ama şimdilik otomobiller de çok daha yaygın bildiğiniz gibi. Dünyadaki ortalama çok bilmiyorum ama bir aracın günde en fazla herhalde bir defa şarj ihtiyacı olur, hadi iki defa olsun. Türkiye'de altı araca düşen bir tane soket var. Bence sayı olarak yeterli. Dolayısıyla belli lokasyonlarda birazcık daha mutlaka artırmamız gerekir. Bu konuda tabii Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla, belediyelerle ciddi işbirliği içerisindeyiz. Şarj istasyonu Türkiye'de genel anlamda bir problem değildir diyebilirim."

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.