
ELAZIĞ (AA) – Elazığ'da afetlere karşı farkındalığın artırılması, sürdürülebilir ve dirençli şehirlerin inşası amacıyla düzenlenen "7. Uluslararası Dirençlilik Kongresi", Fırat Üniversitesinin (FÜ) ev sahipliğinde başladı.
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu himayesinde, AFAD, Türk Kızılay, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi işbirliğinde Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongre 3 gün sürecek.
Kongrenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, iklim değişikliği, kentleşme ve nüfus yoğunluğu gibi etkenlerin ülkede doğal afetlerin etkilerini arttırdığını söyledi.
Özel, "Ülkemiz, depremlerin, heyelanların, sellerin, yangınların etkisinde olduğundan dirençlilik bir tercih, bir seçenek değil bir gerekliliktir. Yaşadığımız tüm afetler ve doğa olayları, hepsi bize afet öncesi güçlü olmamız gerektiğini anlatıyor. Özellikle 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerden sonra bunu çok daha hızlı bir şekilde yaşadık ve öğrendik." dedi.
Son yıllarda Türkiye'de ve bölgede dirençlilik anlayışının da giderek güçlendiğine dikkati çeken Özel, bugün 7'ncisi düzenlenen kongrenin de bunlardan biri olduğunu ifade etti.
Özel, şöyle konuştu:
"Dirençli kentler yaratmak için öncelikle güvenilir gözlem ve araştırma altyapılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Deprem gözlem ağları, jeolojik istasyonlar, meteorolojik izleme sistemleri, heyelan, sel, su baskını, uyarı sistemleri, bunların hepsi sadece sayısal veriler üretmekle kalmazlar, riskin nerede yoğunlaşacağını, hangi alanların daha kırılgan olduğunu da bize gösterirler. Araştırma altyapılarınız ve istasyonlarınız ile elinizde veri olmadan riskin ne olduğunu, nerede olduğunu bilemezsiniz, ölçmeden yönetemezsiniz. İzlemeyi öğrenmeden, izlemeye yatırım yapmadan güçlenemezsiniz.
Bu nedenle izleme, bizim için hayatı önem taşıyor. Doğu Anadolu Fay Zonu'nu izlemek üzere de networkümüzü burada güçlendirdik."
– "Afetlere dirençli yapı stokunu arttırmaya odaklanmalıyız"
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu Başkan Vekili ve Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Türkiye'nin iklim koşulları ve coğrafya bakımından çoklu tehlikelerle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Yılmaz, maruz kalmanın azaltılması halinde afetten zarar görme riskini de azaltmanın mümkün olacağına işaret ederek, "Bunun için topyekun ve toplum temelli mücadele gerekiyor. Bunu iki ana başlığa bölecek olursak biri afetlere dirençli şehirlerin inşasıdır. Şehirlerin inşasının önemini 6 Şubat’taki depremde yaşadık. Afetlere dirençli yapı stokunu arttırmaya odaklanmalıyız. Ayrıca toplum temelli hazırlık da önemlidir. Afete dirençli bir toplum olmak için aileye, ilkokuldaki çocuklardan üniversiteli gençlere kadar herkese ulaşılması gerekir." diye konuştu.
Türk Kızılay olarak toplum temelli eğitim kampanyasını 2025 itibarıyla başlattıklarını ve bu yıl hedefledikleri 1,5 milyon kişiye şimdiden ulaştıklarını dile getiren Yılmaz, bunu düzenli program haline getirerek her sene sayıyı artırıp yıllık yaklaşık 3 milyon kişiye ulaşmak istediklerini belirtti.
– "Deprem riskimiz var, buna göre hazırlanmalıyız"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yapı ve Tedarik Hizmetleri Genel Müdürü Kazım Gökhan Elgin de inşaat sektöründe yapay zekanın kullanılacağı çok alanın bulunduğunu söyledi.
"2060'a kadar bina stoku, dünyada özellikle kentsel yerleşimlerde iki katına çıkıyor." diyen Elgin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her ay 250 milyar metrekare inşaat işi var dünyada. Bu, ne demek biliyor musunuz? Her ay bir New York şehri kadar yeni bir inşaat dünyaya geliyor. Bu, bize ne getiriyor? İşte dirençlik ve sürdürülebilirlik. İnşaat kurallarına, yönetmeliklere uymayan bina yaparsanız tekrar tekrarlanacak bu iş. 'Coğrafya kaderdir.' diyoruz ya mesela Toronto'nun bir deprem riski yok. Burada binalar yükselip duruyor. Dünyanın en yüksek yerleşimi olan 10 şehrinden biri Toronto ama bizim deprem riskimiz var ve buna göre yerleşim yapmamız lazım, buna göre hazırlanmalıyız."
Buna göre inşaat yapılmadığında her afetin can ve mal kaybına yol açacağına dikkati çeken Elgin, sürdürülebilir gelişmeye en büyük engel olacağını dile getirdi.
Elgin, "Bu nedenle bu tür kongrelerin, burada çalışılacak konuların, panellerin, yapılacak konuşmaların çok faydalı olacağını, kamuoyu oluşturacağını, gerek öğrencilerin gerekse akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın nezdinde bir farkındalığa yol açacağını düşünüyorum." dedi.
– "Afetlere karşı hazırlıklı ve tedbirli olmak bir tercih değil, bir zorunluluktur"
Türkiye Sigorta Genel Müdürü Taha Çakmak da deprem gerçeğini derinden yaşayan illerden Elazığ'da dirençliliği ve afet yönetimini konuşmanın son derece anlamlı olduğunu belirtti.
Çakmak, bu kongrenin afetlere karşı dirençli toplum oluşturma çabasına güçlü katkı sağlayacağına inandığını ifade ederek, Türkiye'nin büyük bölümünün aktif fay hatları üzerinde yer aldığını kaydetti.
"Afetlere karşı hazırlıklı ve tedbirli olmak bir tercih değil bir zorunluluktur." diyen Çakmak, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin sadece binaları değil hayatları ve ekonomiyi de etkilediğini anlattı.
Çakmak, Türkiye'nin bu zorlu sınavdan güçlenerek çıktığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu süreçte gördük ki afetlerle mücadelede en etkin yol, güçlü bir toplumsal bilinç ve sigortalılık bilincini artırmak. Sigortalı olmak, afet anında kayıpları telafi etmenin ötesinde yeniden ayağa kalkabilmenin, hayata güvenle devam edebilmenin en güçlü teminatı. 2023 yılında yaşadığımız büyük deprem sonrasında Türkiye Sigorta olarak elimizi taşın altına koyarak gerek hasar ödemelerinde gerekse sosyal sorumluk projelerinde depremzedelerimizin yanında yer alıp vatandaşlarımızın yükünü hafifletmeye gayret ettik. Deprem bölgesinde sosyal hayatın ve sigorta faaliyetinin yeniden canlanmasına yönelik çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Sigortayı sadece bir finansal faaliyet değil vatanımıza, milletimize karşı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Afetlerin yarattığı kayıpları telafi etmek, vatandaşımızın ekonomik hayatta yeniden tutunmasına destek olmak ve sosyal hayatı güçlendirmek için buradayız. Biliyoruz ki dirençli şehirler, güçlü bir ekonomi, bilinçli bir toplum ve sigortalılık oranının yükselmesiyle mümkün olacaktır.
Hep birlikte daha bilinçli, dirençli ve güçlü Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz."
Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, kongrenin Türkiye'nin afetlere karşı dayanıklılığını güçlendirme kararının en somut göstergesi olduğunu ifade etti.
Yılmaz, "Dirençli kentler kavramı artık akademik bir terim olmaktan çıkmış, yaşamın, kalkınmanın ve sürdürülebilmenin temel bir şartı haline gelmiştir. Dirençli bir şehir, sadece güçlü binalarla değil bilinçli bireylerle planlı, yönetimle ve bilim temelli kararlarla inşa edilir." dedi.
AFAD Afetlere Müdahale Genel Müdürü Dr. Sadi Ergin de şu an dirençliğin kendileri için müdahaleden çok daha kıymetli olduğunu söyledi.
Risk azaltma ile ilgili hususların afet yönetiminde en büyük öncelikleri olduğunu vurgulayan Ergin, "Risk azaltma ve dirençlikle ilgili kongreleri, çalışmaları, akademik faaliyetleri öncelersek müdahale ile ilgili işleri de o zaman ikinci plana bırakmış oluruz." ifadelerini kullandı.
Vali Numan Hatipoğlu, afetlere hazırlık ve dirençlilik kavramının her geçen gün çok daha büyük önem taşıdığını vurguladı.
Hatipoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Hazır olmak, dirençli olmak ve her şeyden önce bu yapı stokunu tekniğe, bilime ve fenne uygun yapmak, büyük bir önem taşıyor. Afetsellik açısından oldukça yüksek bir noktadayız. Yine heyelanlar ve benzeri toprak yapılarından dolayı da sıkıntılarımız söz konusu. Biz AFAD olarak, İRAP'ı (İl Afet Risk Azaltma Planı) ve TAMP'ı (Türkiye Afet Müdahale Planı) sürekli zinde tutmak için uğraşıyoruz."
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da ortak gayelerinin güçlü, dirençli ve afetlere daha dayanıklı şehirler inşa etmek olduğunu belirterek, Elazığ'daki depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devletin tüm kurumlarıyla el ele vererek yürüttükleri çalışmalarla kentte yapı stoklarını önemli ölçüde yenilendiklerini söyledi.
Kongrede Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke ile FÜ Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kürşat Esat Alyamaç da konuşma yaptı.
Programa Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ Barosu Başkanı Melih Efe, kurum müdürleri, yurt içinden ve dışından çok sayıda katılımcı ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.