VİYANA (AA) – Avusturya'da Viyana Yunus Emre Enstitüsünde (YEE) düzenlenen "Kafkasyalıların Dramı: 1945 Drau Faciası" başlıklı programda, 2. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusyası'ndan kaçarak Avusturya'nın Slovakya sınırındaki Drau Nehri yakınlarına yerleşen yaklaşık 15 bin Kafkasyalının sürgün, katliam ve intihardan oluşan insanlık dramı anlatıldı.
Viyana YEE, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Kafkas Kültür Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı işbirliğiyle düzenlenen programa Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Gürsel Dönmez'in yanı sıra davetliler katıldı.
Büyükelçi Dönmez, burada yaptığı konuşmada, Drau faciasını anmak ve anlamak üzere düzenlenen bu programda, Drau'nun Kafkas halklarının yaşadığı sayısız elem verici olaydan biri olduğunu, Türk ve akraba topluluklarının bulundukları coğrafyalarda benzer dramlar yaşadığını söyledi.
Dönmez, Türk ve akraba topluluklarının yaşamış oldukları faciaları hatırlamayı pek sevmediğini dile getirdi ancak bu olayların unutulmaması ve ders çıkartılması için kayıt altına alınarak gelecek nesillere aktarılmasının önemine işaret etti.
"Allah'a şükür Türk milleti olarak yakın ve uzak geçmişimizde soykırım gibi, katliam gibi yüz kızartıcı bir suçumuz yok. Yüzümüz o noktada kızarmıyor ama yüzümüzde derin bir hüzün her zaman kalıyor. Çünkü bize yöneltilen suçlamaların, ithamların, iftiraların hepsini maalesef bizim insanımıza yapmış durumdalar." değerlendirmesinde bulunan Dönmez, halihazırda Gazze'de yaşanan katliamlara dikkati çekti.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Tavkul da 19. yüzyılın başlarından itibaren Kafkasya'da bulunan Karaçay, Çeçen, Adige, Oset ve Malkar gruplarının başta Çarlık Rusyası daha sonra da eski Sovyetler Birliği'ne karşı özgürlük mücadelesi verdiğini, bu nedenle Rus diktatör Josef Stalin'in bu grupları "vatan haini" ilan ettiğini anlattı.
Tavkul, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların Rusya'ya girdiğini ve 1942'de Kafkasya'yı işgal ettiğini, bu süreçte komünistler tarafından yasaklanan dini vecibelere Almanların izin verdiğini; bayram namazı, cenaze merasimi gibi ibadetlerin ilk defa Müslüman Kafkas halkları tarafından yapılabildiğini belirterek bunun üzerine buradaki silahlı gruplarla Nazilerin birlikte Kızıl Ordu'ya karşı savaştıklarını anlattı.
Savaşın Almanların aleyhine dönmesiyle buradaki silahlı grupların aileleriyle birlikte Alman ordusuyla Avusturya'nın Drau nehri yakınlarına göç etmek durumunda kaldığını anlatan Tavkul, 1945'te savaşın sona ermesiyle düzenlenen Yalta Konferansı'nda Stalin'in talebi üzerine İngilizlerin, Drau'daki bu Kafkasyalıları Ruslara teslim etme kararı aldıklarını ifade etti.
Bu karara karşı çıkan Kafkasyalıların İngiliz ve Rus güçlerine karşı ellerindeki yetersiz mühimmatla isyan ettiğini anlatan Tavkul, bu kişilerin çatışmalarda hayatını kaybettiğini, bir kısmının teslim olmak yerine Drau Nehri'nde yaşamlarına son verdiğini, çok az bir kısmının ise Alp Dağları'na kaçarak hayatta kalmayı başardığını ifade etti.
Tavkul, isyan eden, yaşamına son veren ya da kaçmayı başaranların dışında 7 bin Kafkasyalının 1945'te Rusya'ya teslim edildiğini, bunların büyük çoğunluğunun kurşuna dizilerek infaz edildiğini söyledi.
Avusturya'nın İrschen köyünde Drau faciasının unutulmaması için bir anıt yapıldığını belirten Tavkul, dün de bu anıt önünde bir anma programı düzenlediklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından Drau faciasını, tanık ve tarihçilerin anlatısıyla hazırlanan belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Programda davetliler ayrıca, Drau faciasına ilişkin belge ve fotoğraflardan oluşan sergiyi de gezme şansı buldu.
