
BEYTÜLLAHİM (AA) – KAYS EBU SEMRA – Filistin'in işgal altındaki Batı Şeria bölgesindeki Beytüllahim kentinin Evanjelist Luther Kilisesi Papazı Munther Isaac, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik soykırımı ve işgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs'teki Filistinlileri göçe zorlaması nedeniyle bölgedeki Hristiyan varlığının yok olmasından endişe ettiklerini söyledi.
Beytüllahim Papazı Isaac, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hristiyanların inancına göre Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra yeniden dirildiğini ifade eden Paskalya Bayramını iki yıldır Gazze Şeridi'ne yönelik soykırımın gölgesinde kutladıklarını belirtti.
İsrail'in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılar ve işgal altındaki Batı Şeria'ya düzenlediği baskınlar nedeniyle, Doğu Kudüs'teki Paskalya kutlamalarına iki yıldır sınırlı sayıda Hristiyan katılıyor.
Isaac, "Gazze'deki Hristiyanlar bugün, savaşın sona ermesi, ışığın karanlığa, hakkın batıla galip gelmesi umuduyla bayramı kutluyor. Onlar çok zor şartlar altındalar. Herkesin bildiği gibi ne gıda malzemesi ne ilaç var. İsrail Gazze'ye boğucu bir abluka gerçekleştiriyor. Ayrıca Filistinlilerin bölgeden göç etmeleri konusunda sürekli tehditler var." dedi.
"Gazze Şeridi'ndeki Hristiyan varlığının, İsrail soykırımı ve ablukası nedeniyle tehdit altında olduğuna" dikkati çeken Isaac, Gazze'deki sağlık sektörünün sistematik olarak yok edildiğine işaret ederek, "Bir süre önce, Gazze kentindeki Ehli Baptist Hastanesi'nin yoğun bir bombardımana maruz kaldığını unutmayalım." diye konuştu.
– Batı Şeria Kudüs'ten izole ediliyor
Batı Şeria'da Paskalya Bayramı'nı kutladıklarını ancak buranın Kudüs'ten izole edildiğini ifade eden Isaac, Kudüs'ü ziyaret etmek isteyen Hristiyanların İsrail engeli ve kısıtlamalarıyla karşılaştığını söyledi.
Kudüs'e geçmek için izin alınmaması gerektiğini, çünkü Kudüs ile Beytüllahim'in birbirinden ayrılmayan iki kardeş kent olduğunu belirten Isaac, şunları kaydetti:
"Başta Arap ülkeleri ve tüm dünyanın sessizliği arasında Gazze'de olup bitenleri büyük bir korku ve endişe içinde izliyoruz. Batı Şeria'nın şehirlerinde bizim gelecekteki halimiz bu mu olacak?' diye düşünüyoruz. Cenin'de olanları gördük. Filistinli birisi için hiçbir koruma yok. Bu korku yaratıyor."
Isaac, yaşadıkları sıkıntıların arasında dini vazifelerini yerine getirerek ve bayramlarını kutlayarak iman tazelediklerini, herkes kendilerini terk etse bile Allah'ın terk etmeyeceği inancıyla umut ve teselli bulduklarını kaydetti.
Beytüllahim Papazı Isaac, İsrail'in Paskalya Bayramı kutlamaları sırasında Filistinli Hristiyanlara yönelik baskı ve engellemelerinin, "İsrail'in Kudüs'te egemenlik sağlama çabası" olarak nitelendirerek, "İsrail bazı yıllarda Kıyamet Kilisesi'nde düzenlenen ayinlere katılanların sayısına kısıtlamalar getirdi. Bu gibi kararlardan maksat, İsrail'in Kudüs ve kutsal değerler üzerinde egemenlik kurma çabasıdır." ifadesini kullandı.
Hristiyanlığın kutsal mekanlarından sayılan Kıyamet Kilisesi, Doğu Kudüs'te bulunuyor. Hristiyanlar Hazreti İsa’nın bu kilisede çarmıha gerildiğine, ardından da göğe yükseldiğine inanıyor.
İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan toplam 50 bin Filistinli Hristiyandan yalnızca 6 binine Doğu Kudüs'e giriş için özel izin vermişti.
Hristiyan inancına göre "Hazreti İsa'nın çarmıha gerilip öldüğü ve daha sonra yeniden dirildiğine" inanılan gün dolayısıyla dün düzenlenen ayine katılmak isteyen çok sayıda Hristiyan, kiliseye çıkan dar sokaklarda İsrail polisinin engeliyle karşılaşmıştı.
– Gazze’de Hristiyan varlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
Beytüllahim Papazı Isaac, Hristiyan dünyasına çağrıda bulunarak Gazz'deki Hristiyan varlığının sona erme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Isaac, "Tüm dünyaya sesleniyoruz: Bu toprakların tarihsel ve insani değerlerini unutmayın. Burada yaşanan acıları görmezden gelmeyin. Böylesine köklü bir mirasın yok olmasına kim kayıtsız kalabilir?” dedi.
Gazze'de yaşananların, Hristiyanların tamamen yok olmasına yol açabileceğine dikkat çeken Isaac, “Maalesef Gazze’de gördüklerim, Hristiyan varlığının sona ereceğine işaret ediyor. Umarım yanılıyorumdur.” ifadelerini kullandı.
– "İnancımızın inandırıcılığı sınanıyor"
İsrail’in saldırılarını “soykırım” olarak tanımlayan Papaz Isaac, “İzlediğimiz şeyin bir soykırım olduğunu gösteren raporlar, araştırmalar, tanıklıklar var ve hepimiz bu gerçeği biliyoruz. İnancımızın inandırıcılığı tehlikede. Uluslararası sözleşmeleri, insan haklarını savunan sizler neden şimdi susuyorsunuz?” diyerek Batılı ülkelerin sessizliğini eleştirdi.
"Bu savaş birçok kişinin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı. Ama aynı zamanda gerçek dostlarımızı da tanımamıza vesile oldu." sözlerine yer veren Isaac, Gazze için hâlâ dua eden, savaşın durması için gösteriler düzenleyen herkese teşekkür etti.
– "Göç değil, zorunlu tehcir"
İsrail’in saldırıları ve Batı Şeria’daki baskı ortamı nedeniyle Hristiyanların sayısında ciddi bir azalma yaşandığını belirten Papaz Isaac, "Bu yalnızca bir göç değil, bir tür zorunlu tehcirdir. İnsanlar topraklarını isteyerek değil, hayatta kalmak için terk ediyor. Bu bir etnik temizlik planıdır ve biz Filistinli Hristiyanları da etkiliyor." şeklinde konuştu.
"Gazze’deki Hristiyanların sayısı yarıya düştü, bir kısmı öldü, evsiz kaldı ya da savaşın başında kaçabildi." diyen söyleyen Isaac, "Temel yaşam koşullarının yokluğu nedeniyle insanlar ölüyor. Hristiyanların tamamının evi ya tamamen ya da kısmen yıkıldı. Herkesin kafasında aynı sorular var: Burada bir geleceğimiz var mı? Yeniden inşa olacak mı?" diye konuştu.
– "İsrail’in hedefi net: Zorla göç"
Gazze'de bulunan ve İsrail'in hedef alması sonucu hizmet dışı kalan El-Ehli Baptist Hastanesinin bombalandığını ve bunun, İsrail’in hiçbir kırmızı çizgi tanımadığını gösterdiğini vurgulayan Isaac, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesaj çok açık: Ne kilise, ne cami, ne de hastane insanları koruyabilir. Amaç ya öldürmek ya da zorla göç ettirmek. Eğer bu durum devam ederse, İsrail Gazze’deki herkesi göçe zorlayan planını adım adım uygulamaya devam edecek."
Gazze Şeridi’nde yaklaşık 2 milyonluk nüfusun içinde sadece yaklaşık bin Hristiyan yaşıyor. Bunların yüzde 70’i Ortodoks Rum mezhebine, geri kalan kısmı ise Latin Katolik mezhebine mensup.