İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Siirt, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Hatırlarsanız, Siirt'te okuduğu bir şiir yüzünden yargılanmıştı ama sizler onu Siirt'ten Meclis'e taşıdınız. Gösterdiğiniz kardeşliği hiç unutmadık, unutmuyoruz. Bizler, iyi günde olduğu kadar kötü günde de birbirinin yanında durmaktan hiç vazgeçmeyen büyük bir aileyiz." dedi.
Emine Erdoğan, Siirt Vakfı himayesinde Sultangazi Belediyesi Nikah Sarayı'nda düzenlenen "Siirtlilerle Buluşma" programına katıldı.
Siirt halk oyunları ekibi tarafından karşılanan Erdoğan, ekibin gösterisinin ardından Siirt mutfağından örneklerin ve yöreye özgü ürünlerin bulunduğu stantları dolaştı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, katılımcıları Arapça selamlayarak, geçen yıl Siirt Vakfının bir organizasyonunda hemşehrileriyle buluştuğunu, hasret giderdiğini, bugün de yine aynı samimiyet ve kardeşlik duygularıyla yan yana olmanın heyecanını yaşadığını dile getirdi.
Türk milletinin eşine az rastlanır bir memleket sevgisi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu öyle büyük bir sevgidir ki kalbimizden taşar, türkülere, şiirlere nakşolur." dedi.
Emine Erdoğan, şair Cahit Külebi'nin "Yurdum" isimli şiirinin "Ağladığım senin içindir, Güldüğüm senin için, Öpüp başıma koyduğum ekmek gibisin." dizelerini okuyarak, "İşte, biz de Siirt'i böyle severiz." dedi.
Siirt'e ilişkin Erdoğan, "O, bizim sarp dağların başına konmuş bembeyaz karları, kırmızıya bürünmüş nar bahçeleri ve yemyeşil fıstık ağaçlarıyla, gören herkesi, hayran bırakan veleyemizdir. Hepimizin ortak sevdası ve gururudur. Her kültürün, inancın ve dilin, kendini evinde hissettiği bir ana kucağıdır." ifadesini kullandı.
Emine Erdoğan, İstanbul'da doğup büyüdüğünü, her ne kadar ailecek İstanbul'da olsalar da evlerinin kapısından içeri giren herkesin kendini Siirt'te hissettiğini belirterek şöyle devam etti:
"Tenceremizden Siirt yemeklerinin kokusu yükselir, babamın diline bir Siirt türküsü dolanır, Siirt'in zarafeti annemin ellerinde şekillenir, nakış olurdu. Annem ve babam, geleneklerimizin yaşatılması ve biz çocuklarına öğretilmesinde hep çok hassas davrandılar. Ailemin Siirt'e yaptığı sık ziyaretler çocukluğumun en güzel anılarıdır. Misafirperverliğin, ikram kültürünün, komşuluk ilişkilerinin en nadide örneklerini bu ziyaretlerde tecrübe ettim. Dayanışmanın dertleri küçültüp, sevinçleri büyüttüğünü Siirt'in munis insanlarında gördüm. Bir Siirt kızı olmaktan hayatım boyunca hep çok gurur duydum. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bugün yürüttüğüm tüm projelerin temelini çocukluğumda öğrendiğim bu değerler oluşturuyor."
– "Gösterdiğiniz kardeşliği hiç unutmadık, unutmuyoruz"
Erdoğan, vatanın her bir köşesinin, bereketli topraklar, dört mevsimin yaşandığı bir iklim, eşsiz doğa harikaları, büyük bir tarih, kültür ve irfan dünyası sunduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Bu, Allah'ın bizlere bir nimetidir. Bizim bu nimete bir vefa borcumuz var. Eğer medeniyetimize sahip çıkar ve hazinelerini korursak, borcumuzu da hakkıyla ödemiş oluruz. Siirt, doğunun en fazla din ve bilim insanı yetiştiren şehirlerinden biridir. Veysel Karani Hazretlerinin, İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Fakirullah Hazretlerinin, tüm insanlığa selam ettiği evliyalar diyarıdır. Bu büyük zatların her biri, ırmaklar gibi hakikat denizine ulaşan yollar açtılar. Dünyanın dertlerine merhem olacak eşsiz bir ilim mirası bıraktılar. Mesela, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklenen 'Işık Hadisesi', Siirt'ten insanlığa şu mesajı veriyor, 'İlimle edep, maddeyle mana buluştuğunda, insan, insanlık mertebelerinin doruklarına çıkar' Halbuki bugün bilim ve teknolojinin edepten ve manadan yoksun olduğunda savaşlara nasıl hizmet ettiğini görüyoruz değil mi? İşte bu yüzden bizim, ışığın, bilimin ve irfanın yükseldiği bu toprakların öğretisini dünyaya daha çok tanıtmamız gerekiyor."
Anadolu'nun hazinelerini gün yüzüne çıkarmak için çeşitli projeler yürüttüklerine dikkati çeken Emine Erdoğan, "Siirt, başlı başına yaşayan bir kültür mirasıdır. O yüzden bize düşen, bu mirası layıkıyla ele almaktır. Mesela bugün yerel mutfaklar kültürlerin vitrini haline geldi. Siirt'in de hatırı sayılır bir gastronomik birikimi, sayısız coğrafi işaretli ürünü var. Hatta bazı yemeklerimiz, hem ülkemizde hem de dünyada biliniyor. Büryan, perde pilavı, kitel, cokat, bunlardan sadece birkaçı. Ancak bu listeye ekleyebileceğimiz daha birçok gastronomi unsurumuz mevcut. Bunların her birini gastro turizm motivasyonu haline getirebiliriz." dedi.
– "Dokuma kültürünü geliştirmek amacıyla Türkiye Dokuma Atlası Projesi'ni başlattık"
Emine Erdoğan, Anadolu'nun binlerce yıllık dokuma kültürünün de üzerinde durulması gereken bir değer olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Biz de dokuma kültürünü korumak, geliştirmek ve kuşaktan kuşağa aktarmak amacıyla 2021'de Türkiye Dokuma Atlası Projesi'ni başlattık. Bu kapsamda, şal şepiki hem kayıt altına aldık hem de uluslararası tanıtımını yaptık. Dünyada el işlerine, zanaat ürünlerine olan ilgi ve talep günbegün artıyor. Yapılan bir araştırmaya göre, 2006'da yaklaşık 7 milyon kişi el sanatları satın alırken, bu sayı 2020'de 25 milyona yükselmiş. Sizler de şal şepiki, modern tasarımlarla buluşturabilir, yeni kullanım alanları bulabilir ve Siirt'ten bir dünya markası doğmasını sağlayabilirsiniz. İnanıyorum ki Türkiye Dokuma Atlası ile başlattığımız girişimi ileri taşıyacak olan sizlersiniz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu şiiri hatırlatan Erdoğan, "Siirt, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Hatırlarsanız, Siirt'te okuduğu bir şiir yüzünden yargılanmıştı ama sizler onu Siirt'ten Meclise taşıdınız. Gösterdiğiniz kardeşliği hiç unutmadık, unutmuyoruz. Bizler, iyi günde olduğu kadar kötü günde de birbirinin yanında durmaktan hiç vazgeçmeyen büyük bir aileyiz. Yol arkadaşıyız. Allah'a hamdolsun ki aramızdaki muhabbet hep arttı, hiç eksilmedi. O yüzden, sizlerle bir araya geldiğim her buluşmanın benim kalbimde apayrı bir yeri olduğunu bilmenizi isterim." diye konuştu.
Emine Erdoğan'a, konuşmasının ardından Siirt Vakfı Başkanı Zeki Akyüzlü halı hediye etti.
Program kapsamında düzenlenen sergiyi gezen Erdoğan, Siirt yöresine özgü yemeklerin ve ürünlerin bulunduğu stantları ziyaret etti, dokuma tezgahında şal şepik kumaşı kesti.
Program, aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Öte yandan, Erdoğan'ın programda giydiği kıyafetin, ince ve çok bükümlü çözgülerle, bez ayağı tekniğiyle dokunan Siirt dokuması şal şepik kumaşından hazırlandığı öğrenildi.
Programa, İstanbul Valisi Davut Gül, Siirt Valisi Kemal Kızılkaya, Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, Siirt Vakfı Başkanı Zeki Akyüzlü, Siirt Vakfı Kadın Kolları Başkanı Selma Altınok ve Siirtliler katıldı.

































