MİA Başkanı Köse, "Bölgesel Barış ve İstikrar Bağlamında Suriye" panelinde konuştu: - Haber 1Haber 1

MİA Başkanı Köse, “Bölgesel Barış ve İstikrar Bağlamında Suriye” panelinde konuştu:

MİA Başkanı Köse, “Bölgesel Barış ve İstikrar Bağlamında Suriye” panelinde konuştu:

29 Nisan 2025 - 16:47

ABONE OL

ANKARA (AA) – Milli İstihbarat Akademisi (MİA) Başkanı Prof. Dr. Talha Köse, "En başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğü konusu, Türkiye'nin öncelikli konusu oldu. Suriye'nin bölgesel ve küresel aktörlerin vekalet savaşları alanı olmasından çıkması Türkiye'nin öncelikli bir meselesiydi." dedi.

Köse, Milli İstihbarat Akademisince, Suriye'de 8 Aralık 2024'te kurulan yeni idare ve Türkiye açısından güvenlik sektöründeki kaygıları ve gelişmeleri ele almak amacıyla düzenlenen, "Bölgesel Barış ve İstikrar Bağlamında Suriye" başlıklı panele katıldı.

Burada konuşan Köse, Suriye'nin tarihsel sürekliliğinin kabulü doğrultusunda, üniter devlet yapısının iç ve dış tehditlere karşı korunmasının önemini vurguladı.

Suriye'de toprak bütünlüğünün sağlanmasının önünde bazı engeller bulunduğuna dikkati çeken Köse, İsrail'in ülkenin güneyinde yürüttüğü saldırgan ve işgalci eylemlerin ilk sırada geldiğini ve PKK terör örgütünün uzantısı SDG'nin üniter yapı için bir başka tehdit kaynağı olarak öne çıktığını belirtti.

– "Türkiye artık istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi"

Son 15 yılda Suriye krizinin Türkiye açısından doğurduğu çok boyutlu sonuçlara işaret eden Köse, bu sürecin Türkiye'nin bölgesel direncini artıran bir deneyim alanına dönüştüğünü vurguladı.

Köse, Suriye merkezli gelişmelerin yalnızca zorunlu göç ve terör gibi güvenlik boyutlarıyla değil, aynı zamanda etnik ve mezhepsel çatışmalar ile büyük güç mücadeleleri üzerinden de Türkiye'yi doğrudan etkilediğini belirtti.

Yaşanan zorluklara rağmen Türkiye'nin önemli bir tecrübe birikimi kazandığını ifade eden Köse, "Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi" diye konuştu.

Prof. Dr. Köse, bu kazanımın yalnızca güvenlik politikaları açısından değil, Türkiye'nin uluslararası sistemdeki konumunun yeniden tanımlanması bağlamında da anlamlı olduğunu kaydederek, "Bu mücadele bizi yeni dönemde daha dirençli ve kararlı bir ülke konumuna taşıdı." değerlendirmesinde bulundu.

– Suriye'nin istikrar süreci

Prof. Dr. Köse, Suriye krizine dair devam eden güvenlik risklerine dikkati çekti.

İsrail'in ve çeşitli aktörlerin Suriye topraklarına yönelik saldırılarının sürdüğünü hatırlatan Köse, "Bu saldırıların halen sona ermemiş olması, ülkenin istikrar oluşturma sürecinin önündeki en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. SDG'nin bölücü faaliyetlerinin, ülkedeki mezhepsel ve etnik gruplar üzerinden sürdürülen ayrıştırma politikaları da Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit etmeye devam ediyor. Aleviler, Dürziler, Hristiyanlar üzerinden ayrıştırma, ülkeyi bölme çabalarının devam ettirmesi, Suriye'nin istikrar oluşturması sürecinin önünde görünen en büyük sorunlar gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.

Suriye'de siyasi sistemin henüz oturmadığını belirten Köse, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün henüz tam olarak sağlanmaması, siyasi sisteminin henüz tam olarak oturmaması, Türkiye açısından ve Suriye'nin istikrar açısından bir problem olarak devam ediyor." değerlendirmesini yaptı.

Köse, Türkiye'nin bu süreçte sergilediği pozisyona da dikkat çekerek, "En başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğü konusu, Türkiye'nin öncelikli konusu oldu. Suriye'nin bölgesel ve küresel aktörlerin vekalet savaşları alanı olmasından çıkması Türkiye'nin öncelikli bir meselesiydi." dedi.

– "Türkiye çok ciddi inisiyatifler aldı"

Türkiye'nin yalnızca sınır ötesi güvenlik değil, aynı zamanda insani yardım ve diplomasi alanında da öncü rol üstlendiğini vurgulayan Köse, şunları kaydetti:

"Bunları yönetmeye yönelik süreç içerisinde güvenli bölgelerin inşa edilmesi, insani yardımların artırılması, Suriye konusundaki diplomasilerin devam ettirilmesinde Türkiye çok ciddi inisiyatifler aldı. Türkiye bu son 15 senede edinmiş olduğu tecrübeyle Suriye'nin geleceğini şekillendirme noktasındaki en temel aktörlerden bir tanesi olmaya devam edecek. Bu tecrübe Türkiye'nin diğer bölgelerde de aktif olarak uğurlanmasının önünü açacaktır."

Panelde, Suriye krizinin mevcut durumu, Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerine etkileri ve bu ülkelerin reform sürecinde alabileceği yapıcı roller farklı perspektiflerden ele alındı.

Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yenal Göksun'un moderatörlüğünü yaptığı panelde, MİA Güvenlik Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Alptekin ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Mercan konuşmacı olarak yer aldı.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.