
İSTANBUL (AA) – Türkiye Sinema Vakfının kurulması adına "İlk Çağrı Heyeti Toplantısı" yapıldı.
Türk sinemasının milli ve manevi değerlerle yeniden dirilişi amacıyla Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Film Araştırmaları Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aslan, 2019'de yaşanan Kovid-19 salgınının sinema sektöründe bir kırılmaya yol açtığını söyledi.
Aslan, salgınla birlikte sinemanın sadece salonlarda gösterilen bir sanat olmaktan çıktığını belirterek, "Bu süreçte dijital platformların önemi daha da anlaşıldı. Ülkemizde özellikle dizi filmler, son 10 yılda büyük bir ivme kaydetti. Güzel diziler de yapılıyor ve onlarla bir kültür ihraç ediyoruz. Ama ne yazık ki bu yapımları ailemizle birlikte izleyemiyoruz." dedi.
– "Türkiye'de sinemanın sahip olduğu sinerji ne yazık ki doğru bir şeklide yönlendirilmiyor"
Sinemanın, ülkelerin politikaları içinde bir "yumuşak güç" olarak görüldüğünün altını çizen Aslan, şöyle devam etti:
"Sinemanın sahip olduğu bu gücü dikkate alarak hareket etmeliyiz. Güney Kore, bu anlamda büyük bir atılım yaptı. Yaptıkları sinema çalışmalarıyla 'cinsiyetsizleştirme' politikalarını yaydıklarına şahit oluyoruz. Türkiye'de ise sinemanın sahip olduğu sinerji ne yazık ki doğru bir şeklide yönlendirilmiyor."
Aslan, Türkiye'de sinema sektörü içinde üretilen dizi ve filmlerin birtakım sıkıntıları olduğunu ifade ederek, "Türkiye'de gerçekçi anlamda ulusal bir sinema yok. Kişisel ilişkiler üzerinden yürüyen bir sektör söz konusu. Ülkemizde verilen sinema eğitimin ortaya çıkardığı sorunlara ise hep beraber şahitlik ediyoruz. Kendi kültürel değerlerden beslenen sinemacılara ve onların üretimlerine ihtiyacımız var. Bundan dolayı da bir 'Türkiye Film Araştırmaları Enstitüsü' oluşumuna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum." görüşünü paylaştı.
Türkiye'de sinema alanında yer alan aktörlerin bir araya gelerek doğru işler yapmaları gerektiğini dile getiren Mustafa Aslan, şunları kaydetti:
"Artık yeni şeyler söylemek gerekiyor. Türkiye Sinema Vakfını sektördeki oyuncular, yönetmenler, senaristler, yapımcılar ve akademiyle beraber inşa edebiliriz. Kurulacak vakıfla, Türk sineması üzerine akademik çalışmalar, arşivleme, eğitim ve tanıtım faaliyetleri gibi çalışmalara imza atmasını planlıyoruz. Bağımsız sinemacılar ve yeni nesil yönetmenler için finansman ve teşvik mekanizmaları geliştirilmesine, Türk kültürünü, tarihini ve değerlerini yansıtan içeriklerin üretimine öncelik verilmesi gerektiğine inanıyoruz."
Yönetmen Cem Çatpınar, sinemanın medeniyet taşıyıcılığına dikkati çekerek, “Dünyadaki medeniyet mirasının taşıyıcısı olarak medya çok önemli. Bu medeniyetin taşıyıcı unsurlarından biri olarak sinemayı doğru kullanmak, toplumların geleceğini inşa etmek adına stratejik bir mesele haline gelmiştir,” ifadelerini kullandı.
– "Türkiye'de nasıl sinema yapılması gerektiği üzerine kafa yormalıyız"
Toplantıya katılan araştırmacı yazar Yusuf Kaplan, sinemanın bütün ifade biçimlerini içinde barındıran bir form olduğuna işaret ederek, "Türkiye'de nasıl sinema yapılması gerektiği üzerine kafa yormalıyız. Kaynaklarımıza doğru bir şekilde yaklaşmamız gerekiyor. Ne yazık ki kaynaklarımızdan koptuk, dahası kaynağın ne olduğunu da unuttuk. Kurulacak bu vakfın geç kalmış bir çaba olduğunu ve ülkemize faydalı olacağını düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Yönetmen, senarist ve yapımcı Mesut Uçakan, Türkiye Sinema Vakfının kurulacak olmasından dolayı heyecanlı olduğunu söyleyerek, "50 yılı aşkındır sektörün içindeyim. Bir nesli etkiledik ve bunun yegane sebebi samimiyetimizdi. Bu bizim en büyük sermayemizdi. Kurulacak vakfın da en büyük sermayesinin bu olması gerektiğine inanıyorum. Sivil bir hareket olarak faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğüm Türkiye Sinema Vakfının çabalarını destekliyorum." dedi.
– "Ortada bir sorun varsa bu yeterince iyi içerikler üretemediğimizdendir"
Yapımcı Ümit Sönmez ise Türkiye'de dizi sektörünün önemli bir atılım yaptığına dikkati çekerek, "Ne yazık ki dizilerin içeriğinde büyük problemler var. Evet, Türkiye Sinema Vakfı kurulmalı ama bunun yanı sıra 'Türkiye Ahlak Vakfı', 'Türkiye Aile Vakfı', 'Türkiye İyilik Vakfına' da ihtiyacımız var. Ortada bir sorun varsa bu yeterince iyi içerikler üretemediğimizdendir. Buradaki sorunda hepimizin bir payı var. Kurulacak vakfın bu sorunları gidermesini ümit ediyorum." şeklinde konuştu.
"Türk sinemasının sahip olduğu kültürel mirası uluslararası arenada güçlü ve doğru bir şekilde temsil etmek" amacını taşıyan toplantıya ayrıca Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ümit Meriç, AK Parti İstanbul Milletvekili ve müzisyen Yücel Arzen, Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Özkır, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hediyetullah Aydeniz, Yönetmen Nazif Tunç, oyuncu Ahmet Yenilmez, oyuncu Burak Haktanır, oyuncu yazar ve senarist Tarık Tufan, senarist Ozan Bodur, Oktay Berber, film eleştirmeni İhsan Kabil, Boğaziçi Üniversitesi Enstitü Müdürü Dr. Cihat Arınç ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Çağlar, Daily Sabah Yayın Yönetmeni İbrahim Altay'ın yanı sıra çok sayıda sinemacı, akademisyen ve yazar katıldı.