ANKARA (AA) – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti.
CHP Genel Merkezi'ndeki görüşme sonrasında, Akşener ve Kılıçdaroğlu ortak açıklama yaptı.
Akşener, görüşmede, partisinin "İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" çalışmasını, siyasi partilere takdim etmek üzere oluşturdukları ziyaret sistemi çerçevesinde CHP'ye resmi olarak sunduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla ekonomi ve dış politika başta olmak üzere, Türkiye'nin diğer önemli konularını istişare ettiklerini dile getiren Akşener, istişare, fikir teatisi ve dilin ortaklaşmasının, Türkiye'nin sorunlarının çözümünün somutlaşması açısından önemli olduğuna inandıklarını vurguladı.
Türkiye'de uzun zamandır istişare kavramının kaybolduğunu savunan Akşener, "Bizler Millet İttifakı'nın 31 Mart'a göre 2 partisi, 24 Haziran'a göre 4 partisinin istişare kavramını tekrar Türkiye'nin gündemine getirmesini önemli buluyorum." dedi.
Kılıçdaroğlu ise her alanda ciddi sorunlar bulunduğunu ileri sürerek, Türkiye'nin kendisine yeni bir yol haritası çizmesi, daha güçlü ve dinamik bir yapıya ulaşması gerektiğini vurguladı.
Bu çerçevede istişare ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Sorumlu politikacılar olarak bizler bütün sorunlara kilitlenmiş vaziyetteyiz. İnşallah bütün bu sorunlardan Türkiye'yi kurtaracağız. Güzel, yaşanabilir, huzur içinde bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.
– "Ekonominin patronu güvendir"
Daha sonra Akşener ve Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Akşener, "Dışişleri Bakanlığı'nın, 10 ülkenin büyükelçisinin Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısına tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Osman Kavala sizin tanımınıza göre Soroscu öyle mi? Peki Soros ile masaya kim oturdu? Ben ve Sayın Kılıçdaroğlu değil. Dışişleri Bakanlığı'na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulur muyuz? Hayır bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye'ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Dolayısıyla rahip Brunson'u hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye'nin uzak durmasının, Türkiye'nin itibarını öne koymasını tavsiye ederiz. Bütün bunların önüne geçecek tek yol gerçekten hukukun işletilmesidir, Türkiye'deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işlemesidir."
Kılıçdaroğlu ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına uyacağı yönünde anayasa değişikliği yaptığını anımsatarak, "Bir ülkenin itibarı imza attığı bir sözleşmenin arkasında durmaktır. İmza attığınız bir sözleşmenin gereğini yapmıyorsanız itibar kaybeden Türkiye ve onu yönetenler olur." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin itibarının her yerde, her alanda korunmasını istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla AİHM'nin bir kararı varsa o kararın da uygulanmasını isteriz. Eğer Türkiye gerçekten demokratik bir ülkeyse, bir hukuk devletiyse bu çerçevede hareket etmesi lazım. Türkiye'ye dışarıdan yapılacak hiçbir müdahaleyi doğru bulmayız ama dışarıdan müdahale etmesine ortam hazırlayacak yönetimi de kabul etmeyiz. Böyle bir yönetim de olmaz. Türkiye hukuk devletinin kuralları içinde gereğini yapar ama geldiğimiz nokta maalesef üzücü bir nokta." dedi.
Kılıçdaroğlu, Bülent Arınç'ın "CHP'nin oylarının artacağı"na ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Sayın Arınç'ın 'CHP'nin oyları artacak önümüzdeki süreç içinde' diye bir ifadede bulunması güzel bir şey. Bu zaten hayatın bir gerçeği. Bu gerçeği sayın Arınç da görüyor. Gördüğü için de çok mutluyuz." ifadesini kullandı.
Akşener, TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın, "laiklik, yargı ve Merkez Bankası bağımsızlığı" ile ilgili açıklamalarının anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:
"'Mahşerin 4 atlısı üzerimize geliyor' dedi Sayın Başkan. Doğrudur. Laiklik bir hukuk kuralıdır. Laikliği bugüne kadar siyasetçiler, iş adamları, din adamları konuştu ama hukukçuların konuştuğu görülmedi, ortadan kayboldu gitti. İş adamları açısından laikliğin önemi hukukun üstünlüğü, adaletle alakalı bir konu. Ekonominin patronu güvendir. Güveni oluşturacak olan hukuktur, hukukun üstünlüğüdür, adalettir ve ona bağlı olarak da demokrasidir. Demokrasi ile laikliğin yan yana oluşunun bugünlerde daha iyi anlaşılmış ve anlaşılıyor olmasını çok olumlu bulduğumu ifade etmek isterim. Ama hukukçuların konuşması gereken bir norm olduğunu bugüne kadar da habire başka alanlarda konuşulduğu için laikliğin ne olduğunun bir türlü anlaşılamadığını da hatırlatmak isterim."
– Irak ve Suriye tezkeresi
"Meclis Başkanlığı'na gönderilen Irak ve Suriye tezkereleriyle ilgili tutumunuz ne olacak?" sorusuna Akşener, "TBMM'ye gelen bütün tezkerelerle ilgili konunun uzmanı arkadaşlarımız üzerinden bir ekip kurarız. Onlar tartışır, bir rapor ortaya çıkarırlar ve sonra da milletvekili arkadaşlarımızla bu paylaşılır. Bu çalışmayı yaptırdık ve o raporun sonucunda eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla 'evet' oyu vereceğimizi ifade etmek isterim." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu ise aynı soruyu, "Yetkili organlarımızda görüşeceğiz. Dün geldi, arkadaşlar ön görüşmeleri yaptılar. Daha sonra MYK'de bu konuyu ayrıntılı olarak görüşüp, kararımızı Parlamentoda ifa edeceğiz." şeklinde cevapladı.
– Parlamenter sistem çalışması
Parlamenter sistem çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine Akşener, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili yaptıkları çalışmayı siyasi partilerin genel başkanlarına ve onların uygun gördüğü arkadaşlarına takdim ettiklerini, Türkiye'ye dair görüşleri karşılıklı paylaştıklarını ve istişare ortamı oluşturmaya çalıştıklarını belirtti.
İstişareyi çok önemsediklerini, görüş alışverişini Türkiye'de tekrar hakim kılabilmeyi istediklerini dile getiren Akşener, 22 aydır Anadolu'yu gezdiklerini ve Türkiye'de dedikodular, iftiralar, hakaretler üzerinden bir siyasi atmosfer olduğunu iddia etti.
Bütün siyasi partilerin birbiriyle rekabet edebileceğini, bu rekabeti Türkiye, millet, devlet ve seçmen adına iş birliği içinde yapma imkanı olduğunu ifade eden Akşener, bunu başarmaya yönelik bir fener tutmaya çalıştıklarını ve verimli sonuçlar aldıklarını aktardı.
Akşener, "Parlamenter sisteme dair ana hatlarıyla ziyaret ettiğimiz arkadaşlarımızın, siyasi partilerin genel başkanlarının hiçbirinin bir itirazı yok. Onlarla da zaten 6 siyasi partinin genel başkan yardımcıları şu anda birlikte çalışıyorlar." dedi.
Akşener, görüşmede, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek'in, aralık ayında kendilerine sunulacak bir metnin çıkacağını söylediğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu da aynı soruya "Aralık ayında umarım 6 siyasi partinin de üzerinde uzlaştığı temel ilkeler ortaya çıkmış olur ve bu çerçevede arkadaşlar çalışmaları yapıyorlar. Aralık ayı çok geç bir ay da değil zaten. Dolayısıyla çalışmalarında arkadaşlara başarılar diliyoruz." yanıtını verdi.
– "Ortada seçim yok, ortada kurulmuş bir iktidar yok"
"HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, şimdilik demokratik muhalif olduklarını ama ileriki dönemde demokratik iktidarın partisi olabileceklerini söyledi. Bunun Bakanlık teklifi olabileceği yorumu yapıldı. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Akşener, şu cevabı verdi:
"Neresinden bakalım? Ortada seçim yok, ortada kurulmuş bir iktidar yok. Türkiye'de bizlerle ilgili bir şey olduğu zaman on adım sonrasında 'siz şunu yapacaksınız' diye parmaklar sallanıyor. Bu demokratik değil. Dolayısıyla dedikodular, iftiralar, hakaretler üzerinden 'o ona bunu dedi, bu buna şunu dedi' üzerinden çok harika bir siyasi atmosfer vardı. Biz, bunu yıkmaya kararlıyız. Ben Sayın Buldan'ın ne söylediğini bilmiyorum şu anda sizden duydum ama bizim gündemimizde böyle bir durum yoktur."
Kılıçdaroğlu da Buldan'ın açıklamasını ilk kez duyduğunu belirterek, "Ama şunu gayet iyi biliyorum, Millet İttifakını bozacak acaba ne yapabiliriz? Böyle bir arayışın özellikle Cumhur İttifakında olduğunu da gayet iyi biliyorum ama ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yola başvururlarsa vursunlar bu ülkenin insanlarının ferasetine güveniyorum. Onlar bizlerin bu memleket, vatandaş için çalıştığını, herkesin huzur içinde yaşaması gerektiğini ve bunu da bizim hedef aldığımızı gayet iyi biliyor. Dolayısıyla bizim tek güvencemiz milletimiz." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun önce Karadeniz'e sonra Güneydoğu'ya gittiği hatırlatılarak, "Bu durum, kamuoyunda 'İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor' şeklinde yorumlandı. İmamoğlu'nun böyle bir talebi var mı? sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Bana gelmiş herhangi bir talep yok. Ayrıca giderken de zaten benden izin aldı." dedi.
– "Esnafla, çiftçiyle, emekliyle konuşuyoruz"
"Altı siyasi parti aynı masada parlamenter sisteme geri dönüş çalışmalarını yürütüyor ama bu noktada HDP'nin dışlandığı ve demokrasi ittifakı çağrısına yanıt alamadığı yönünde eleştiriler de var. Parlamenter sisteme geri dönüşte HDP'nin de sürece dahil edilmesi konusunda görüşleriniz nedir?" sorusu üzerine Akşener, "Bu konuda görüşümüz defalarca söylendi hem benim tarafımdan hem arkadaşlarım tarafından. İYİ Parti'ye dair bahsettiğiniz siyasi partinin yani HDP'nin eş başkanları farklı yöneticileri tarafından da bize dair de İYİ Parti'ye dair de görüşler anlatıldı. Tekrarı da ancak zaman almış olur. Değişen bir şey yok, burada duruyoruz." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'in 'Milletin sıkıntılarının farkındayız, ekiplerimiz tebdili kıyafet halkın arasında geziyor' açıklaması oldu. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Ekonominin durumunu bilmek için tebdili kıyafetle gezmeye gerek var mı? Akıl alacak şey değil. Bunlar gerçekleri görmüyorlar mı, gazeteleri okumuyorlar mı, vatandaşları dinlemiyorlar mı? Sayın Genel Başkan Anadolu'yu karış karış geziyor, ben Anadolu'yu karış karış geziyorum. Esnafla, çiftçiyle, emekliyle, işçiyle, işsizle konuşuyoruz. Bunlar acaba televizyon da mı izlemiyorlar? Sadece havuz medyasının televizyonlarını mı izliyorlar? Türkiye güllük gülistanlık mı? Bütün dünyanın bildiği gerçeği bunlar bilmiyorlar mı? Gerçeği öğrenmek için tebdili kıyafet yapıp halkın arasına girecekler… Hangi çağda yaşıyorlar bunlar? 21. yüzyılda yaşadıklarını da düşünmüyorlar."
Akşener de, "Ben Anadolu'yu gezerken AK Parti'ye oy vermiş, AK Parti teşkilatlarında çalışmış insanlarla da görüşüyorum. Temel mesele, o tebdili kıyafetin anlamı, AK Parti yöneticisi ve AK Parti mensubu olarak vatandaşın arasında gezememe korkusu. Tebdili kıyafetin anlamı o." dedi.
– Eylem yapan işçiler gözaltına alındı
Öte yandan Akşener’in ziyareti öncesinde, Şişli Belediyesi'nden haksız yere işten çıkarıldığını iddia eden ve 8 gündür CHP Genel Merkezi önünde oturma eylemi yapan işçiler gözaltına alındı.