Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ekonomide neler olacak? - Haber 1Haber 1

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ekonomide neler olacak?

01 Haziran 2014 - 23:08

ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışması Türkiye’de yanlış zeminde, yanlış açıdan yapılıyor. Bunun nedeni belli: 2002’den bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan girdiği tüm seçimleri kazandı. Muhalefette bir AK Parti sendromu var. Muhalefet bu seçimi de Erdoğan kazanırsa Türkiye total otoritarizme sürüklenir diye endişeleniyor. Başkanlık sistemine topyekun cephe almalarının altında bu büyük endişe yatıyor.
Muhalefet yanılıyor. Başkanlık sistemi dünyanın hiçbir yerinde tek bir partinin tekelinde değil. Tam tersine. Amerika’nın son efsane Başkanları Kennedy ve Reagan idi. Birincisi Demokrat, ikincisi Cumhuriyetçi partidendi. Fransa’nın son efsane Başkanları De Gaulle ve Mitterrand idi. Birincisi sağcı, ikincisi sosyalistti. Başkanlık sisteminin sağla, solla ilişkisi yok. Büyüklükle ilişkisi var. Başkanlık sistemi ülkeleri güçlendiriyor, büyütüyor. Fransa AB’yi bu sistem sayesinde kurdu. Güçlü parası Euro ve yıllık on yedi trilyonluk geliri ile Avrupa dünya lideri. Onun hemen peşinde güçlü dolarıyla süper güç ABD var. Başkanlık sistemleri olmasaydı ne güçlü Euro ne güçlü Dolar olurdu. Bundan kimse şüphe etmesin. Eğer olağanüstü engeller ve gelişmeler olmazsa Ağustos ayında Türkiye’de süper bir başkan olacak ve Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açılacak. Nasıl mı? Süper başkanlığın iki şartı var: Anayasal koşullar ve güçlü bir lider. Bunların ikisi de Türkiye’de şu anda var.
ANAYASAL KOŞULLAR
1982 Anayasası 150 yıldır hep olduğu gibi neredeyse satır satır Fransız anayasalarından esinlendi. 1982’de anayasayı yazanlar Fransız Beşinci Cumhuriyet anayasasını kopyaladılar. Bu modelde Cumhurbaşkanı çok güçlüydü. Fransız anayasasına göre tek fark: Türkiye’de Cumhurbaşkanını Meclis seçiyordu. Ama şimdi yapısal yeni bir durum var. Cumhurbaşkanını artık halk seçecek. Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı Meclis’in seçtiği bir Cumhurbaşkanından tamamen farklı. Onun muhatabı artık Meclis değil, doğrudan halk. Hesabını doğrudan halka verecek. Meclis onun iktidarının kaynağı değil. Onun üzerinde hiçbir hak iddia edemez. Bu yeni durumda Ağustostan sonraki Cumhurbaşkanı makama geliş biçimi dolayısıyla dev bir Cumhurbaşkanı.
Anayasada Cumhurbaşkanı ile ilgili maddeler hangileri:
-“Cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde Bakanlar kuruluna Başkanlık edebilir ve Bakanlar kurulunu Başkanlığı altında toplantıya çağırabilir.”
-“Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek.”
-“Genel Kurmay Başkanı’nı atamak ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek.”
-“Milli Güvenlik Kurulu’na Başkanlık etmek.”
-“Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkı yönetim, ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak.”
Bundan da daha önemli madde: Cumhurbaşkanı Meclis’i aşarak “anayasa değişikliğine ilişkin yasaları gerekli gördüğü taktirde halk oyuna sunabilir” ve “TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.”
LİDER ERDOĞAN
Erdoğan 20 yıldır iktidarda. Ama liderlik kapasitesi esas sınavını Gezi olaylarından bu yana verdi. Gezi olaylarını aşmayı başardı.
Olağanüstü gelişmeler olmazsa Ağustos’ta Türkiye’de süper bir başkan olacak ve ülke tarihinde yeni bir sayfa açılacak. Süper başkanlığın iki şartı var: Anayasal koşullar ve güçlü bir lider. Bunların ikisi de Türkiye’de var. Peki ekonomi nereye gidecek?
TURCOMONEY•COM HAZİRAN 2014 78

17 Aralık’tan bu yana ise yaşadığı türbülans gezi olaylarını da geride bıraktı. Demokrasilerde bu güçteki hortumlar iktidarları yerlerinden ederdi. Erdoğan dayandı. Devlet organizasyonunu yeniden şekillendirdi. Kaptan köşkündeki yardımcılarını yeniledi. Şimdi Cumhurbaşkanlığı kampanyasına güçlü tek adam olarak koşuyor.
YENİ ANAYASAL DURUM ERDOĞAN’IN BU İNATÇI LİDERLİĞİ İLE BİRLEŞİRSE NETİCE NE OLUR?
Ağustos’ta anayasanın Cumhurbaşkanı ile ilgili maddeleri aynen yürürlükte olacak. Ama yeni durumun özelliği:
1-Cumhurbaşkanını halk seçmiş olacak.
2- Cumhurbaşkanlığında muhtemelen Erdoğan olacak.
Bu iki durumu birleştirelim. Anayasada Cumhurbaşkanı ile ilgili maddeler hangileri ve Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa bunlar nasıl uygulanacak?
-“Cumhurbaşkanı gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu’na Başkanlık edebilir ve Bakanlar Kurulu’nu Başkanlığı altında toplantıya çağırabilir.”
Bu maddenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sürekli kullanılacağına kesin gözle bakmak gerekir. Anayasa Bakanlar Kurulu’nun, Çankaya’da Cumhurbaşkanı Başkanlığında toplanmasına yetki veriyor. Erdoğan bunu rutin hale getirecek.
-“Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek.”
Bu maddenin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a müthiş bir imkan vereceğini görüyoruz.
-“Genel Kurmay Başkanı’nı atamak ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek.”
-“Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek.”
-“Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkı yönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak.”
Anayasanın bu maddeleri de Cumhurbaşkanını olağanüstü ve süper güçlü kılmaktadır. Bundan da daha önemli madde: Cumhurbaşkanı meclisi aşarak “anayasa değişikliğine ilişkin yasaları gerekli gördüğü taktirde halk oyuna sunabilir” ve “TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir.”
Tüm bu maddeleri Erdoğan tümüyle kullanacak. Daha önceki Cumhurbaşkanlarını Meclis seçmekteydi. Bu nedenle Cumhurbaşkanları kendilerini, Meclis’in denetiminde görüyorlardı. Oysa doğrudan halkoyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanının Meclis’e hiçbir borcu yok. Tam tersine Meclis’i feshetmek ve seçimleri yenilemek hakkı var. Başbakanı dilediği şekilde atıyor ve görevden alabiliyor.
NASIL BİR BAŞBAKAN?
Yaptığımız bu siyaset bilimi incelemesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bu çerçevede çalışacak Başbakan’ın profilini açıkça çiziyor. Görüşüme göre Ağustos ayı sonrasındaki yeni durumda Başbakan şu anda Erdoğan’ın çevresinde bulunup da 17 Aralıktan sonra Bakan olan teknokratların profiline daha uygun düşüyor.
SÜPER BAŞKANLIK: AMA NE İÇİN?
Eğer süper başkanlık Türkiye’de mega icraatların tavan yapması ve Türkiye’nin Avrupa’da, bölgede ve dünyada lider ülke olmasına fırsat verecekse bu imkan heba olmamalı. Nüfusu bizden daha az olan Fransa bugün dünyanın beşinci büyük ekonomisi. Ayrıca Almanya ile el ele vererek dünyanın en güçlü parası Euro’yu ve 17 trilyonluk yıllık geliriyle dünyanın bir numaralı ekonomik bölgesi AB’yi kurdu. Türkiye’ de yapabilir. Kanal İstanbul, Çanakkale köprüsü, üçüncü hava limanı ve diğer mega projeler hız kazanabilir. Dış politikada da yapılacak daha çok şey var. Yeter ki Başkan ve ekibi güçlerini pozitif olarak ekonomi için seferber etsinler.
Erdoğan 20 yıldır iktidarda. Ama liderlik kapasitesi esas sınavını Gezi olaylarından bu yana verdi. Gezi olaylarını aşmayı başardı. 17 Aralık’tan bu yana ise yaşadığı türbülans gezi olaylarını da geride bıraktı. Demokrasilerde bu güçteki hortumlar iktidarları yerlerinden ederdi. Erdoğan dayandı.

Yorum
Prof. Dr. Bener
Karakartal
karakartal@turcomoney.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.