Cumhuriyet; “ekmektir, sudur, havadır”, “olmazsa olmaz”dır. - Haber 1Haber 1

Cumhuriyet; “ekmektir, sudur, havadır”, “olmazsa olmaz”dır.

Cumhuriyet; “ekmektir, sudur, havadır”, “olmazsa olmaz”dır.

29 Ekim 2022 - 10:18

ABONE OL

Bugün 29 Ekim 2022…

Bugün Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 99. yıldönümü…

Bugün Cumhuriyet Bayramı…

Karşı olanlar, o köhne düzene özlem duyanlar olsa da Türk halkının büyük bir kısmı, Cumhuriyet’imizin değerini, önemini bugün çok daha iyi anlıyor, daha çok içselleştiriyor…

Cumhuriyet’imiz; hayati derecede önem taşıyor, ekmek gibi, su gibi, hava gibi “olmazsa olmaz”dır.

Cumhuriyet; eğitimdir, bilimdir, aydınlık yoludur, kültürdür, kalkınmaktır, paylaşmaktır, eşit yurttaşlıktır.

Cumhuriyet; kayıtsız şartsız egemenliğin millete ait olduğu sistemdir.

Saltanat ve hilafetin kaldırılarak Cumhuriyet’e geçilmesi, ülkemize, insanımıza altın değerinde kazanımlar sağladı…

En büyük kazanım; Türk halkının “kulluk”tan, “vatandaşlık mertebesi”ne terfi etmesi oldu…

Halk, Osmanlı döneminde “padişahın kulu”ydu… Padişahlar, insanlar için “kullarım” diye hitap ediyordu… Kendilerini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olarak görüyorlardı…

Cumhuriyet; insan onuruna aykırı, bir avuç insanı sefahat içinde yaşatan, yönetimin babadan oğula devam ettiği, halkın ise kölelik cenderesinde debelendiği sisteme son verdi.

Peki onun yerine ne geldi?

Köyde çobanlık yapanların, fabrikalarda işçilik yapanların, yoksulluk içinde kıvrananların Cumhurbaşkanı olabildiği sisteme geçildi…

Bunun sayısız örnekleri var… İşte Süleyman Demirel… Bir köy çocuğuydu… Çobandı… Siyasetteki lakabı “Çoban Sülü”ydü…

Cumhuriyet, Çoban Sülü’ye başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı imkanını sunan büyük bir devrimin adıdır.

Cumhuriyet, işçi Recep Tayyip Erdoğan’a belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamını sunan bir sistemin adıdır…

Cumhuriyet, halk çocuklarını öğretmen, mühendis, hakim/savcı yapan, sıradan vatandaşa sınıf atlatan bir yönetimin adıdır.

Cumhuriyet; ülkemize ve insanlarımıza altın değerinde servetler kazandırdı…

Cumhuriyet ile Türkiye, bağımsızlığını pekiştiren, dünyada saygı gören, çağdaş bir ülke oldu…

Cumhuriyet ile Türkiye, kimsenin doğru dürüst konuşamadığı ve yazamadığı bir ülkeden, okur-yazar oranı yüzde 90’ları aşan, herkesin güzel Türkçeyi konuşup yazabildiği bir ülke oldu…

Cumhuriyet ile Türkiye, şeker fabrikalarından çimento fabrikalarına, uçak fabrikalarından ilaç fabrikalarına kadar sayısız tesisin kurulduğu, sanayide hamleler yapan bir ülke oldu…

Cumhuriyet ile Türkiye, demokrasi ile İslam’ı bir potada buluşturan tek ülke oldu…

Cumhuriyet ile Türkiye, laiklik ile İslam’ı aynı kulvarda kucaklaştıran tek ülke oldu…

Bugün Türk ve İslam coğrafyasında tüm eksikliklerine, tüm yanlışlıklarına rağmen Türkiye demokrasiye, laikliğe, hukukun üstünlüğüne sahip olan tek ülkedir. Bu yönüyle Türkiye, emsalsiz bir ülkedir.

Cumhuriyet’in kazanımları ile ilgili örnekleri çoğaltabiliriz…

Peki Cumhuriyet, her zaman “kusursuz” muydu? Her zaman “eksiksiz-yanlışsız”mı oldu?

Elbette hayır…

Cumhuriyet’i kuranlar da insandı ve elbette bazı yanlışları yaptı…

Daha sonra başa geçen bazı yöneticiler, demokrasi yolunda ilerleyeceklerine, demokrasiye darbe vurdu…

Eğitime, bilime gereken önemi vermedikleri gibi, eğitimi, bilimi geriletecek adımlar attı…

İktidara gelen partilerden bazıları, elbette fabrikalar, yollar, köprüler, tüneller, barajlar, havalimanları, demiryolları inşa etti…. Ülkemizin kalkınması, gelişmesi için çalışan o yöneticilere, devlet adamlarına da şükran borçluyuz. Ama bazı iktidarlar Cumhuriyet’in büyük kazanımları olan muhteşem fabrikaları özelleştirme adı altında belirli kesimlere peşkeş çekti… O devasa tesislerin modernize edilmesi, daha iyi üretim/yatırım, daha çok istihdam, daha çok ihracat yapılması gerekirdi. Ama o dev tesislerin hepsi özelleştirildi, yıkıldı, yerlerine ucube AVM’ler, konutlar yapıldı… Türkiye; büyük bir servetini, gleceğini kaybetti…

Bazı iktidar sahipleri Türkiye’yi kaynaştırıp, barıştırmak yerine, insanlarımızı birbirine düşürdü, kutuplaştırdı, bazı kesimleri düşmanlaştırdı…

Devleti yönetenler bazen milliyetçileri, bazen solcuları, bazen Kürtleri, bazen Alevileri, bazen muhafazakar dindarları, bazen de seküler kesimi düşmanlaştırdı, eziyet etti… Demokrasiyi geliştirmek yerine sekteye uğrattı, laikliği güçlendirmek yerine, dar bir kalıba sığdırarak baskı aracı haline getirdi, adaleti tüm vatandaşlar için güvenilir bir liman haline getirmek yerine, farklı düşünen, farklı yaşam tarzına sahip olanların üzerine sallanan balyoza dönüştürdü…

Türkiye; hukukun üstünlüğünü esas almış, demokrasiyi güçlendirmiş, laikliği içselleştirmiş, halkın huzur ve refah içinde yaşadığı bir ülke olmayı fazlasıyla hak ediyor…

Türkiye’mizi her yönüyle önder ülkeler arasına sokmak hepimizin asli görevidir…

Bugün 29 Ekim 2022…

Bugün Cumhuriyet’imizin 99. yıldönümü…

Türkiye, 60’a yakın Türk ve İslam ülkesi arasında tüm yanlışlıklarına ve eksikliklerine rağmen demokrasi/laiklik/hukukun üstünlüğüne sahip tek ülkedir.

Demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğü çok büyük bir hazinedir.

Bu hazinenin değerini bilelim…

Ancak bu hazinenin farkında olmayanlar, farkında olup da düşmanlık besleyenler, eski kölelik sistemine özlem duyanlar var…

Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü özden anlamayan, onu tanrılaştırmaya çalışanlar, şekilciler, bu yanlışlarıyla Atatürk’e büyük zarar verenler var…

Bakın Atatürk, 1933 yılında düzenlenen Cumhuriyet Bayramı’nın açılış konuşmasında onlara nasıl sesleniyor?

“Ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.”

Cumhuriyet’imizi, gelişmiş bir demokrasi, laiklik ve adalet sistemi ile taçlandırmamız şart…

Cumhuriyet’imizi, demokrasimizi gözümüz gibi korumamız lazım.

Cumhuriyet’imiz ilelebet payidar olsun. Barış içinde, huzurlu, refah içinde yaşamak için hepimize büyük görevler, sorumluluklar düşüyor.

Cumhuriyet’imizin 99. yılı kutlu olsun.

Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ve yol arkadaşlarını, cennet vatanımızın bağımsızlığı için canlarını veren şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum…

Ruhları şad olsun…

Yaşasın Cumhuriyet’imiz…

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.