Ak Parti konusunda 2002 yılından beri yazdığım yazıları gözden geçiriyorum. Ne kadar farklı yorumlarda bulunmuşum. Değişen ben miyim yoksa Ak

Tarladaki izlerin çok derin olduğu Türkiye’de bize en uygun sistem Başkanlık sistemidir. Ama bu sisteme geçilmesi imkansız gözüküyor. Neden? Türkiye’de

Türkiye’nin dünyada güç unsuru olabilmesi nelere bağlı? AK Parti başkanlık sistemi savaşını kazanacak mı? Ekonomi nasıl olacak? Türk siyasetinde durumu

Suriye’de durum sanıldığından daha vahim. Çıkış çok zor olacak. Televizyon kanallarında gazeteciler uluslararası ilişkiler uzmanlarından görüş alıyor. Ağırlık Birleşmiş Milletlerin

Türkiye’de yeni Anayasa tartışmaları artarak devam edeceğe benziyor. Yeni anayasayla ilgili düzenlenen toplantılar, yapılan açıklamalarsa çok dikkat çekici. Farklı niyetleri

Eğer bu soru gelişmiş demokrasiler için sorulsaydı cevap çok kolay olurdu. Gelişmiş demokrasilerde ya iki büyük parti var yada iki

Türkiye yeni anayasasını tartışıyor. İktidar güçlü mü olacak? Güçsüz mü? Bilerek veya bilmeyerek Türkiye yanlış bir istikamete mi sürükleniyor? 2012’de

Merhum Turgut Özal’ı bağrına basan Türk halkı şimdi de Recep Tayyip Erdoğan’ın neden bu kadar çok seviyor? Bunun sebebini anlayabilmek

MANŞET SENYÖRLERİ YENİDEN PUSUDA MI? Son 20 yılda manşetler vurucu bir lazer silahı gibi kullanıldı. Liderler yıpratıldı. Ekonomik ve siyasal

İstanbul’a üçüncü köprü neden hala bir proje olarak masa üstünde duruyor? Kanal İstanbul, Çanakkale hızlı tren ve köprü projesi neden

İstanbul. 23 Ocak 2012. Tüm Türk medyasında 5 kuvvetinde bir kasırga esiyor. Televizyon kanallarına bakıyorum: her konuşmacı Fransa’ya bir tekme

Fransa bizi üzdü. Cevap ne olmalı? Fransa’nın canını biz de mi acıtalım? Yoksa onurumuzu zedeleyen bu durumu bir fırsata çevirip

Sayın Başbakan, Soğuk kanlılıkla bu savaşı kazanacağımıza kesinlikle eminiz. Soğuk kanlılığın birinci basamağı da Fransızları iyi tanımaktan geçiyor. Sizin yıllardır

Türkiye’nin aşması gereken geçmişten gelen sorunları var. 1000 yıldır tarihini paylaştığımız Avrupa ise türbülans içinde. Sorun ekonomi biliminin klasik bir

Işıklandırılmış yüzbinlerce kristal parçası üzerinde adeta kayıyoruz. Bulutsuz bir gecede Avrupa üzerinde uçarken doyumsuz bir keyif. Her seferinde aynı heyecanı

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kamuoyu araştırmalarında sosyalist lider François Hollande Sarkozy’e yirmi puan fark atıyor. Hollande gelirse Türk-Fransız ilişkileri düzelir mi?

17 Eylül’de “Wall Street’i işgal edelim” sloganıyla başlayan eylemler aşama aşama bütün Amerika’ya yayılıyor ve Atlantik Okyanusundan Pasifik’e, Kuzey’inden Güney’ine

Ortak para birimi Euro, AB için müthiş bir vizyon. Ama aynı bir ailede olduğu gibi fertlerin aynı idealde ve çalışkanlıkta

12 Haziran 2011 seçimleri batılı bir çok siyasi lideri kıskandıracak türden. Amerika Birleşik Devletlerinde Başkan dört yıl için seçiliyor ve

Dörtlü bir plebisit: 2011 seçim kampanyasından her halde geriye bu kalacak. Kampanya boyunca parti liderleri seçmenlere hitap etmiyor. Her biri

Türk siyasal sistemi 2011 seçimleri öncesinde dev bir tasfiye olayı yaşadı. Partiler büyük ölçüde yenilenmiş adaylarla seçime gidiyorlar. Bu tasfiye

Prof Dr. Bener Karakartal Açıklıyor Yirmi sene arayla iki dev ihtilal dalgası dünya tarihini değiştirdi. Türkiye’nin kuzeyinde Sovyetler Birliği İmparatorluğu

Türkiye seçime gidiyor. Erdoğan’ın kafasında seçim sonrası Türkiye var. 2023’ü hedefliyor ve bunun için “başkanlık takımını” kuruyor. Fakat dünya statik

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Bener Karakartal analiz ediyor: Medya’da fırtına devam ediyor. Gazeteciler çeşitli şehirlerde protesto