Dünyada belki de sadece Türkmenistan’da kutlanan “At Bayramı” için atavatandayım birkaç gündür. Bu konuyu yazacağım. Ama bu yazımda başkent Aşgabat’taki değişim ve bizim TOKİ’nin alması gereken dersler üzerinde durmak istiyorum.
Atavatan Türkmenistan’ın başkenti Aşgabat’ı her gelişimde bir başka güzel görüyorum. Gerçekten yıllar öncesinin çölü andıran o geri kalmış kenti gitmiş, yerine geniş caddeler ve bulvarlar, muhteşem meydanlar, yeşil cenneti andıran harika parklar ve sanat şaheserini andıran binalar gelmiş.
Üstelik bu çalışmalar devam ediyor. Aşgabat sanki bir şantiye alanı. Sürekli yeni yollar, binalar, parklar yapılıyor. Konut ve devlet dairesi olarak kullanılan binalar yüksek ama insana rahatsızlık vermiyor. Aksine caddelerde gezerken ferahlık duygusu yaşıyorsunuz. Çünkü binalar yolların hemen dibinde değil, geniş kaldırımların epey uzağında ve yeşillikler arasında inşa edilmiş. Binalar da birbirine epey uzaklıkta yapılmış.
Daha sonra detaylı olarak anlatacağım Türkmenistan’ı. Ama şimdilik sadece şunu belirtmek isterim. Bizim Toplu Konut İdaremiz (TOKİ) var ya. Yöneticiler mutlaka Aşgabat’a gelmeli ve çadaş şehir nasıl yapılırmış, binalar nasıl inşa edilirmiş görmeli. TOKİ yöneticileri,öyle iç içe, plansız, hesapsız kitapsız şehircilikten uzak neler yapılıyormuş görmeliler…