Bu sofracık efendiler yutulmaya hazır.
Huzurunuzda titreyen şu milletin hayatıdır.
Şu milletin ki can çekişir, şu millet ki acılıdır.
Fakat çekinmeyin yiyin, yutun hapır hapır.
Yiyin efendiler yiyin; bu iştah sofrası sizin;
doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Ünlü şair Tevfik Fikret 1912 yılında yazmış olduğu Han-ı Yağma (Yağma Sofrası) adlı şiirinin yukarıda ki dizelerinde; ülkenin başındakilere böyle sesleniyor. Daha doğrusu böyle haykırıyor… O zamandan bu zamana yol güzergâhında değişen hiçbir şey yok… Çark yine bildiği gibi dönüyor, devran yine ayni devran!…

Bugüne gelelim…

Bir sene kadar önce Küresel 3M firması ABD’den seslendi…

Hem de dünya alem önünde.

“Türkiye’de bazı kamu kuruluşlarına (belediyelere) malımı pahalıya satmak ve ihale almak için okkalı rüşvetler dağıttım!” dedi…

İddia ettiğine göre toplam 1,2 milyon dolar gibi korkunç bir para…

Basın o tarihlerde günlerdir yazdı.

Tabi yandaş basın değil.

Ülkede kimsenin kılı kıpırdamadı ve sen ne diyorsun kimi suçluyorsun diye çıkıp firmaya bunu sorabilecek bir babayiğit(!) ortaya çıkamadı!

3M Türkiye’de rüşvet dağıttım diye deyim yerinde ise bas bas bağırdı…

Bizim taraf. yani AKP iktidarı sustu! Göstermelik bir soruşturma açıldı.

Aradan bir yıl geçti soruşturma sonucundan tık yok!

Yetkililerden, ülkeyi yönetenlerden kimse çıkıp ortaya 3M yetkililerine diyemiyor ki: Ya da diyemedi ki;

“Rüşveti kimlere, hangi kamu kuruluşu ve belediye başkanlarına ve adam başı kaç lira verdin tek tek say ve açıkla” diye soramadı ve hala soramıyor…

Kim soramıyor?..

“Yolsuzluğun damarına girdiğini” kamuoyu önünde yıllar önce Başbakanlarının ağzından açıklayan Allah korkusu taşıdıklarını iddia eden, namazında, niyazındaki AKP hükümeti yetkilileri(!)

Asrın soygunu, yüzyılın bağış yolsuzluğu “Deniz Feneri Faciası“; tüm çıplaklığıyla kamuoyu önünde…

Fakir fukaraya dağıtacağız diye saf ve temiz vatandaşlardan toplanan milyonlarca Euro buharlaşıp, kimilerine villaların, gemiciklerin, lüks arabaların kapısını açtığı ve kimi partilerin kurulmasında büyük finans kaynağı oluşturduğu iddiaları toplumda yerleşik kanaat haline gelmişken; soygunun saptanmasından bu yana aradan 4 yıl geçmiş, sağduyulu vicdanlar isyan halinde, ne yazık ki hâlâ Türkiye’de “beklenen adaletten” ses yok.

“Bağımlı yargı” kuruluşu HSYK, aldığı akıl almaz “acil(!)” kararlarla; toplumun isyanına kulak tıkayarak, açılan davayı yürütmekte olan Deniz Feneri Savcıları’nı görevden alıyor ve gerçek adaletin önünü göz göre göre kapatmaya çalışıyor.

Bu soygunun belli olan ve gizlenen gerçek soyguncuları ortaya çıkana ve hak ettikleri cezaya çarpılana kadar; Türk basının gerçek vatanseverleri, dürüst köşe yazarları, sürekli bu olayı köşelerine taşımayı bir vatanseverlik borcu olarak görmeli ve ona göre tepki savaşında AYDINLIK‘ ın yürekli kalemleri gibi “demirbaş vatansever” olarak yerlerini almalıdırlar..

Bugün yolsuzluklardan arınmış(!)

Her şeyi ile “ak(!)”.

Hiçbir belediyesinde yolsuzluk olmayan(!)

Hiçbir belediyesinde müteahhitlerden deste deste paralar alınıp masaların üzerine dizilmeyen(!)

Ak pak bir Türkiye’de yaşıyoruz(!)

Şükürler olsun(!)

Bir ay önce basında çıkan bir haber:

“Çin’de iki belediye başkan yardımcısı, rüşvet aldıkları için idam edildi…”

Yoruma ve başka söze gerek var mı?..

Bizde yapana sessizlik, Çin’de idam…

Hırsızlığa, soyguna göz yumuyor ve faillerine bile bile arka çıkıyorsan; isterse bin rekat namaz kıl, senin bu halinle hiçbir zaman gerçek Müslümanlıkla alakan yok… Her kimsen bilesin!!!..

Geçen yazımızda belirtmiştik bir kez daha anımsatalım.

Kimilerinin kulağına küpe olsun diye…

” Bir kimse ile münasebete girmek için, kendisinin ibadetine (namazına niyazına) bakmayın! Dirhem ve dinar (par pul) ile münasebetine bakın!…” Hz Muhammed

Kişi eğer kaynağı şüpheli servetler elde etmiş ve etmeye (kenze) devam ediyorsa ve de bunu Kur’an ayetlerinin buyurduğu gibi infak etmiyorsa, yani dağıtmıyorsa, yolsuzluklara sebep olanları, hırsızları, soyguncuları himaye ediyor, onlarla birlikte hareket ediyorsa, istediği kadar namaz kılsın, oruç tutsun, Hac’ca gitsin boşunadır…

Belki insanların bir kısmını aldatabilir ama Allah’ı asla!…

BURHAN ÖZBEY