Sarıgül CHP’ye geri dönmüyor. Olay farklı. Gerçek ne? Sarıgül CHP ile bir “koalisyon” da buluşuyor.
Her ne kadar Sarıgül’ün bir CHP geçmişi varsa da şimdi artık durum çok farklı. Çünkü Sarıgül siyasette uzaydaki bir kuyruklu yıldız misali çok mesafe katetti. O artık siyasi bir “fenomen”. Tıpkı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi.
Erdoğan ne kadar AK Partinin üzerindeyse Sarıgül’de o kadar CHP’nin üzerinde olacak. İki liderin de kumaşları aynı türden: “liderlik” kumaşı.
İkisininde benzerlikleri burada bitmiyor. Hatta burada başlıyor. Sarıgül soldan geliyor. Ama o artık “merkez”de. Tıpkı Erdoğan’ın sağdan gelip “merkez” de yerleştiği gibi. İkisi de 2013 dünyasında yaşıyor. Yaşadıkları dönemle barışıklar.
SARIGÜL KOŞUYOR
Bu koşu sanal değil. Fiziki anlamda bir koşu. Gerçekleşen kilometrelerle ölçülebilir.
İstanbul’un ekabir semti Nişantaş’ın da Vali Konağı Caddesinde özel güvenliği olan Vali Konağı Plaza da oturuyorum. Yılda çok kez Sarıgül buraya uğruyor. Çünkü ilçe Belediye Başkanımız. Ama Şişli ilçesinde çok mütevazi gece kondular da var. Oraya da çok sık uğruyor ve oranın halkıyla camide buluşuyor.
Yıllarca çok yakın dostum olan Sakıp Sabancı’ya gittiğim zamanlarda onun da orada bulunduğunu görüyordum. Tıpkı Karadenizlilerin sevgili lideri dostum İbrahim Cevahir’e gittiğimde Sarıgül’ü orada da gördüğüm gibi. Hep aynı tevazu ve aynı mütebessim gülüş. Halkla da, fakir fukarayla da, Türkiye’nin dolar milyarderlerinin öbeklendiği Şişli’de bu milyarderlerle beraber olduğu hergün gibi.
SARIGÜL İCRAATCI
Şişli’de bir Nişantaşı mucizesi yaşandıysa bu Sarıgül’ün eseri. Yılbaşı kutlamalarını Taksim’den “kaptı” ve Nişantaş’ına taşıdı. Bütün Türkiye son birkaç yıldır Yılbaşına Nişantaş’ından giriyor. Abdi İpekçi Sokağını boydan boya geçen “kırmızı halı” çağdaş Türkiye’nin sembolü olarak uluslararası üne kavuştu. Dünyanın en ünlü markalarının yan yana geldiği Abdi İpekçi sokağı Sarıgül’ün imzasını taşıyor.
Abdi İpekçi sokağında asistanımla yürüyorum. Karşı kaldırımda Sarıgül yürüyor. Bakıyorum, Sarıgül karşıya geçmiş. Elimi sıkıyor. “Nasılsınız”? diyor. Ama bunu televizyon programları yapan bir Profesör olduğum için yalnız bana yapmıyor. Yıllardır Şişli’nin en mütevazi semtlerindeki mütevazi insanlara da aynı şekilde davranıyor. Bu Sarıgül’ün sırrı. Nasıl başarıyor? Çok basit. Çok koşuyor. çok çalışıyor. Az uyuyor. Sahayı işgal ediyor. Kendi deyimiyle “yüzde yüzü kucaklıyor”.
SARIGÜL’ÜN AK PARTİ İLE İLİŞKİLERİ ÇOK İYİYDİ.
Gözümle gördüğüm için biliyorum: Sarıgül’ün AK Parti ile ilişkileri İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a “Kadir abi” diyecek kadar sımsıcaktı. Hatta 2010 yılında yazdığım “Sarıgül AK Partinin sol kanadı gibi” başlıklı yazımda ifade ettiğim gibi. Bu yazımda Başbakan Erdoğan ile Sarıgül arasında inanılmaz bir sinerji olduğunu söylüyordum. Eğer AK Parti Sarıgül’ü kucaklasaydı oyları belki yüzde 70’leri yakalardı. Siyasetin ötesinde bu durum Türk ekonomisini zirvelere taşırdı. Avrupa Birliği ile ilişkiler çözüme kavuşur, Türkiye’ye yabancı sermaye çok daha yoğun olarak gelir, mega projeler, üçüncü köprü, Çanakkale köprüsü çok daha hızlı biçimde gerçekleşme yoluna girerdi. Ama olmadı. Neden?
AK PARTİ İLE SARIGÜL’ÜN YOLLARI ŞİŞLİ’NİN BÖLÜNMESİYLE AYRILDI
Türkiye’nin en zengin ilçesinin en zengin semtleri Sarıgül’den alındı. Şişli ikiye bölündü. Lider kumaşındaki bir politikacı için bu tahammül edilmez bir durumdu. Sarıgül’ün AK Parti’den uzaklaşma süreci başladı.
Neden böyle oldu? Başbakan Erdoğan tarihi bir lider. Türkiye için bir şans. Bunu yıllardır ifade ediyorum. Ama maalesef AK Parti sonuçta “bir parti”. Partilerde rastlanılan bir virüs burada da var: partiye büyük ufuklar açacak büyük yeteneklerin liderle buluşmasını liderin etrafındaki yakın daireler engelliyor. Bu böyle olmasaydı Erdoğan’ın büyük karizmasına rağmen Avrupa Birliği ile ilişkiler bu kadar bunalıma girer miydi? İcraatı zayıf ama laf üretme becerisi yüksek kişiler dün Özal’ın yolunu yokuşa sürdüler. Bugün benzer hastalıklar sonucu olan gelişmeler acaba Sarıgül’ün Ak Parti’den uzaklaşmasında rol oynamadı mı? AK Parti’yi yüzde 70’lere taşıyacak bir oy potansiyeli fırsatı kimler yüzünden neden kaçtı?
CHP- SARIGÜL KOALİSYONU YÜRÜR MÜ?
CHP zor bir parti. 1920’lerde, 30’larda, 40’larda yaşıyor. İşin en ilginç tarafı parti içi fraksiyonlarının her birinin bu 10 yıllık dilimlerden farklı birini referans almaları. Bu nedenle kendi aralarında kıyasıya çarpışıyorlar ve parti içi iktidar mücadelesi veriyorlar. Bunların bir çoğu için CHP’nin iktidara gelmesi önemli değil. Onlar için millet vekili seçilmek fazlasıyla yeterli.
Ya Mustafa Sarıgül? O hangi zaman diliminde yaşıyor?
Onun galaksisi farklı: 21.yüzyıl. İnançlı, çağdaş, sol kökenli ama merkezde “yüzde yüzü kucaklamayı” hedefleyen bir hırsla yola çıkıyor. Hırçın CHP örgütünü etkileyip kendi dünya görüşü etrafında kenetleyebilecek mi? Sarıgül’ün savaşı şimdi başlıyor.
PROF.DR. BENER KARAKARTAL
