Başbakan bu tuzağa düşmemeli - Haber 1Haber 1

Başbakan bu tuzağa düşmemeli

18 Temmuz 2013 - 7:33

ABONE OL

“Gezi” fırtınası Mayıs-Haziran’da Türkiye’de gündemi oluşturdu. Hemen arkasından Temmuz’da da Mısır. Bu bir tesadüf mü?

Bir siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler Profesörü olarak benim derin şüphelerim var.

Şimdi Türkiye’de ve Mısır’da ne olacak? Benim bugünkü konum Türkiye.

TÜRKİYE’YE DEĞİŞİK BOYUTTA İKİ TUZAK KURULDU.

Tuzaklardan birincisi tuzağın küçüğü: bu noktada hedef Türk turizminin “altın üçgen”iydi. Barbaros bulvarından başlayıp, Dolmabahçe ve Nişantaş’ından geçip, Talimhane ve Tünel’e uzayan içine Taksim’i alan saha Türk turizminin altın üçgenidir. Türkiye’nin içlerinde uluslararası kongrelerinde yapıldığı dünyaca ünlü yedi yıldızlı otellerin en önemlileri bu altın üçgen içinde yer alır. Bu bölgede ayrıca çok sayıda orta büyüklükte lüks tesiste bulunmaktadır. Uluslararası basının yerleşim alanı da buradadır.

Neredeyse iki ay boyunca olaylar bu bölgeyi duman altında bıraktı. Yaşanmaz hale getirdi. Turizm mevsimi öncesinde bu Türk turizmine sıkılan bir kurşun gibiydi. Dünya medyası yirmi dört saat duman altında kalan adeta yaşanmaz bir İstanbul’u non-stop turizm mevsimi öncesi dünya kamuoyuna servis etti. Bu Türkiye’ye kurulan hain bir tuzaktı.

ESAS TUZAK ÇOK DAHA ÖNEMLİ VE ÇOK DAHA DERİN

Türk turizminin altın üçgenine yönelen bu tuzak Türkiye’ye kurulan daha büyük bir tuzağı maskeliyor. Bu tuzak nedir?

Mayıs ayı öncesini hatırlayalım. Türkiye, Türkiye’nin lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti, Borsa İstanbul, Türk Ekonomisi ve İhracatı tarihlerinin en parlak dönemini yaşıyordu. Türkiye kendi rekorlarını peşpeşe kırıyordu. Dünyada bir numara olan ABD’nin Başkanı Obama Başbakan Erdoğan’ı Beyaz Saray’da müthiş bir şekilde A protokolü ile ağırlıyordu. İstanbul borsası dünyada gelişimi ile zirveye koşuyordu. Türkiye hızlı trenlerden, nükleer enerjiden, üçüncü köprü,üçüncü havaalanı, kanal İstanbul, marmararay, boğaz altında ikinci geçiş, uzay sanayi,başkanlık sistemi, çözüm sürecinden bahsediyordu. Başbakan mutluydu, huzurluydu ve Türkiye kendisinden, ülkesinden gurur duyuyordu.

Şimdi tablo ne? Bölünmüş, kamplara ayrılmış bir Türkiye, “gezi”ye sarılmış bir CHP, soğukkanlılığını kaybetmiş bir MHP ve hepsinden daha önemlisi öfkeli bir Başbakan.

Türkiye’nin kalbine sıkılmış bir kurşun. Esas tuzak bu. İçerde herkesle kavga eden bir iktidar. Dışarda herkese öfkeyle bakan bir yönetim. Yalnızlaştırılmak istenen bir Türkiye. Mursi ile, Mısır’la, İran’la karşılaştırılan bir Türkiye. Batının medyasında yeni Türkiye, yeni Erdoğan böyle yer alıyor.

Tuzağı kuranların akıllı olduğunu itiraf etmek gerek. Başbakan’ın Karadeniz’li ve öfkeli olduğunu biliyorlar. Vizyonu, dehası, çalışkanlığı son yirmi yılda yüz kere ıspatlanmış olan devlet adamı Erdoğan imajını şimdi öfkeli, sinirli,kavgacı dünyadan kopuk ve herkese sataşan bir Başbakan imajı ile değiştirmek istiyorlar.

Türkiye bu tuzağa düşmemeli. Nasıl mı? Gayet basit: bundan birkaç ay önceki konuları gündeme getirerek. O günkü üsluba geri dönerek. Soğukkanlılıkla, siyasi istikrar içinde, mega projeleri ve başkanlık sistemini tartışarak. Türkiye’nin Başbakan Erdoğan’dan beklediği bugün bu.

PROF.DR. BENER KARAKARTAL

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.