CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ: BİR GLADYATÖRLER SAVAŞI - Haber 1Haber 1

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ: BİR GLADYATÖRLER SAVAŞI

08 Temmuz 2014 - 11:22

ABONE OL

Seçimleri seçim makinaları kazanır.Seçimler profesyonelce bir iş.Hele Cumhurbaşkanlığı seçimleri bugünkü Türkiye’de inanılmaz önemli bir iş. Amatörlüğe terkedilmemeli.

Erdoğan bir uzun yol gladyatörü.Uzaklardan geliyor. Tam bir seçim makinası.Seçimler konusunda fazlası var eksiği yok.1994 Belediye Başkanlığı seçimlerinde Anap’lı İlhan Kesici ve CHP’li Zülfü Livaneli’yi tuşa getirdi. Yirmi yıldır hiç seçim kaybetmedi. O arenada ayakta kalan çok tecrübeli bir gladyatör. Girdiği savaşlarda aldığı bütün yaralara rağmen hep ayağa kalkmayı başardı. Belediye Başkanıyken görevden alındı hapse atıldı. Başbakanlığında Cumhuriyet mitinglerine, vesayet darbelerine göğüs gerdi. Ayakta kaldı.Gezi olayları, 17-25 Aralık süreci onu yıkamadı.

Orduyu, cemaati, yazılı ve görsel basını denetim altına aldı. Ve bütün bunları tek başına yaptı. Büyük örgütü o başkumandanken coştu. Örgütü hep gözünün içine baktı. AK Parti bir Recep Tayyip Erdoğan olayıdır. Erdoğan’da uzun yol koşucusu bir gladyatör.

MUHALEFET ADAY SEÇİMİNDE YANLIŞ MI YAPTI?

CHP ve MHP, Ekmeleddin İhsanoğlu konusunda neden fikir birliğine vardılar? Basit:hesap matematikti.

Eğer CHP ve MHP kendi adaylarını öne sürselerdi ne olacaktı? Birincisi yüzde 25 ikincisi yüzde 15 oy alacaktı. Güney doğu adayının yüzde 7-8 oy aldığı düşünülürse bir ihtimalle Erdoğan ilk turda kazanamayabilirdi.Ama sorun ikinci turda ortaya çıkacaktı. İkinci turda seçimlere en fazla oy alan iki aday katılacağından bu adaylar Erdoğan ve CHP adayı olacaktı. Bu ikinci turda CHP’li adaya MHP’liler ve güney doğulular tüm oylarını verecekler miydi? Şüpheli. Eğer birinci turda seçilemezse Erdoğan ikinci turda kesin seçilecekti. Bu nedenle Kılıçdaroğlu ve Bahçeli adaylarını partilerinin dışından seçtiler. Ümitleri: Erdoğan’ı birinci yahut ikinci turda yenmekti.

Bu noktadan hareket edince aday tercihlerini “bir anti-Erdoğan” profili üzerine kurdular: Erdoğan’ın çevresinden gelen ama son zamanlarda Erdoğan’la arası açılan,Müslüman fakat laik devlete ve Kemalist ideolojiye saygılı, eşi başı açık bir aday.Profesör, şaibesiz, batı ve doğu dünyasında tanınan, ağır başlılığı, efendiliği, kibarlığı herkes tarafından kabul edilen bir şahsiyet.Aday takdimi töreninde Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin memnuniyeti yüzlerinden okunuyordu. Seçimlerini bir özgeçmiş, bir CV üzerinden yapmışlardı. Tercihleri mükemmeldi ama bir eksiğiyle: söz konusu olan bir kişiyi işe almak değil arenada bir gladyatör olarak süper gladyatör Erdoğan karşısına çıkartmaktı. İşte belki yanlış buradan başladı.

İHSANOĞLU MAÇA 3-0 KAYIPLA BAŞLIYOR

Seçimleri seçim makinaları kazanır. Seçim makinasının önce lider olması lazım. İhsanoğlu siyasi bir lider değil. Liderin karizmatik olması lazım. İhsanoğlu karizmatikte değil. Adayın arkasında süper bir örgüt olması lazım.

İhsanoğlu’nda bu da yok. CHP örgütü baştan fire verdi. Özet: İhsanoğlu maça 3-0 mağlup başlıyor.

Buna rağmen kazanabilir mi? Teorik olarak evet: Erdoğan’ı çok sevmeyen var. Erdoğan’ı sevmeyenler hangi noktada buluşuyorlarsa İhsanoğlu o noktada beyanat veriyor.Anıtkabir’i askeri törenle ziyaret, Başkanlık sistemine karşı kesin tavır alış, partilere mesafeli apolitik düşük profilli bir Cumhurbaşkanlığı modeli, şaibesiz bir kişilik, bütün bunlar Erdoğan’a karşı olanları memnun ediyor.

BÜTÜN BUNLAR YETERLİ Mİ?

Yol boyunca hem yöntem hem içerik açısından büyük engeller gözüküyor. Birinci sorun: muhalefetin adayı koşuya çok geçbaşladı. Bir aylık bir süre içinde rötarı yakalamak bir mucize gerektiriyor.

Bir diğer nokta: cılız propaganda. STK Başkanlarıyla, kanaat önderleriyle ayak üstü görüşmeler bir vitrin düzenlemesini andırıyor.Vitrinin ötesinde mağazanın içi boş.Seçmenlere bu kısa süre içinde bu yöntemle ulaşmak hayal gözüküyor.

Ve esas mesele: seçmen ne istiyor? Seçmen doğru dürüst çalışan bir ekonomi istiyor.Sağlam bankalar, başarılı şirketler, inişte olmayan borsa, istikrarlı bir Türk lirası talep ediyor. 2014’deyiz. Herkes artık biraz ekonomist. Gözler televizyonlarda borsa programlarında. Sıradaki vatandaş bile yukarıdaki değişkenlerin büyüme ile, istihdam ile, refah ile birlikte geliştiğini biliyor. Mega projelerin, havaalanlarının, duble yolların,nükleer enerjinin herkesin cebindeki parayı arttıracağına Türk seçmeni inanıyor.

Bunu daha iyi kim yapabilir? 12 yıldır Başbakan olan Erdoğan Türkiye’yi bu parlak ekonomik noktaya taşıdı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun sırtında ise büyük bir negatif miras var: 2002 seçimlerinden önce Türkiye büyük bir ekonomik çöküntü yaşamıştı. Bu çöküntünün mimarları ise bugün kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösteren siyasi güçler. Özet: İhsanoğlu’nun işi çok zor.

PROF. DR. BENER KARAKARTAL

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.