İyi haber ve kötü haber! - Haber 1Haber 1

İyi haber ve kötü haber!

22 Aralık 2012 - 12:24

ABONE OL

Bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce iyi haberi verelim: 18 Aralık 2012’de Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması, Türkiye’nin tarihinde çok önemli bir dönüm noktası. Ama gelin görün ki, böyle tarihi bir günde ODTÜ öğrencileri üniversiteye yakışmayan sevimsiz bir eylem yaptılar ve bu yüzden nahoş olaylar yaşandı. İşte bu da kötü haber.

Öncelikle bir konunun altını çizmekte fayda var: Öğrencilerin coplanması, biber gazına maruz kalması ve bazılarının ciddi derecede yaralanması elbette üzücü bir durum. Ancak ÖDTÜ rektörünün ve bazı öğretim üyelerinin bu olayla ilgili takındığı tavır çok daha üzücü.

ODTÜ Rektörlüğü, üniversitede yaşanan polis saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, “yerleşkemizde yaşanan şiddeti kınıyoruz” demiş. Bu da yetmezmiş gibi, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi olarak, dün yerleşkemizde yaşanan şiddeti kınıyoruz. ODTÜ’nün ve ülkemizin bir an önce şiddetten arınması için öncelikle güvenlik kuvvetlerinin dikkatli davranmasını bekliyoruz. Polisin, protesto hakkını kullanmak isteyen öğrencilere karşı şiddet kullanmaktan kaçınmasının, güvenlik tedbiri alırken olaylarla ilgisi olmayan öğrencilerin ve çalışanların yaşadıkları büyük olumsuzluklara karşı duyarlı olmasının önemini ve gereğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Kalasları, çöp bidonlarını ve hatta yol kenarlarındaki trafik işaretlerini koparıp yolda barikat kurmak, bunları ateşe vermek nasıl bir eylem yöntemidir? Polisin duyarlı olmasını isteyen rektöre sormak istiyorum: Üniversiteyi savaş alanına çeviren öğrencilerin hiç mi suçu yok? Bu olayların yaşanmaması için önlem almak da rektörlüğün görev alanına girmez mi? Olaya sebep olanlar arasında öğrenci olmayanlar bile var. Bunlar üniversite bahçesine nasıl girdi?

Keşke polisi ve hükümeti eleştireceklerine, biraz da kendilerini eleştirselerdi ve şöyle sorsalardı mesela: “Biz nerede hata yaptık?”

Ve sorulması gereken asıl soru şu: Bu güzide üniversitenin öğrencileri nasıl oluyor da ülkemizin iftihar kaynağı olması gereken önemli bir başarıyı alkışlamak yerine, böylesine vandalca bir saldırıya geçiyorlar?

Bunların yetişmesinde etkisi olan hocalar başkalarını suçlayacakları yerde, kendilerini de özeleştiriye tabi tutmaları gerekmez miydi?

Şunu kabul edelim ki, Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılması, Türkiye’ye çağ atlatmıştır. Son yıllarda hükümetin bilim ve teknolojiye daha fazla bütçeler ayırması, kısa zamanda sonuç vermiş ve ümitlerimizi yeşertmiştir. GÖKTÜRK-2 Uydusu, TÜBİTAK kaynaklarıyla gerçekleştirilen ilk Milli yer gözlem uydusu olarak Türkiye’yi dünyanın sayılı ülkelerinden biri yapmıştır.

GÖKTÜRK-2 Projesi kapsamında; uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkân ve kabiliyetlerle karşılanacağı anlamına gelmektedir. Böylesine güzel bir gelişmenin sevincini milletçe paylaşmamız gereken bir günde yaşanan olayların tesadüf olduğunu sanmıyorum. Zira 18 Aralık tarihi, dostlarımızın sevindiği, düşmanlarımızın kahrolduğu bir gündür. Bu eylemleri yapan ve onların safında yer alanların kime hizmet ettikleri ise gün gibi ortadadır.

Kemal ÇİFTÇİ
k.ciftci@gmail.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.