Konuş!…
Konuş be adam!
İşine gelen her konuda konuşursun!
Hem de ne konuşmalar…
Kelimeleri volkan gibi patlatırsın…
Saldırırsın!..
Senden olmayanlara
sözlerle ok gibi saplarsını!
Şimdi konuşmuyorsun…
Konuşmak değil
ağzını bile açmıyorsun..
Tek kelime söylemiyorsun…
Söyleyemiyorsun…
Konuşsana be adam!..
İşine gelmedi tabi…
Ne konuşacak ve
kimleri savunacaksın ki?
Her şey ayan beyan ortada…
Çünkü onlar senin takımından…
Nasıl konuşabilirsin ki?
Temiz miydiler onlar?
Piri pak mıydılar?
“ak” mıydılar?
Elleri, yürekleri, ruhları
“kire pisliğe” bulaşmamıydı?..
Oysa onlar kire, pisliğe ve
boğazlarına kadar
bataklığa bulaşmışlardı…
Konuşmuyorsunuz…
Konuşamadınız zatı muhterem!..
Hiçbir zaman da
konuşamayacaksınız…
Çünkü onlar kiri size de,
sizlere de bulaştırdılar…
Bugün kir içindesiniz…
Onlar gibi…
Ondan ötürü konuşamıyorsunuz…
Evet ondan ötürü
ağzınızı açamıyorsunuz!..
Garip gurebanın ahından ötürü
kaçacak delik arıyorsunuz…
Ama kaçamayacaksınız…
Çünkü bu dünyanın
öbür dünyası da var…
Kaçamayacaksınız!
***
Sen de konuşsana be adam!
Marmara depreminde,
ölenleri, yaralananları,
evi barkı yıkılanları,
evladını, ana babasını,
yakınlarını kaybedenleri,
“7.4 yetmedi mi?”
diyerek fuhuşcu, kafir ilan ettin!
Peki bu depremde;
Van’da yıkılan minareler,
giden canlar, çöken binalarda mı,
“fuhuşcu kafir” olmaktan ötürüydü?
Hadi konuşsana be adam!
Konuşamazsın!
Açsana şu şom ağzını!
Çünkü sen “Dilli şeytansın!”
Din istismarcısı riyakâr birisin!
Temiz, dürüst,
gerçek inançlı saf insanlarımızın
beynine giren zehirli virüssün!
***
Bu yazı…
Her yerde her kürsüde,
anlamlı anlamsız konuşan;
bireylere, toplumun kesimlerine
sözleriyle saldıran,
ancak, kimi olaylar yaşandığında,
konuşması gerektiği halde,
ağzını açamayan,
süt dökmüş kediye dönen,
haktan adaletten,
din imandan söz edemeyen,
yani dini sömüremeyen,
işi vurdumduymazlığa dayandıran,
konumu ne olursa olsun,
üstüne alınan zatı muhteremler için
kaleme alınmıştır…
BURHAN ÖZBEY