Susuyorlar… Ülkenin gerçek aydınları ve vatanseverleri susuyor…
Yüreği vatan sevgisiyle dolu, Atatürk‘e ve cumhuriyete gönül vermişler susuyor… Aydınlar, laik demokratlar susuyor… Ülke için her zaman canımı ve kanımı vermeye hazırım diye orada burada coşanlar, konuşanlar ve şov yapanlar susuyor…
Yazarsam, söylersem, konuşursam başıma bir iş gelir, beni de “Ergenekoncu” diye belleyip Silivri‘ye gönderirler diye ürkenler korkanlar susuyor…
İşte ondan ötürü meydan birilerine kaldı…
İşte ondan ötürü bu güzelim vatan ve ülke akıbetini bekler duruma geldi…
***
İstenenler oldu ve olmaya devam ediyor…
Herkesi korkuttular… Susturdular.. Pasifize ettiler… Refüze ettiler…
Bundan sonra daha neler olacak?
Ne olacağını bekleyip göreceğiz…
Kimmiş bu ülke adına yıkıcı faaliyetler bulunanlar?.. Söylesinler!…
Kimlermiş, bombalarla, şuraya buraya gömülü silah ve mühimmatlarla darbe yapmaya çalışanlar ve Türkiye Cumhuriyetinin kökünü kazımaya çalışanlar…
Darbeciler…
Kimler darbeci?…
Neyi ve nasıl darbeleyecekler, bilmek, öğrenmek, gerekirse “vay canına!” demek istiyoruz ama bir türlü kim darbeci, kim boşu boşuna Silivri’de yatıyor bilmiyoruz ve öğrenemiyoruz…
Bildiğimiz, duyduğumuz… “aman ağzını açma, kalemini coşturma, sonra senin de işini bitirirler, tıkarlar içeriye…”
Güzel de, ne yaptık ta tıkılacağız?
Suçumuz ne olacak?
Bilmek, istemek, yazmak hakkımız olmaz mı?
Atatürkçü olduğumuz, cumhuriyete gönül verdiğimiz, laik demokrat yapıyı benimsediğimiz, iktidarı benimseyemediğimiz için mi “darbeci”, “vatan haini” olacağız…
Kim bilir belki de “Türkoğlu Türküm” diye onurlanmamız mı suç olur der siniz?
Yoksa “Ne mutlu Türküm diyene” diye coşmamız mı?
Beyler, hanımefendiler!…
Biz bu güzel vatanı susmak, vatansızlardan korkup çekinmek için sevmedik!
Susmayacağız ve susturamayacaklar!
Ne demiştik?
Bu vatan, bu topraklar Türk’lerin!
Bu ay yıldızlı bayrak Türk’lerin!
Bu dağlar, taşlar, ovalar, göller Türk’lerin!
Tarlalarında yetişen ürün, bahçelerinde açan çiçekler Türk’lerin
Ağaçlarında yetişen meyveler, dallarında öten kuşlar Türk’lerin!
Okullarında “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım…” diye haykıran çocuklar
Türk’lerin!
Sınır boylarında vatan koruyan askerler Türk’lerin!
Yurdu uğruna yaşamının baharında hain PKK kurşunları ya da mayınlarıyla şehit olan Mehmetçikler Türk’lerin!
Şehitlerin arkasından gözyaşı döken analar babalar Türk’lerin!
Şehitlerle birlikte hayalleri umutları sevdikleri ile kara toprağa gömülen genç kızlar, taze gelinler Türk’lerin!
Babasız kalan küçük yavrular Türk’lerin!
Nasıl demem ben Türkoğlu Türk’üm!
Nasıl demem!
Nasıl demem!
***
Susmayacağız dedik ya!..
Biz bu vatanı susmak için sevmedik!
Başka söze gerek var mı?
BURHAN ÖZBEY