EYVAH Kİ EYVAH!.. - Haber 1Haber 1

EYVAH Kİ EYVAH!..

30 Mart 2011 - 13:57

ABONE OL

Sevgili okurlar…

Okurlarımızdan,

yazdıklarımızdan ötürü övgüler alırken,

gocunanların da olduğunu görüyor

ve normal karşılıyoruz…

Özyapımız itibarıyla

dürüstlüğe, mertliğe, sözünde durmaya

fazlasıyla önem veren bir kişiyiz…

Devlette onurla yaptığımız

25 yıllık

müfettişlik/başmüfettişlik/teftiş kurulu Başkanlığı

görevimizi alnımız açık,

başımız dik olarak tamamladık…

Yaşamamız boyunca,

şerefsizle, namussuzla, üçkağıtçıyla

bilerek hiç işimiz

ve beraberliğimiz olmadı…

Ayni şekilde

basında geçen son 15 yılımız içerisinde de,

dürüstlüğümüzden, şerefimizden, haysiyetimizden

zerre kadar taviz vermedik…

Kimsenin yalakası, kulu kölesi

ve şerefsiz destekleyicisi olmadık…

Hiçbir gücün önünde meslek onurumuzdan

gram kadar ödün vermedik!..

Kimseye karşı göbek bağımız yok…

Kimseyi dolandırmadık…

Kimseden bir kuruşu borç almadık

ve üstüne yatmadık…

Tek bir vatandaşımızı aldatıp

maddi çıkarlar temin etmedik!..

Hiç kimse

bu köşenin yazarını,

yaşadığı kentte ve diğer erlerde

kumar oynarken,

barlarda sazlarda eğlenirken,

şunun bunun masalarında

alem yaparken

bir gün dahi görmemiştir…

Onura, haysiyete, şerefe

ve dürüstlüğe ait

bir nebze KİR ve KİRLİLİK

bu bedene ve ruha yapışmamış,

kenarından bile geçememiştir!..

Ne aldıysak, ne yediysek,

nerede gezmişsek,

hep ALIN TERİ paramızla olmuştur…

Birlikte çalışarak emekli olduğumuz

sevgili eşimiz ve iki yavrumuzla

gelirimiz ne kadarsa o kadar harcadık

ve ona uygun yaşam sürdük…

10 yılı aşkın süreyle

büyük bir kentin

yerel televizyonlarında

deprem programları başta

olmak üzere yaptığımız 1000(bin) i aşkın

canlı yayın söyleşi programlarında,

sevgili halkımızla ekranlarda

yıllarca birlikte olduk

ve on binlerle ifade edilecek

izleyicilerimizle,

adeta etle kemik gibi bütünleşerek

aynı kaderi paylaştık…

Onlardan her daim

sevgi saygı ve şahsımıza karşı güven gördük…

elan görmeye de devam ediyoruz…

Neden mi bu yazıyı

yazmak gereği duyduk?..

Dertleşmek ve boşalmak için…

Çünkü siz ne denli

iyi niyetli olursanız olun,

her şey düzgün, dürüst ve düzeyli gitmiyor…

çünkü yanınızda ve yanı başınızda

çirkinlikler, kötülükler, aldatmacalar,

namertlikler, şerefsizlikler,

toplum katmanlarında

yığın yığın önünüze geliyor…

Kimin doğru, kimin üçkağıtçı olduğunu

hemen anlayamıyorsunuz…

Peki kendinizi bu çirkef çukurundan

nasıl soyutlayabileceksiniz?

Nasıl KİRDEN, LEKEDEN

bedeninizi ve ruhunuzu uzak

tutabileceksiniz?

Böyle bir ortamda

göllerdeki nilüfer çiçekleri gibi

nadide, nadir ve güzel insanlarla

nasıl buluşabilecek ve

ruhunuzu nasıl rahatlatabileceksiniz?..

O halde…

Pisliğin, çamurun, batağın kenarında,

yaşam boyu burnunuzu tutarak

ve öğürerek yaşamaya tutsak mı

olacağız?

O güzel insanlar

başka diyarlara mı gittiler?

Yoksa onlar da

“Allah belasını versin bu dünyanın!” diyerek

karanlıklara ve kabuklarına mı çekildiler?

Dünyayı ve yaşamı,

tümüyle şerefsize, namussuza, alçağa,

üçkağıtçıya, din istismarcısına,

çirkin siyasetçiye, dolandırıcıya mı bırakarak

buraya kadar deyip

Pes mi ettiler?…

Öyleyse

Eyvah ki eyvah!..

BURHAN ÖZBEY

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.