Evet olmadı…
Hem de hiç olmadı…
Yoğun bakımda ki bir hastanın
özelini, duygularını,
şahsınız adına
reklam için kullandınız….
Sayın Başbakan!
Siyaset, koltuk ve makam
ne menem şeymiş ki,
kişinin ayaklarını yerden kesiyor.
Yoğun bakımda
yaşam mücadelesi veren,
İbrahim Tatlıses’in,
şahsınıza yönelik mesajını,
seçimde oy hesabıyla
reklam malzemesi
olarak kullandınız…
Tatlıses’in size ulaşan
aşağıdaki mesajını
televizyonda halkın huzurunda,
tek tek, kelime kelime
okudunuz…
“Partinizden aday olayım
veya olmayayım önemli değil.
Ben ve etrafımdaki dostlarım
sizin delikanlı tarafınızı seviyoruz.
Böyle bir başbakanımız hiç olmamıştı.
Başarılarınız hayırlı olsun.”
İnanıyoruz ki,
bir tek Allah’ın kulu,
partinizin militanları
ve AKP’den nemalananlar dışında,
Tatlıses’in mesajını,
yoğun bakımdayken,
ve kendisinin rızası dışında
kamuoyuna okumanızı
reklamınızı yapmaktan öte
başka amaca bağlamadı…
***
Davranışınızı
sosyologlara, psikologlara,
toplum bilimcilerine soralım,
sanmıyoruz ki,
yaptığımız saptama dışında,
farklı bir değerlendirme yapsınlar.
Sayın Başbakan…
Tatlıses’in mesajını
televizyonda
milyonların önünde okumanız;
toplumsal yarar açısından
şahsınız dışında,
kime yararı oldu?…
Varsayalım,
Tatlıses’in mesajı
tamamen doğru ve içtenlikli…
Şahsınızın övülmeye
ihtiyacı mı var?
Siz dini
her zaman ön planda tutan,
İmam Hatip mezunu
din eğitimi almış,
bir kimsesiniz…
Kur’an’da
kişilerin toplum önünde
kendilerini övmelerine dair
bir sure, ayet var mıdır?
Tam aksine,
Yüce Kitabımız;
alçakgönüllü olmanın
erdeminden söz eder
****
Belki diyeceksiniz…
“Siz siyaseti benden iyi mi bileceksiniz,
seçime giden bir partinin genel başkanı
ne yapar bana mı öğreteceksiniz?”
İşte o konuda yüzde yüz haklısınız…
Bize her zaman susmak,
yönetenleri
ne yaparlarsa yapsınlar,
sürekli alkışlamak düşer…
Ne diyelim? Affola!…
BURHAN ÖZBEY
